Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1435 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 7965 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİDAVA :Davacı, kıdem tazminatı ile fazla mesai ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.Hüküm süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:A) Davacı isteminin özeti:Davacı vekili, davacının talebine rağmen fazla mesai ücretinin davalıca ödenmemesi üzerine davacının iş aktini haklı feshettiğini ileri sürerek kıdem tazminatı ve fazla mesai ücreti alacaklarını istemiştir.B)Davalı cevabının özeti:Davalı vekili, iş aktinin davacı tarafından haklı neden olmaksızın feshedildiğini savunarak davanın reddini istemiştir.C)Yerel Mahkeme kararının özeti:Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, davacının iş aktini 28.05.2011 tarihinde feshettiğini belirtmesine rağmen 11.05.2011 tarihinde farklı bir iş yerinde sigortalı olarak işe başladığı, davalı tarafça dosyaya sunulan ve davacı tarafça imzası inkar edilmeyen 30.04.2011 tarihli belgeye göre "davacının başka bir firmada iş bulduğunu, bu nedenle işi bırakacağını" beyan ederek işten ayrıldığı, fazla çalışma ücretinin ödenmesi yönünde herhangi bir talebinin olmadığı, bu nedenle davacının kıdem tazminatı isteyemeyeceği gerekçesi ile kıdem tazminatı talebinin reddine, fazla mesai ücreti talebinin ise kabulüne karar verilmiştir.D)Temyiz:Karar süresi içinde davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.E)Gerekçe:1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.2- Somut olayda, davacının ileri sürdüğü net 900 TL aylık ücretin fesih tarihinde geçerli asgari ücretin yaklaşık 1,57 katı olduğu, davacı şahidi beyanlarının ve emsal ücret araştırmasının davacının iddiasını desteklediği, davacının davalı işverenlikteki kıdeminin yaklaşık 3 yıl 11 ay ve davacının görevinin kesim ustası otomatikçi makinacı, işin yapıldığı yerin İstanbul olduğu göz önüne alındığında, davacının aylık ücretinin talebi gibi net 900 TL. olarak kabulü ile alacak miktarlarının buna göre hesaplanması gerekirken yazılı gerekçe ile hüküm kurulması hatalıdır.3- İşçiye, işyerinde çalıştığı sırada ara dinlenmesi verilip verilmediği ve süresi konularında taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.İşçinin günlük iş süresi içinde kesintisiz olarak hiç ara vermeden çalışması beklenemez. Gün içinde işçinin yemek, çay, sigara gibi ihtiyaçlar sebebiyle ya da dinlenmek için belli bir zamana ihtiyacı vardır.Ara dinlenme 4857 sayılı İş Kanununun 68 inci maddesinde düzenlenmiştir. Anılan hükümde ara dinlenme süresi, günlük çalışma süresine göre kademeli bir şekilde belirlenmiştir. Buna göre dört saat veya daha kısa süreli günlük çalışmalarda ara dinlenmesi en az onbeş dakika, dört saatten fazla ve yedibuçuk saatten az çalışmalar için en az yarım saat ve günlük yedibuçuk saati aşan çalışmalar bakımından ise en az bir saat ara dinlenmesi verilmelidir. Uygulamada yedibuçuk saatlik çalışma süresinin çok fazla aşıldığı günlük çalışma sürelerine de rastlanılmaktadır. İş Kanununun 63 üncü maddesi hükmüne göre, günlük çalışma süresi onbir saati aşamayacağından, 68 inci maddenin belirlediği yedibuçuk saati aşan çalışmalar yönünden en az bir saatlik ara dinlenmesi süresinin, günlük en çok onbir saate kadar olan çalışmalarla ilgili olduğu kabul edilmelidir. Başka bir anlatımla günde onbir saate kadar olan (onbir saat dahil) çalışmalar için ara dinlenmesi en az bir saat, onbir saatten fazla çalışmalarda ise en az birbuçuk saat olarak verilmelidir.İşçi, ara dinlenme saatinde tamamen serbesttir. Bu süreyi işyeri içinde ya da dışında geçirebilir. İşyerinde geçirmesi ve bu süre içinde çalışmaya devam etmesi durumunda ara dinlenmesi verilmemiş sayılır. Ancak işçi işyerinde kalsa bile, ara dinlenmesi süresini serbestçe kullanabilir, bu süre içinde çalışmaya zorlanamaz.Ara dinlenmesi için ücret ödenmesi gerekmez. Ancak, bu süre işçiye dinlenme zamanı olarak tanınmamışsa, işçinin normal ücretinin ödenmesi gerekir. Bu sürenin haftalık 45 saati aşan kısmını oluşturması halinde ise, zamlı ücret ödenmelidir.Ara dinlenme süreleri kural olarak aralıksız olarak kullandırılır. Ara dinlenmesinin kullandırılması zorunlu ise de, bunun kullanılacağı zamanı belirlemek işverenin yönetim hakkıyla ilgilidir. İşçilerin tamamı aynı anda ara dinlenme zamanını kullanılabileceği gibi, belli bir plan dahilinde sırayla kullanmaları da mümkündür. Ancak ara dinlenme süresinin, işe, ara dinlenme süresi kadar geç başlama veya aynı süreyle erken bırakma şeklinde kullandırılması doğru olmaz. Ara dinlenme süresinin günlük çalışma içinde belli bir zamanda amaca uygun şekilde kullandırılması gerekir (Yargıtay 9.HD. 17.11.2008 gün 2007/35281 E, 2008/30985 K.).İş Kanununa İlişkin Çalışma Süreleri Yönetmeliğinin 3 üncü maddesinin ikinci fıkrasında, ara dinlenmelerinin iklim, mevsim, yöredeki gelenekler ve işin niteliğine göre yirmidört saat içinde kesintisiz oniki saat dinlenme süresi dikkate alınarak verileceği hükme bağlanmıştır. Değinilen maddenin birinci fıkrasında ise, ara dinlenme süresinin çalışma süresinden sayılmayacağı açıklanmıştır.Somut olayda, fazla mesai sürelerinin hesaplanmasında 12 saatlik çalışmadan 1,5 saat ara dinlenmesi düşülmesi gerekirken 1 saat ara dinlenmesi düşülmesi hatalıdır.4- Fazla mesai ücretinin net miktarının hesaplanmasında gelir vergisi ve damga vergisi yanında sigorta primi ve işsizlik priminin de düşülmesi gerektiğinin düşünülmemesi hatalıdır.5-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’ne göre davalı lehine yaklaşık 693,84 TL. vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken 1320 TL vekalet ücretine hükmedilmesi hatalı ise de, taraflar lehine hükmedilecek vekalet ücretinin yukardaki bozma nedenlerine göre değişeceği göz önüne alınmalıdır.SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 20.01.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.