Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 13772 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 16891 - Esas Yıl 2016





MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİDAVA :Davacı vekili tarafından verilen 10.02.2016 havale tarihli dilekçede Dairemizin 22/12/2015 tarih, 2015/22336 E ve 2015/36221 K sayılı onama kararının maddi hataya dayalı olarak verildiği ileri sürülerek kararın ortadan kaldırılması ve hükmün bozulmasına karar verilmesi talep olunmuştur. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:Davacının birleşen davadaki faizin yürütülme tarihine ilişkin temyizinin gözden kaçırılarak karar verildiği anlaşılmakla yukarıda tarih ve numarası belirtilen ONAMA KARARININ ORTADAN KALDIRILMASINA ve aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I A) Davacı İsteminin Özeti:Davacı,...'e ait işyerinde 29.04.2005 tarihinde çalışmaya başladığını, şirketin satın alma yoluyla el değiştirerek unvanının ... olduğunu, satım görüşmeleri sürerken davacı ile 06.11.2009 tarihinde avans sözleşmesi bağıtlanarak sözleşmeden önceki çalışmaları dolayısıyla işvereni ibra etmesi karşılığı davacı lehine bir takım taahhütlerde bulunulduğunu, anılan sözleşmenin 1. maddesi ile sözleşmede öngörülen bedelin ödendiğini, sözleşmenin 2. maddesinde davacının 07 .06. 2010 tarihinde davalı şirket bünyesinde çalışıyor olma koşuluna bağlı olarak ikinci bir ödemenin öngörüldüğünü, bu ödemeyi yapmak istemeyen işverenin iş akdini ihbar tazminatını peşin ödemek suretiyle 19.04.2010 tarihinde sona erdiğini, ancak ihbar öneli kullanması halinde ihbar önelinin 14.06.2010 tarihinde sona ereceğini, bu durumda 07.06.2010 tarihinde çalışıyor olacağını ve sözleşmenin 2. maddesindeki ödemeye hak kazanacağını, işverenin işçinin bildirim süresi içinde doğacak yeni haklarından işçiyi yararlandırmamak amacıyla peşin ödeme hakkını kötüye kullandığı hallerde işçinin bildirim süresi içinde doğacak haklarını talep edebileceğini ileri sürerek, ödenmeyen alacağının davalıdan tahsilini istemiştir.B) Davalı Cevabının Özeti:Davalı, avans sözleşmesi kapsamında çalışanlara iki ayrı ödeme yapılmasının kararlaştırıldığını ve ilk ödemenin yapıldığını, sözleşmenin 2. maddesinde 2. ödemenin 7 Haziran 2010 tarihinde işçinin işyerinde çalışıyor olma koşuluna bağlandığını, davacının iş akdinin 19.04.2010 tarihinde feshedilerek 21.04.2010 tarihinde ihbar tazminatının ödendiğini, iş akdinin feshi ve ihbar tazminatının ödenmesi durumunda taraflar arasındaki hizmet ilişkisinin sona ereceğini ve artık ihbar öneli içinde doğacak haklardan işçinin yararlanamayacağını savunarak, davanın reddini istemiştir.C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:Mahkemenin 29.06.2011 Tarih, 2010/639 Esas, 2011/438 Karar sayılı davanın reddine yönelik karar Dairemizin 19.12.2013 2011/48876 2013/34057 Karar sayılı kararıyla avans sözleşmesindeki ödemenin dayandığı çalışma şartının gerçekleşmemesinin davalının kendi eyleminden kaynaklandığı için alacağın davacının çalıştığı süreyle orantılı olarak davacıya verilmesi gerektiği gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece bozmaya uyularak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.D) Temyiz:Kararı taraf vekilleri temyiz etmiştir. E) Gerekçe:1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalının tüm, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir. 2- Somut olayda, dava dayanağı avans sözleşmesinde işçinin 7 Haziran 2010 tarihi itibariyle halen işveren bünyesinde çalışı hâlâ çalışıyor olması halinde, söz konusu tarihten itibaren 5 gün içinde, ama söz konusu tarihten itibaren geçerli olmak üzere 4.576 ... karşılığı Türk Lirası tutarının işçiye ödeyeceği yönünde hüküm vardır. Avans sözleşmesinde ödeme tarihi belirlendiği için ayrıca davalının temerrüde düşürülmesine gerek bulunmamaktadır. Davacı vekili ilk davadaki dava dilekçesinde talep ettiği 1000 TL için dava tarihinden itibaren faiz yürütülmesini talep etmiş olmakla birlikte, ek dava dilekçesinde “Kesin vade tarihi olan 11/06/2010 tarihinden itibaren yürütülmesi” yönündeki açıklama ile faiz talep ettiğinden, ek dava sonucu hüküm altına alınan 4.560,53 TL alacağın faiz başlangıç tarihinin avans sözleşmesine göre 13/06/2010 olarak kabul edilmemesi hatalıdır. Faiz başlangıç tarihindeki yukarıda açıklanan hata bozma sebebi ise de, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hükmün 6100 sayılı HMK. nun geçici 3/2. maddesi yollaması ile HUMK. nun 438/7. maddesi uyarınca düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.F) Sonuç:Hüküm fıkrasında, “bakiye 4.560,53 TL 'nin birleşen dosya dava tarihi olan 30.04.2014 tarihinden itibaren” sözcük ve rakamlarının çıkartılarak yerine "4.560,53 TL’nin 13.06.2010 tarihinden itibaren" tarih ve sözcüklerinin yazılmasına, hükmün bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlerden davacıya yükletilmesine, 09.06.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.