Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 13015 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 5282 - Esas Yıl 2015





İŞ MAHKEMESİDAVA : Davacı, feshin geçersizliğine, işe iadesine ve yasal sonuçlarına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir.Yerel mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: A) Davacı İsteminin Özeti:Davacı, iş akdinin haklı veya geçerli bir neden olmaksızın feshedildiğini ileri sürerek feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini talep etmiştir.B) Davalı Cevabının Özeti:Davalı, ... bölümünde uzman doktor olarak çalışan davacının iş akdinin, Hasta Hakları Uygulama Yönergesi hükümlerine aykırı olarak hastanın yazılı rızası alınmaksızın tıbbi müdahalede bulunması ve hastanede tedavisi mümkün olan bir hastanın hiçbir haklı gerekçe olmadan başka bir sağlık kuruluşuna ücret karşılığında yönlendirilmesi eylemlerine dayanılarak 4857 sayılı Kanun’un 25/II. Maddesinin (h), (ı) ve (e) bendleri gereğince haklı nedenle feshedildiğini savunarak davanın reddini talep etmiştir.C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:Mahkeme, haklı feshe konu eylemler ile yaptırım arasında orantısızlık bulunduğu, fesih dışında disiplin cezasına konu yapılması gerektiği, ölçülülük ilkesine ve feshin son çare olması ilkesine riayet edilmediği gerekçesiyle davanın kabulüne karar vermiştir. D) Temyiz:Kararı davalı temyiz etmiştir. E) Gerekçe:4857 sayılı İş Kanunu’nun 18. maddesi işverene, işçinin davranışlarından ve yeterliliğinden kaynaklanan nedenlerle iş sözleşmesini feshetme yetkisi vermiştir. İşçinin davranışlarından kaynaklanan fesihte takip edilen amaç, işçinin daha önce işlediği iş sözleşmesine aykırı davranışları cezalandırmak veya yaptırıma bağlamak değil; onun sözleşmesel yükümlülükleri ihlale devam etmesi, tekrarlaması olasılığından kaçınmaktır. İşçinin davranışları nedeniyle iş sözleşmesinin feshedilebilmesi için, işçinin iş sözleşmesine aykırı, sözleşmeyi ihlal eden bir davranışının varlığı gerekir. İşçinin kusurlu davranışı ile sözleşmeye aykırı davranmış ve bunun sonucunda iş ilişkisi olumsuz bir şekilde etkilenmişse işçinin davranışından kaynaklanan geçerli bir fesih söz konusu olur. Buna karşılık, işçinin kusur ve ihmaline dayanmayan sözleşmeye aykırı davranışlarından dolayı işçiye bir sorumluluk yüklenemeyeceğinden işçinin davranışlarından kaynaklanan geçerli fesih nedeninden de bahsedilemez.İşçinin davranışlarından ve yeterliliğinden kaynaklanan nedenler, aynı yasanın 25. maddesinde belirtilen nedenler yanında, bu nitelikte olmamakla birlikte, işyerlerinde işin görülmesini önemli ölçüde olumsuz etkileyen nedenlerdir. İşçinin davranışlarından veya yetersizliğinden kaynaklanan nedenlerde, iş ilişkisinin sürdürülmesinin işveren açısından önemli ve makul ölçüler içinde beklenemeyeceği durumlarda, feshin geçerli nedenlere dayandığını kabul etmek gerekecektir.Dosya içeriğine göre; işveren feshi, ... bölümünde uzman doktor olarak çalışan davacının, Hasta Hakları Uygulama Yönergesi hükümlerine aykırı olarak hastanın yazılı rızasını almaksızın tıbbi müdahalede bulunması ve hastanede tedavisi mümkün olan bir hastanın hiçbir haklı gerekçe olmadan başka bir sağlık kuruluşuna ücret karşılığında yönlendirilmesi eylemlerine dayanarak gerçekleştirilmiştir.