MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİDAVA :Davacı, asıl ve birleşen davada uğranılan banka zarınını ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Yerel mahkemece, esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir. Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I A) Davacı isteminin özeti: Davacı vekili, davalıların usulsüz işlemler sonucunda davacıyı 912500 YTL. zarara uğrattığını ileri sürerek bu zararı faizi ile birlikte istemiştir.B)Davalı cevabının özeti: Davalı vekili, iddia ve taleplerin yersiz olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.Davalı ... vekili, davalı tarafından müvekkili aleyhinde açılan söz konusu davanın haksız ve nesnetsiz olduğunu, müvekkilinin diğer davalılarla bir ilgisinin bulunmadığını, müvekkilinin davacı banka ile ilişkisinin bankadan kullanmış olduğu otomobil kredisinden kaynaklandığını, kredinin açılmasında herhangi bir usulsüz işlemin bulunmadığını, kredi konusu aracın bankaya rehin edildiğini ve kredinin kefilinin abisi ... olduğunu, söz konusu kredinin taksitlerini kendisinin ödediğini, işlerinin zayıflaması nedeniyle bir kaç taksitinin abisi ... tarafından ödendiğini, bunun da hayatın olağan akışında normal olduğunu, tüm bunlara rağmen usulsüz ödendiği belirtilen 6.143.47 TL olduğu ve kredi riskinin de 20.376.26 TL olduğu iddia edildiğinden müvcekkilinin tutukluluğunun kaldırılması için isnat edilen suça karşılık 7.000.00 TL ve kredi riskine karşılık da 13.000.00 TL 23.07.2007 tarihinde davacı bankaya ödendiğini savunarak davanın müvekkili açısından tefrikine karar verilmesi ve davanın reddini istemiştir.Davalılardan ... vekili, söz konusu davayı bakmaya iş mahkemesinin görevli olmayıp Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğunu, davacı banka dava dilekçesinde müvekkilinin davalı ... ile Organize hareket etmediği, hesabına usulsüz aktarılan paralardan haberinin olmadığını, müvekkilin davacı bankaya müracaat ederek kredi kullandığı ve bu krediye karşılık mülkiyetinde bulunduğu daireyi ipotek verdiği ve halen ipotekli olduğu müvekkilinin ... ticareti yaptığını, davalı ... a satmış olduğu çimento ve demir parasını alamaması üzerine davacı bankada bulunan kredisinin artırılarak kullanmasını alınacak krediye karşılık bir dariseni bankaya ipotek vereceğini söylemiş bu kredi fazleri ile taksitlerini de kendisi karşılayacağını borcunun bittiğinde ipoteğin kaldırılacağını belirtmesi üzerine mülkiyeti ... a ait dupbeks meskeni müvekkilinin borcuna karşılık teminat olarak bankaya ipotek olarak verdiğini, kredi kullanılırken ve ipatek verilirken bir usulsüzlük yapılmış ise müvekkilinin hiçbir kusurunun olmadığını, bu işlemlerden banka yetkililerinin sorumlu olduğunu bilahare teminata alınan ipotek müvekkilinin haberi olmadan fek edilerek aynı günde ... e satıldığı için müvekkilinin zarara uğratıldığını , müvekkilinin kredinin geri dönüşünde mudi hesaplarından para çekmek ve firmaları kredilendirilmek suretiyle yapıldığı gerekçesiyle suçlandığını, oysaki müvekkilinin böyle bir işlem yapmasının mümkün olmadığı için davacı bankanın iddiasının mantıksız olduğunu, çünkü kullandıkları kredinin ödemeleri davalı ... tarafından yapıldığı için yapılan ödemelerden habersiz olduğunu ayrıca müvekkilinin kötü niyetli olsaydı kendi dairesi üzerindeki ipoteği kaldıracağını, bu nedenle davanın usul ve yasaya aykırı olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.Davalı ... ve ... vekili duruşmalarda alınan beyanlarında