MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK (İŞ) MAHKEMESİDAVA : Davacı, kıdem tazminatı ile yıllık izin ücreti, fazla mesai ücreti, hafta tatil ücreti, genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Hüküm süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I A) Davacı İsteminin Özeti:Davacı vekili özetle, davacının 18/08/2006 tarihinde davalı iş verene ait fabrikada aşçı olarak işe başladığını, l8/07/2012 tarihinden haklı olarak işten ayrıldığı güne kadar kesintisiz çalıştığını, asgari ücret aldığını yıllık izin kullandırılmayıp hafta tatili ve genel tatil izinlerinin de kullandırılmadığını bu koşullarda son 2 yıla kadar 3 vardiyalı ve her gün 8 saat çalıştığını son 2 yılda ise saat 08:00 – 20:00 veya 20:00-08:00 saatleri arası günde 12 saat çalıştığını pazar günleri ise vardiya değişimi olduğundan 8 saat çalıştığını bu çalışma temposuna dayanamadığını, davacının noterden çektiği ihtarname ile iş akdini haklı olarak feshettiğini, ihtarnameyi alan işverenin kendisini haklı göstermek amacıyla işe gelmediğinden bahisle davacıya ihtarname keşide ettiğini, bu ihtarnamenin hakkın kötüye kullanılması örneği teşkil ettiğini iddia ederek; kıdem tazminatı, yıllık izin ücreti, fazla mesai ücreti, hafta tatili ücreti ve genel tatil ücreti alacaklarının faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir. B) Davalı Cevabının Özeti:Davalı vekili özetle; davacının davalı şirkette 18/08/2007 tarihinde aşçı yardımcısı olarak asgari ücretle işe başladığını, davacının oğlunun borçları nedeniyle kendisine baskı yaptığını ve kıdem tazminatını alarak işten ayrılmak istediğini davalı işverene ifade ettiğini davalının kabul etmemesi üzerine mahkemede görüşürüz diyerek işi bırakıp gittiğini, 18/07/2012 tarihinden itibaren 3 gün süreyle işe gelmediğini, bu durumun tutanakla sabit olduğunu 3 gün sonrasında davalının noter aracılığıyla çektiği ihtarname ile işe gelmesi gerektiğini gelmezse iş akdini haklı nedenle feshedileceğinin bildirildiğini, davacının tebellüğ ettiği ihtara rağmen işe dönmediği ve mazeret de bildirmediği için ihtarın tebellüğ alındığının öğrenildiği 26/07/2012 tarihinden sonra 31/07/2012 tarihi itibariyle ... ya bildirilerek işten ayrılış bildirgesi verildiğini davalı tarafından davacının iş akdinin haklı nedenle feshedildiğinden dolayı kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanılamayacağını, davacının iddia ettiği çalışma temposu ve koşullarının davalı iş yerinde bulunmadığını bu şekilde bir çalışmanın hayatın olağan akışına ters bir durum oluşturduğunu, fazla çalışmaların ücretlerinin davacıya ödendiğini, ayrıca fazla mesai, genel tatil ve hafta tatili ücretleri taleplerinin zamanaşımına uğradığını savunarak, davanın reddini talep etmiştir.C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak; kıdem tazminatı talebinin kabulüne, fazla mesai ve hafta tatili ücreti taleplerinin kısmen kabulüne, genel tatil ücreti ve yıllık izin ücreti taleplerinin reddine karar verilmiştir. D) Temyiz:Kararı, taraflar temyiz etmiştir. E) Gerekçe:1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının tüm, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir2-Davacı işçinin fazla çalışma ve hafta tatili ücreti isteklerinin kabulüne karar verilmiştir. Fazla çalışmaların uzun bir süre için hesaplanması ve miktarın yüksek çıkması halinde Yargıtay’ca son yıllarda taktiri indirim yapılması gerektiği istikrarlı uygulama halini almıştır (Yargıtay 9.HD. 11.2.2010 gün 2008/17722 E, 2010/3192 K; Yargıtay, 9.HD. 18.7.2008 gün 2007/25857 E, 2008/20636 K.). Ancak fazla çalışmanın tanık anlatımları yerine yazılı belgelere ve işveren kayıtlarına dayanması durumunda böyle bir indirime gidilmemektedir. Somut uyuşmazlıkta; tanık beyanlarına göre hesaplanan fazla mesai ücreti ve hafta tatili ücreti alacaklarından makul oranda takdiri bir indirim yapılmaması hatalıdır.3-Davada reddedilen miktarlar üzerinden davalı vekili lehine red vekalet ücretine hükmedilmemesi isabetsizdir.4-Hükmedilen miktarların net mi yoksa brüt mü olduğunun, hükümde belirtilmemesinin HMK ‘nun 297. maddesine aykırı olduğunun ve infazda tereddüte yol açacağının düşünülmemesi de hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir. F)Sonuç: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 09/06/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.