Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 14267 - Karar Yıl 2003 / Esas No : 14994 - Esas Yıl 2003
Davacı, işe iadesine, işe alınmadığı takdirde boşta geçen süre karşılığı ile ihbar tazminatı ve diğer alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:1- Mahkemece verilen işe iadeye, işçinin süresi içinde işverene başvurması halinde bir ay içinde işverence işe başlatılmadığı takdirde altı aylık ücreti tutarında tazminatın ödenmesine yine fesih tarihinden kararın kesinleşmesine kadar geçen süre için en çok dört aylık süreye ait ücretin işçiye ödenmesine dair karar, usul ve yasaya uygun olduğundan davalı vekilinin buna dair temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün bu yönden (ONANMASINA),2- 1475 sayılı iş Kanununa 4773 sayılı Yasa ile eklenen 13/A maddesi uyarınca, işverence yapılan feshin geçerli bir nedene dayanmaması halinde işçinin işe iadesi imkanı sağlanmıştır. Aynı düzenlemeye 4857 sayılı İş Kanunun 18. maddesinde de yer verilmiştir. Kanunun işçinin işe iadesiyle ilgili iş güvencesi hükümlerinde ivedi olarak yargılama yapılması öngörülmüş ve yargılamanın seri yargılama usulüne göre yapılacağı kurala bağlanmıştır.işçinin işe iade isteği, işe başlatılmama halinde ödenmesi gereken tazminatı ve en çok dört aya kadar boşta geçen süreye ait ücret taleplerini de içerir. Bir başka anlatımla, iş güvencesi tazminatı ve boşta geçen süreye ait ücret istekleri olmasa dahi bu hususlar işe iadenin sonucu olup, mahkemece bu konularda da karar verilmelidir.Ancak, işçinin işe iadeyle ilgili isteklerin yanında işçilikten doğan diğer tazminat ve alacaklarında istenmesi halinde, bu talepler yönünden yargılama yapılması, işe iade davasının yasa koyucunun öngördüğü süre içinde seri yargılama usulüne göre görülüp sonuçlandırılmasına engel oluşturur, işe iade davası dışında kalan diğer hak ve alacaklar ile ilgili davalar ise sözlü yargılama usulüne tabidir. Bu nedenle işe iade ile birlikte diğer işçilik haklarının da dava edildiği hallerde bu davaların ayrılmasına karar verilerek yargılama yapılmalıdır.Esasen, işçinin açmış olduğu işe iade davasında ihbar ve kıdem tazminatlarının da talep edilmiş olması bir çelişkiyi oluşturur. Bir taraftan feshin geçersizliği ile işe iade talep edilirken, diğer yandan feshin sonucuna bağlı olan tazminatların istenmesi doğru olmaz.Somut olayda mahkemece davacı işçinin işe iadesine karar verilmesi yanın da ihbar tazminatının da hüküm altına alınması hatalıdır. Diğer taraftan, yukarda yapılan açıklamalara göre, ücretle ilgili davanın ayrılması gerekirse de dava dilekçesinde talep bulunmadığında bu konuda açılmış ±±»ir davadan da söz edilemez. Bu nedenle davacı işçinin çalıştığı son aya ait ücret alacağının hüküm altına alınması HUMK'nun 74. maddesinde öngörülen istekle bağlılık kuralına da aykırılık oluşturur.Açıklanan nedenlerle, mahkemece ihbar tazminatı ile son aya ait ücretin kabulüne dair verilen karar hatalı olduğundan hükmün bu yönden (BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA}},3- Davacı kendini vekille temsil ettirdiğinden 200.000.000 TL avukatlık ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine4- Reddedilen miktar yönünden 100.000.000 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine5- Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına6- Davacının yaptığı yargılama gideri 21.760.000 TL.nin davalıdan tahsiliyle davacıya ödenmesine, davalının temyiz gideri olarak yaptığı 27.000.000 TL'nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,7- Temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 1475 sayılı İş Kanununa 4773 sayılı Yasa ile eklenen 13/C maddesi uyarınca kesin olarak 11.9.2003 gününde oybirliğiyle karar verildi.