özetle; iddia ve taleplerin yersiz olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.Davalı ... ve ... davaya cevap dilekçesi vermemiştir.C)Yerel Mahkeme kararının özeti:Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, Dairemizin 2010/6739 Esas sayılı bozma ilamına uyulduğu, Yargıtay bozma ilamındaki 3. bentte, bankanın zararının ceza mahkemesinde hüküm altına alındığını, avukatlık ve harçla ilgili hüküm kurulduğunu, Yargıtay 7. Hukuk Dairesi ismen sanıklar lehine bozulduğunu, bozma sonrası ne gibi işlem yapıldığı, hüküm verilip verilmediği hususunun araştırılması gerektiği, mükerrer yararlanmaya yol açmayacak şekilde bir karar verilmesinin vurgulandığını, Yargıtay 7. Hukuk Dairesi bozma ilamından sonra ... Ağır ceza in 2009/240 esas ve 2011/43 karar sayılı ilamda, bozma ilamından önceki gibi 890,43 TL nin ... ve ...'dan müteselsilen alınmasına, 43.433 52.891 TL vekalet ücreti ile 52,891 TL nisbi harcın da alınmasına karar verilmiştir. 12/03/2014 tarihli iş bu dosyanın anılan ilamının kesinleştiği ve davacının 11/08/2014 tarihli yazısında ... İcra Müdürlüğünde takibe konulduğunun anlaşıldığı, netice itibariyle artık işbu davada Mahkeme tarafından 890.430 TL'nin ... ve ...'dan tahsiline karar verilmesi durumunda mükerrer yararlanmaya yol açılacağının tespit edildiği, yani Ceza Mahkemesi tarafından alacak konusunda hüküm verildiğinden, hüküm kesinleştiğinden ve hatta icra yoluna başvurulduğundan artık iş bu davada alacağa hükmetmemek gerektiği, netice olarak 22070 TL'nin davalılardan ... tarafından dava açıldıktan sonra ödendiği anlaşıldığından bu yönden esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına hükmetmek gerektiği, fazlaya ilişkin talebin reddine dair karar vermek gerektiği gerekçesi ile 22070 TL dava açıldıktan sonra davalı ... tarafından ödendiğinden bir karar verilmesine yer olmadığına, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.D)Temyiz: Karar süresi içinde davacı Banka vekili tarafından temyiz edilmiştir.E)Gerekçe: DAİREMİZİN 2010/6739 ESAS SAYILI BOZMA İLAMINA KONU ASIL DAVA AÇISINDAN;1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davacının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir. 2- Somut uyuşmazlıkta, dava dilekçesinde talep edilen alacak için faiz talebinde de bulunmuş ve İş Mahkemesi’nin bozma ilamından önceki ilk kararında faize de hükmedilmiş ise de bozmadan sonraki hükümde faiz hakkında hüküm kurulmaması hatalıdır.3-Asıl dava tarihinin 11/06/2007 olmasına rağmen gerekçeli karar başlığında 22/11/2012 olarak yazılması hatalıdır. ASIL DAVA İLE BİRLEŞEN... İŞ MAHKEMESİ’NİN 2013/184 ESAS SAYILI DOSYASI AÇISINDAN;1-Dairemizin 2010/6739 Esas sayılı bozma ilamından sonra davacı vekili tarafından ... İş Mahkemesi’nin 2013/184 Esas sayılı davası açılmış, bu dosya Dairemizin 2010/6739 Esas sayılı bozma ilamına konu asıl dosya ile birleşmiştir. Birleşen bu dosyada davalının ... olduğu görülmüştür.Birleşen 1. İş Mahkemesi’nin 2013/184 Esas sayılı dosyası kapsamındaki talebin eldeki asıl dava dosyasındaki talep kapsamında kalıp kalmadığı, başka bir deyişle mükerrer dava açılıp açılmadığı ve sübut konusu irdelenip bir karar verilmesi gerekirken, hiçbir karar verilmemesi ve gerekçeli kararda da birleşen dosya hakkında hiçbir açıklama yapılmaması hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir. F)SONUÇ:Temyiz olunan kararın yukarda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 09/06/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.