İşveren feshine konu eylemlerin davacı tarafça gerçekleştirildiği sabit olmakla beraber gerçekleştirilen bu eylemlerde davacının kusur veya ihmalinin bulunup bulunmadığı, şayet var ise haklı veya geçerli neden kapsamında değerlendirilip değerlendirilemeyeceği hususları tartışmalıdır.Somut olayda; davacı hakkında şikâyette bulunan ve yargılama safhasında tanık olarak dinlenen ...., davalı Üniversite’nin Hasta Hakları Birimi’ne yazılı başvuruda bulunarak reflü ameliyatı için muayene olduğu davacının, kendisini başka bir tıp merkezine yönlendirdiğini; keza, davada tanık olarak dinlenen diğer şikâyetçi .... de, davacının kendisine açıklama yapmaksızın isimsiz bir ilacı kullanmasını istediği ve ilaç ile ilgili imza aldığını ve kobay olarak kullanılmak istendiğini düşündüğü belirterek şikâyetlerde bulunmuştur.Yargılama safhasında dinlenen şikâyetçi....’nin beyanından, davacının araştırma kapsamında bulunan bir ilacı kullanmak için hastaya verdiği ve hastayı bu konuda bilgilendirilmediği anlaşılmaktadır. Her ne kadar davacı, Üniversite’nin Klinik Araştırmalar Etik Kurulu’ndan araştırma ile ilgili izin aldığını ve bu konuda hastanın da yazılı onayının bulunduğu iddia etmiş ise de, anılan hasta gerek şikâyet dilekçesinde gerekse tanık olarak dinlendiği ifadesinde imzalatılan belge ve kullanacağı ilaç hakkında bilgilendirilmediğini açıkça ifade etmiştir. Görüldüğü üzere, doktor olan davacının gerek sağlık mevzuatı gerekse yargısal içtihatlar ile kabul edilen aydınlatılmış onam şartını yerine getirmediği sabittir. Öte yandan, çalışma konusu ilaç hakkında davalı Üniversite’nin izninin olduğu iddiası ise dosyaya sunulan Etik Kurulu Kararlarından Faz 3 olarak değerlendirilen bu çalışmanın etik açıdan sakıncalı olmadığını, ancak yürürlükteki sigortalama mevzuatına uygun sigortasının yapılması durumunda resmî onayın da verilebileceğinin bildirilmesi ve sigorta şartının gerçekleşmemesi karşısında varit değildir.Ancak, şikâyet konusu ilaca ilişkin çalışmanın sakıncalı olmadığının Etik Kurulu tarafından tespit edildiği, ayrıca bu çalışmanın davacı ile aynı hastanede çalışan 3 kişi ile birlikte yapıldığı, diğer iki kişinin iş akdinin feshedilmediği, şikâyetçi hastadan önce başka hastalara da kullanıldığı, daha sonra sigortalama durumuna ilişkin mevzuat değişikliğinin yapıldığı ve bu ilacın kullanımına ilişkin hastanın imzasının da bulunduğu anlaşılmaktadır. Buna bağlı olarak, işveren feshine dayanak yapılan başka bir hekime ücret karşılığı hastayı yönlendirme eyleminde ise, davacının herhangi bir ücret veya menfaat temin etmediği, ayrıca yönlendirildiği iddia edilen hekimin aynı hastanede çalışan ve ameliyatı bu hastanede yapan bir hekim olduğu gibi, tanık olarak dinlenen şikâyetçi beyanından, davacının şikâyetçi hastayı hekim ile görüşmesi yönünde sadece telkinde bulunduğu, açıkça muayenehaneye ücret karşılığında göndermeye ilişkin bir beyanının bulunmadığı anlaşılmaktadır.Belirtilen sebeplerle, davacı hakkındaki şikâyetler ile davacının feshe konu eylemlerdeki tutum ve davranışlarının işçi ile işveren arasındaki iş ilişkisinde aranan güven unsurunu sarsar mahiyette olup, işveren açısından iş ilişkisini sürdürmesi beklenemeyeceğinden feshin geçerli nedene dayandığının kabulü ile davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile kabulüne karar verilmesi hatalıdır. 4857 sayılı İş Yasasının 20/3 maddesi uyarınca Dairemizce aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.HÜKÜM :Yukarıda açıklanan gerekçe ile;1. Mahkemenin kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,2. Davanın REDDİNE,3. Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,4.Davacının yaptığı yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, davalının yaptığı 419.00 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,5.Karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre 1.500 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,Kesin olarak 02.04.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.