MAHKEMESİ : HARRAN ASLİYE HUKUK (İŞ) MAHKEMESİTARİHİ : 03/04/2013NUMARASI : 2012/126-2013/100DAVA :Davacı vekili davacının kıdem ve ihbar tazminatı ile yıllık ücretli izin, fazla mesai, tatil çalışmaları karşılığı ücret ve aile yardım alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Hüküm süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I 1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir. 2. İş sözleşmesinin tarafları, asgarî ücretin altında kalmamak kaydıyla sözleşme özgürlüğü çerçevesinde ücretin miktarını serbestçe kararlaştırabilirler. İş sözleşmesinde ücretin miktarının açıkça belirtilmemiş olması, taraflar arasında iş sözleşmesinin bulunmadığı anlamına gelmez. Böyle bir durumda dahi ücret, Borçlar Kanunun 401. maddesine göre tespit olunmalıdır. İş sözleşmesinde ücretin kararlaştırılmadığı hallerde ücretin miktarı, işçinin kişisel özellikleri, işyerindeki ya da meslekteki kıdemi, meslek unvanı, yapılan işin niteliği, iş sözleşmesinin türü, işyerinin özellikleri, emsal işçilere o işyerinde ya da başka işyerlerinde ödenen ücretler, örf ve adetler göz önünde tutularak belirlenir. Çalışma yaşamında daha az vergi ya da sigorta primi ödenmesi amacıyla zaman zaman, iş sözleşmesi veya ücret bordrolarında gösterilen ücretlerin gerçeği yansıtmadığı görülmektedir. Bu durumda gerçek ücretin tespiti önem kazanır. İşçinin kıdemi, meslek unvanı, fiilen yaptığı iş, işyerinin özellikleri ve emsal işçilere ödenen ücretler gibi hususlar dikkate alındığında imzalı bordrolarda yer alan ücretin gerçeği yansıtmadığı şüphesi ortaya çıktığında, bu konuda tanık beyanları gözetilmeli ve işçinin meslekte geçirdiği süre, işyerinde çalıştığı tarihler, meslek unvanı ve fiilen yaptığı iş bildirilerek sendikalarla, ilgili işçi ve işveren kuruluşlarından emsal ücretin ne olabileceği araştırılmalı ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek bir sonuca gidilmelidir. Diğer taraftan 6100 HMK.’un tanıkla ilgili hükümleri incelendiğinde, 240/1 maddesinde “Davada taraf olmayan kişiler tanık olarak gösterilebilir”, 250. Maddesinde ise “Tanığın davada yararı bulunmak gibi tanıklığının doğruluğu konusunda kuşkuyu gerektiren sebepler varsa, bunu iki taraftan biri iddia ve ispat edebilir” kurallarına yer verilmiştir. Dosya içeriğine göre hükme esas bilirkişi raporunda davacı tarafın tek ve işveren aleyhine dava açan tanığın beyanına göre belirlenen ücret esas alınarak tazminat ve işçilik alacakları tespit edilmiştir. Somut uyuşmazlıkta davalı işverenin işçilerin mesleklerine göre asgari ücretin üzerinde ücret ödediği anlaşılmaktadır. Ücret ihtilaflıdır. Ancak tazminat ve alacaklara esas ücret davalı aleyhine dava açan davacı tanık anlatımı ile belirlenmesi usule aykırıdır. Kaldı ki dava dilekçesinde davacının aldığı ücretin net mi brüt mü olduğu açıklanmamıştır. Belirtilen ücretin brüt ücret olması halinde ise belirlenen ücret bu miktarı aşacak ve HMK.’un 24 ve devamı maddelerindeki taleple bağlılık ilkesine aykırı davranılmış olunacaktır. Yapılması gereken davacının kıdemi, mesleği, fiilen yaptığı iş belirtilerek, iş kolu ile ilgili işçi ve işveren kuruluşlarından veya iş kolunda emsal ücret araştırılması ve bu emsal ücret esas alınarak davacının tazminat ve alacaklarının belirlenerek hüküm altına alınmasıdır. Eksik inceleme ile karar verilmesi hatalıdır.SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarda belirtilen gerekçe ile BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 05.05.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.