Davacı, 28/11/2013 tarih ve 2013/944-3652/03 sayılı tutanığın uygulanmasının tebliğ ile durdurulmasına ve iptaline karar verilmesini istemiştir. Yerel mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi P.A. tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I A) Davacı İsteminin Özeti: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, T.C. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İş Teftiş Kurulu Grup Başkanlığının08/03/2013 tarih ve 944 sayılı görev yazısı gereğince " bankacılık sektöründe çalışanların çalışma koşullarının iyileştirilmesi" programlı teftiş kapsamında yapılan inceleme sonucunda müvekkili bankanın çeşitli il ve ilçelerinde bulunan 44 şubesinin incelendiğini ve 16,09,2013-28/11/2013 tarihleri arasında genel müdürlük bünyesinde aralıklı olarak yapılan incelemeler neticesinde noksanlıklar ve mevzuata aykırı hususların belirlendiğine ilişkin tespit tutanağının 28/11/2013 tarihinde kendilerine tebliğ edildiğini ancak raporun usule aykırı ve yetersiz olduğunu, nitekim son denetleme tarihi olan 26/07/2013 itibari ile bankanın toplam şube sayısının 624 ve personel sayısının 13448 olduğunu, şube personel sayısının ise 7439 olduğunu ancak müfettişler tarafından 44 şubenin yani tüm şubelerin yalnızca % 7 sinin incelendiğini ve görüşülen personel sayısının % 8 olduğunu, tüm çalışanların izinli, raporlu veya mazeret izni gibi durumları düşünüldüğünde yapılan tespit ve değerlendirmelerin eksik ve hatalı olduğunun daha kolay anlaşılabileceğini, tutanakta haftalık 45 saati aşan fazla mesai yapıldığına dair belirlemenin hukuka aykırı olduğunu beyanla davalarının kabulü ile 28/11/2013 tarih ve 2013/944-3652/03 sayılı tutanağın uygulanmasının tebliğ ile durdurulmasına ve iptaline karar verilmesini talep etmiştir.B) Davalı Cevabının Özeti: Davalı vekili cevap dilekçesinde bildirdiği sebeplerle davanın reddini savunmuştur.C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti: Mahkemece yapılan yargılama sonunda, İşçi ile işveren arasında hizmet akdinin gerek işleyişinden kaynaklanan gerekse, fazla mesai yapılmasından kaynaklanan hak ve alacakların ödenmesi gerekip gerekmediği konusu, özellikle çalışan tarafından mahkemeler önüne dava olarak getirilmesi halinde ve tarafların bu konudaki tüm delilleri toplandıktan sora çözümlenmesi gereken bir ihtilaf olduğu, mahkemelerin dahi, sahip olmadığı bir yetkinin iş müfettişlerince ve hem de yalnızca bazı çalışanlarla görüşmek suretiyle kullanılmasının kabul edilebilir bir yanı olmadığı, işçi tarafından yaratılmış ve mahkemeye taşınmış bir ihtilaf söz konusu olmadığına göre iş müfettişlerinin düzenledikleri bu raporun yalnızca idari para cezası açısından sonuçlarından bahsetmek söz konusu olacaktır ve bu durumda da yargı önünde haklarını savunma ve delillerini sunma imkanı tanınmayan işverenin müfettiş raporu ile bağlı olacağını söylemenin mümkün olmadığı, 92. Maddenin son cümlesinde işverenin bu rapora karşı 30 gün içerisinde itiraz edebileceğinin hükme bağlandığı, davacı banka çalışanlarının fazla mesai ücretleri olduğunun belirlenmesine dair müfettiş raporunun davacı bankayı bağlayıcılığı olmadığı gerekçesi ile istemin kabulüne karar verilmiştir. D) Temyiz: Kararı davalı temyiz etmiştir. E) Gerekçe:6100 sayılı HMK.’un 106. Maddesine göre; (1) Tespit davası yoluyla, mahkemeden, bir hakkın veya hukuki ilişkinin varlığının ya da yokluğunun yahut bir belgenin sahte olup olmadığının belirlenmesi talep edilir. (2) Tespit davası açanın, kanunlarda belirtilen istisnai durumlar dışında, bu davayı açmakta hukuken korunmaya değer güncel bir yararı bulunmalıdır. (3) Maddi vakıalar, tek başlarına tespit davasının konusunu oluşturamaz. 