Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1285 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 28398 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : İ... 2. İŞ MAHKEMESİ Davacı, ihbar tazminatı alacağının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I A) Davacı isteminin özeti: Davacı işveren vekili, davalı işçinin önceden haber vermeksizin istifa ettiğini, bu nedenle ihbar tazminatına mahkum edilmesi gerektiğini, davalıya yıl sonu primi olarak ortalama 8000 TL., bağlılık primi olarak ortalama 5000 TL. olmak üzere yılda 2 kere düzenli şekilde prim ödendiğini, davalıya ulaşım amacı ile araba tahsis edildiğini, arabanın kira bedeli olan 400 Euro'nun davacı Şirket tarafından karşılandığını, benzin kullanımında da bir sınırlama olmayıp davalı işçinin bu kullanımdan limitsizce faydalandığını ileri sürerek ihbar tazminatı alacağını istemiştir.B)Davalı cevabının özeti: Davalı işçi vekili, davacı işverenin davalı işçiye işten ayrılan işçilerin davalarında tanıklık etmesi için baskı yaptığını, hatta Noter'e önceden hazırlanmış bir beyanın taşınabilir bellek içinde götürülerek davalı işçiye bu noter beyanının bir işçi aleyhine olmak üzere zorla imzalatıldığını, 6 yıllık bir işçinin emeğini bir kenara atarak iş aktini boşuna sonlandırmayacağını, davalı işçinin bu baskılar nedeni ile “gördüğüm lüzum üzerine” diyerek istifa dilekçesi verdiğini, davalı işçiye yapılan uygulamanın mobbing olduğunu, bu nedenler ile davalı işçi iş aktini haklı nedenle feshettiğinden ihbar tazminatı ödemeyeceğini, yıl sonu primi olarak 8000 TL. ve bağlılık primi olarak 5000 TL. ödendiğinin doğru olduğunu, ancak, 2012 yılında bu primlerin davalı işçiye ödenmediğini, davalı işçinin kendisine verilen aracı tamamen iş için kullandığını, davalı işçiye yol ücreti ödenmediğini, iddia ve taleplerin yersiz olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.C)Yerel Mahkeme kararının özeti:Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, davalı işçinin, davacı şirkette 05.04.2007 tarihinden itibaren 31.03.2013 tarihine kadar kredi risk müdürü olarak görev yaptığı, 31.03.2013 tarihi itibari ile istifa ederek işten ayrıldığı, davalı işçinin bildirim sürelerine uymaksızın iş akdini feshettiği gibi mazeret de bildirmediği, bu nedenle davacı işverenin 4857 sayılı Yasa'nın 17. maddesi gereği ihbar tazminatına hak kazandığı gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.D)Temyiz: Karar süresi içinde davalı işçi vekili tarafından temyiz edilmiştir.E)Gerekçe: 1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalı işçinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir. 2- Taraflar arasında giydirilmiş brüt ücretin hesabı yönünden uyuşmazlık bulunmaktadır. 4857 sayılı İş Kanununun 32 nci maddesinin ilk fıkrasına göre, genel anlamda ücret, bir kimseye bir iş karşılığında işveren veya üçüncü kişiler tarafından sağlanan ve para ile ödenen tutar olarak tanımlanmıştır. Yasada ücretin eklerinin neler olduğu müstakilen düzenlenmemiş olmakla birlikte, değinilen maddenin ikinci fıkrasındaki “…banka hesabına yatırılacak ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkakının..” ibaresi gereğince, ücretin yanı sıra prim, ikramiye ve bu nitelikteki her türlü ödemelerin banka hesabına yatırılması öngörüldüğünden, “prim” ve “ikramiye” ücretin eki olarak İş Kanununda ifadesini bulmuştur. Kıdem tazminatına esas alınacak olan ücretin tespitinde, değinilen Yasanın 32 nci maddesinde sözü edilen asıl ücrete ek olarak, işçiye sağlanan para veya para ile ölçülebilen menfaatler de göz önünde tutulur.Somut uyuşmazlıkta, iş aktinde, davalı işçiye görevlerinin ifasında kullanılmak üzere masrafları davacı Şirket tarafından karşılanacak bir araç tahsis edileceği, davalı işçinin bazı kısıtlama ve koşullara tâbî olarak aracı kendi özel amaçlarına yönelik kullanma hakkı da olduğu belirtilmiştir. Bununla birlikte, davalı işçinin aracı kendi özel ihtiyaçları için ne kadar kullandığı davacı Şirket tarafından somut veriler ile ispatlanamamıştır. Bu nedenle, araç tahsisi açısından giydirilmiş brüt ücrete dahil edilebilecek meblağ, araç kirası ve yakıt bedeli olarak ele alınamaz. Araç tahsisi açısından giydirilmiş brüt ücrete dahil edilebilecek meblağ, fesih tarihinde normal günlük "servis hizmeti" karşılığı olarak belirlenmelidir. Bu miktarın somut olarak belirlenememesi halinde aylık "mavi kart bedeli" giydirilmiş brüt ücrete eklenmelidir. Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, araç kira bedelinin ve yakıt bedelinin varsayımsal olarak tespit edilmesi hatalı olduğu gibi, tespit edilen tüm miktarın giydirilmiş brüte eklenmesi de hatalıdır.3-Ayrıca, davalı işçiye ödenmesi kararlaştırılan ancak, 2012 yılı için fiilen ödendiği ispatlanamayan “BAĞLILIK PRİMİ” ve “YILLIK PRİM” adı altındaki kalemlerin de hükme esas alınan şekilde giydirilmiş brüt ücrete dahil edilmesi doğru değildir. Mahkeme tarafından 2012 yılı için “BAĞLILIK PRİMİ” ve “YILLIK PRİM” adı altındaki bu kalemlerin ödenip ödenmediği araştırılıp, bu primlerin ödendiğinin tespit edilmesi halinde ödenen miktarlar belirlenerek giydirilmiş brüt ücrete dahil edilmeli, bu primler ödenmemiş ise giydirilmiş ücrete dahil edilmemelidir. 4-Diğer yandan, brüt olarak belirlenen alacak miktarının nete çevrilmesi sırasında gelir vergisi ve damga vergisi kesilmemesinin nedeni de anlaşılamamıştır. Kesinti yapılmadan brüt miktarın net miktar olarak hüküm altına alınması hatalıdır.F)Sonuç: Temyiz olunan kararın yukarda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 19/01/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.