MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİDAVA : Davacı, icra takibine yapılan itirazın iptali, takibin devamı ile %40 icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir. Yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Hüküm süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I A) Davacı Talebinin Özeti:Davacı vekili, davacının emeklilik için gereken yaş şartı hariç prim ödeme gün sayısı ile 15 yıl çalışmış olmak şartlarını gerçekleştirmesi nedeniyle iş sözleşmesini feshettiğini, davacı işçinin bu şekilde kıdem tazminatına hak kazandığını, kıdem tazminatının tahsili için davalı aleyhine icra takibi başlattıklarını, davalının icra takibine itiraz ettiğini ve takibin durduğunu, davalı tarafından icra takibine yapılan itirazın haksız olduğunu ileri sürerek, icra takibine yapılan itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesi ve icra inkar tazminatı taleplerinde bulunmuştur.B) Davalı Cevabının Özeti:Davalı vekili, davacının iş sözleşmesini emeklilik nedeniyle değil başka bir işyerinde iş bulduğu için feshettiğini, davacının davalı şirkete ait işyerinden ayrıldıktan dokuz gün sonra başka bir işyerinde çalışmaya başladığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti ve Yargılama Süreci:Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davacının emeklilik için gereken yaş şartı hariç prim ödeme gün sayısı ile 15 yıl çalışmış olmak şartlarını gerçekleştirmesi nedeniyle iş sözleşmesini feshettiği, davacının kıdem tazminatına hak kazandığı, davalı tarafından icra takibine yapılan itirazın kısmen haksız olduğu, icra takibine konu alacak miktarının ancak bilirkişi incelemesi ile tespit edilebileceği gerekçeleriyle, davalının icra takibine yaptığı itirazın kısmen iptaline, icra inkar tazminatı talebinin ise reddine karar verilmiştir.D) Temyiz:Kararı taraflar temyiz etmiştir. E) Gerekçe:4857 sayılı İş Kanununun 120 nci maddesi yollamasıyla, halen yürürlükte olan 1475 sayılı Yasanın 14 üncü maddesinin birinci fıkrasının dördüncü bendinde, işçinin bağlı bulunduğu kurum veya sandıktan yaşlılık, emeklilik veya malullük aylığı yahut toptan ödeme almak amacıyla ayrılması halinde, kıdem tazminatına hak kazanılabileceği hükme bağlanmıştır. O halde anılan hüküm uyarınca, fesih bildiriminde bulunulabilmesi için işçinin bağlı bulunduğu kurum veya sandıktan yaşlılık, emeklilik, malullük ya da toptan ödemeye hak kazanmış olması şarttır. Bundan başka işçinin bağlı bulunduğu kurum ya da sandığa bahsi geçen işlemler için başvurması ve bu yöndeki yazıyı işverene bildirmesi gerekir. Böylece işçinin yaşlılık, emeklilik, mamullük ve toptan ödeme yönlerinden bağlı bulunduğu mevzuata göre hak kazanıp kazanmadığı denetlenmiş olur. Öte yandan işçinin, sosyal güvenlik anlamında bu hakkı kazanmasının ardından, ilgili kurum ya da sandığa başvurmaksızın kıdem tazminatı talebiyle işyerinden ayrılması ve bu yolla hakkın kötüye kullanılmasının önüne geçilmiş olur. İşçi tarafından bağlı bulunduğu kurum ya da sandıktan tahsise ya da tahsis yapılabileceğine dair yazının işverene bildirildiği anda işverenin kıdem tazminatı ödeme yükümü doğar. Faiz başlangıcında da bu tarih esas alınmalıdır. 4447 sayılı Yasanın 45 inci maddesi ile 1475 sayılı Yasanın 14 üncü maddesinin birinci fıkrasına (5) numaralı bent eklenmiştir. Anılan hükme göre, işçinin emeklilik konusunda yaş hariç diğer kriterleri yerine getirmesi halinde kendi isteği ile işten ayrılması imkânı tanınmıştır. Başka bir anlatımla, sigortalılık süresini ve pirim ödeme gün sayısını tamamlayan işçi, yaş koşulu sebebiyle emeklilik hakkını kazanamamış olsa da, anılan bent gerekçe gösterilmek suretiyle işyerinden ayrılabilecek ve kıdem tazminatına hak kazanabilecektir. Ancak, işçinin işyerinden ayrılmasının yaş hariç emekliliğe dair diğer kriterleri tamamlaması üzerine çalışmasını sonlandırması şeklinde gelişmesi ve bu durumu işverene bildirmesi gerekir. Davalı vekili, davacının iş sözleşmesini emeklilik nedeniyle değil başka bir işyerinde iş bulduğu için feshettiğini, davacının davalı şirkete ait işyerinden ayrıldıktan dokuz gün sonra başka bir işyerinde çalışmaya başladığını savunarak, davacının davalı şirkete ait işyerinden ayrıldıktan dokuz gün sonra işe başladığı işyerine yazı yazılarak, davacının henüz bankada çalışırken, yeni işyerine iş başvurusunda bulunup bulunmadığının, yeni işvereni ile iş görüşmesi yapıp yapmadığının, davacının yeni işvereni ile yazılı ya da sözlü bir iş sözleşmesi akdedip akdetmediğinin sorulmasını talep etmiştir.Mahkemece, davalı vekilinin yukarıdaki talepleri hakkında bir karar verilmemiş, bir değerlendirme yapılmamıştır.Yukarıdaki ilke kararımızda da açıkça ifade edildiği üzere, işçinin 4447 sayılı Yasanın 45 inci maddesi ile 1475 sayılı Yasanın 14 üncü maddesinin birinci fıkrasına eklenen (5) numaralı bent gereğince kıdem tazminatına hak kazanabilmesi için, iş sözleşmesinin işçi tarafından emeklilik nedeniyle feshedilmesi gerekir. İşçinin, çalıştığı mevcut işyerinden henüz ayrılmadan önce başka bir işyerinde çalışmak için davacı işçinin yeni işvereni ile yazılı yahut sözlü bir iş sözleşmesi akdetmesi durumunda iş sözleşmesinin emeklilik nedeniyle feshedildiğinden bahsedilemeyecektir.Bu nedenle, mahkemece davalı vekilinin talebi doğrultusunda araştırma yapılmalı, davacı işçinin henüz bankada çalışırken, yeni işvereni ile yazılı ya da sözlü bir iş sözleşmesi akdedip akdetmediği kesin olarak saptanmalı, sonucuna göre iş sözleşmesinin emeklilik nedeniyle feshedilip feshedilmediği değerlendirilmelidir. Eksik araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.F) Sonuç:Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 20/01/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.