4857 sayılı İş Kanunu’nun 92. Maddesine göre ise: “91 inci madde hükmünün uygulanması için iş hayatının izlenmesi, denetlenmesi ve teftişiyle ödevli olan iş müfettişleri, işyerlerini ve eklentilerini, işin yürütülmesi tarzını ve ilgili belgeleri, araç ve gereçleri, cihaz ve makineleri, ham ve işlenmiş maddelerle, iş için gerekli olan malzemeyi 93 üncü maddede yazılı esaslara uyarak gerektiği zamanlarda ve işçilerin yaşamına, sağlığına, güvenliğine, eğitimine, dinlenmesine veya oturup yatmasına ilişkin tesis ve tertipleri her zaman görmek, araştırmak ve incelemek ve bu Kanunla suç sayılan eylemlere rastladığı zaman bu hususta T.C. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından çıkarılacak İş Teftişi Tüzüğünde açıklanan şekillerde bu halleri önlemek yetkisine sahiptirler. Teftiş, denetleme ve incelemeler sırasında işverenler, işçiler ve bu işle ilgili görülen başka kişiler izleme, denetleme ve teftişle görevli iş müfettişleri ve işçi şikayetlerini inceleyen bölge müdürlüğü memurları tarafından çağrıldıkları zaman gelmek, ifade ve bilgi vermek, gerekli olan belge ve delilleri getirip göstermek ve vermek; iş müfettişlerinin birinci fıkrada yazılı görevlerini yapmaları için kendilerine her çeşit kolaylığı göstermek, bu yoldaki isteklerini geciktirmeksizin yerine getirmekle yükümlüdürler. Çalışma hayatını izleme, denetleme ve teftişe yetkili iş müfettişleri ile işçi şikayetlerini incelemekle görevli bölge müdürlüğü memurları tarafından tutulan tutanaklar aksi kanıtlanıncaya kadar geçerlidir. İş müfettişleri tarafından düzenlenen raporların ve tutulan tutanakların işçi alacaklarına ilişkin kısımlarına karşı taraflarca otuz gün içerisinde yetkili iş mahkemesine itiraz edilebilir”. Anılan yasal hükümler ile Çalışma ilişkilerini korumak ve geliştirmek, ortam ve koşullarını denetlemek görevi iş müfettişlerine verilmiştir. Buna göre iş müfettişleri işyerinde genel, kontrol ve inceleme denetimi yaparlar. İşyerinde işin yürütümü yönünden çalışma hayatı ile ilgili tüm mevzuat hükümlerine ve işçi sağlığı ve iş güvenliği açısından ise; işçi sağlığı ve güvenliğine ilişkin mevzuat hükümlerinin uyulup uyulmadığının tespiti, genel denetimdir. Genel denetim ise yargısal faaliyet olarak nitelendirilemez. Kontrol denetim ise, genel denetim sonrası (işin yürütümü veya işçi sağlığı ve güvenliğine ilişkin) mevzuata aykırılık ve eksiklik olarak tespit edilen olguların, verilen süre içinde giderilip giderilmediğini kontrol edilmesidir. İnceleme denetimi, bir kişinin ya da kurumun başvurusu üzerine yapılan denetimdir. Dosya içeriğine göre Bölge Müdürlüğü İş Teftiş Kurulu genel denetim ve teftiş sonrası, işyerinde 4857 sayılı İş Kanunu’nun bazı hükümlerinin eksik uygulanması ile ilgili genel olarak tespitlerde bulunmuşlardır. Çalışanlar tarafından başvuru olmadığı gibi doğrudan işçi adı belirtilerek alacakları olduğu da tespit edilmemiştir. Bu bir genel denetimdir. İş müfettişleri yasal yetkilerini kullanmışlardır. Bu genel denetim yetkisinin yargı yetkisi olarak değerlendirilmesi gerekçesi isabetli değildir. Kaldı ki Anayasa’ya aykırılık ileri sürülmediği ve iptal edilmediği sürece yasal kuralı hakim uygulamak zorundadır. İş Kanunu’nun 92/3 maddesindeki inceleme denetimi şeklinde yapılan itirazın doğrudan işçinin alacağının belirlenmesi ve işçiye husumet yöneltilerek yapılması gerekir. Somut uyuşmazlıkta işveren vekili, 92. Madde uyarınca, maddi olaylara dayalı tespit içeren raporun iptalini istemiştir. Bu rapor şu hali ile açılacak davalarda delil niteliğindedir. Rapor bir idari para cezası da içermemektedir. Delil niteliğinde maddi vakıaların tespitini içeren raporun iptalini istemede davacının hukuki yararı yoktur. Davanın 6100 sayılı HMK.’un 114 ve 115. Maddeleri uyarınca hukuki yarar şartı yokluğu nedeni ile usulden reddi yerine kabulü hatalıdır. F) Sonuç: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 14.04.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.