MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİDAVA : Davacı, kıdem tazminatı ile yıllık izin ücreti, genel tatil ücreti, ücret, sefer primi fark alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I A) Davacı İsteminin Özeti:Davacı vekili, 11/11/2006-14/09/2011 tarihleri arasında davalı işyerinde çalıştığını, iş sözleşmesine 4857 sayılı İş Kanunu'nun 24. maddesi uyarınca son verildiğini, asgari ücretinin ödenmemesi, genel tatil ücretlerinin ödenmemesi, sefere gönderilmeyerek sefer priminden mahrum bırakılması, 600 Euro olarak ödenen sefer primlerinin 2009 yılı başından itibaren 450 Euro, 2010 yılı başından itibaren 500 Euro ya düşürülmesi nedeniyle iş akdini haklı nedenle feshettiğini, işe girerken teminat senedi alındığını belirterek, kıdem tazminatı ile ücret, sefer prim farkı, yıllık ücretli izin, genel tatil ücret alacaklarının davalıdan tahsiline ve teminat senedinin iadesine karar verilmesini talep etmiştir. B) Davalı Cevabının Özeti:Davalı vekili, davacının davalı işyerinde 11/11/2006 tarihinden itibaren çalışmaya başladığını, 13/09/2011 tarihinden itibaren mazeretsiz ve haber vermeden 3 gün işe gelmediğini, bu nedenle iş akdinin 12/10/2011 tarihinde işverenlik tarafından haklı nedenle feshedildiğini, davacının kıdem tazminatının bulunmadığını, davacının ücret alacağının bulunmadığını, davanın reddi gerektiğini savunmuştur. C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:Mahkemece yapılan yargılama sonunda alınan bilirkişi hesap raporuna itibar edilerek, işçinin ücretinin ödenmemesi sebebiyle iş akdini feshettiğini yazılı olarak bildirilebileceği gibi, ücretlerinin ödenmemesi halinde işyerine gitmeyerek, eylemli olarak da iş akdini feshedebileceği, İş sözleşmesinin 4857 sayılı İş Kanunu'nun 24-II. maddesi uyarınca işçi tarafından haklı nedenle feshedilmesi halinde, bu durumdaki işçinin kıdem tazminatına hak kazanacağı, davacının diğer işçilik alacaklarına da hak kazandığı gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne, hesaplanan kıdem tazminatı, ücret, sefer primi, yıllık ücretli izin, genel tatil ücret alacaklarının tahsiline, teminat senedinin davalıdan alınıp davacıya iadesine karar verilmiştir. D) Temyiz:Kararı davalı vekili temyiz etmiştir. E) Gerekçe:1. Usul açısından;Anayasa’nın 138 ve 141. maddeleri uyarınca Hakimler, Anayasaya, kanuna ve hukuka uygun olarak vicdanı kanaatlerine göre hüküm verirler ve bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli olarak yazılır. Bu gerekçede hukuki esaslara ve kurallara dayanmalı, nedenleri açıklanmalıdır. Diğer taraftan 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı HMK.’un 27. Maddesinde hukuki dinlenilme hakkı kurala bağlanmıştır. Hukukî dinlenilme hakkı, Anayasanın 36 ncı maddesinde ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6 ncı maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının en önemli unsurudur. Hukuki Dinlenilme Hakkı” gereğince davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip olup, bu hakkın yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, açıklama ve ispat hakkını, mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini içermektedir. Mahkemeler, kararlarını somut ve açık bir şekilde gerekçelendirmek zorundadırlar. Eksik, şeklî ve görünüşte gerekçe yazılması adil yargılanma hakkının (hukukî dinlenilme hakkının), ihlâlidir. HMK.’un 297. maddesinde de, verilecek hükümde tarafların iddia ve savunmalarının özetinin, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususların, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delillerin, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesinin, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebeplerin yer alması gerektiği açıkça vurgulanmıştır. Kararın gerekçesinde maddi olay saptanmalı, hukuki niteliği ve uygulanacak hukuki kurallar belirlenmeli, bu konuda gerekli inceleme ve delillerden sözedilmeli, hukuk kuralları somut olaya uygulanmalı ve sonunda hüküm kurulmalıdır. Maddi olgularla hüküm fıkrası arasındaki hukuki bağlantı da ancak bu şekilde kurulabilecek, ayrıca yasal unsurları taşıyan bu gerekçe sayesinde, kararların doğruluğunun denetlenebilmesi mümkün olacaktır.Ayrıca hüküm fıkrasında taraflara tanınan hakların ve yükümlülüklerin gerekçeye uygun olarak açıkça belirtilmesi, alacak kalemlerinin açık ve net olarak belirlenmesi gerekir. Aksi durum infazda tereddüte yol açacaktır.Somut uyuşmazlıkta mahkemece davacının iş sözleşmesinin ücretlerinin ödenmemesi nedeni ile haklı nedenle feshettiği, bu nedenle kıdem tazminatına hak kazandığı belirtilmiş ise de ücret, sefer primi, yıllık ücretli izin ve tatil ücretlerine nasıl hak kazandığı, miktarların nasıl hesaplandığının gerekçesi oluşturulmadığı gibi teminat senedinin alınmasına ilişkin hükme ne şekilde ulaşıldığı da açıklanmamıştır. Kısaca kıdem tazminatı dışındaki istemler ile ilgili gerekçede maddi olay saptanmamış, hukuki niteliği ve uygulanacak hukuki kurallar belirlenmemiş, bu konuda gerekli inceleme ve delillerden sözedilmemiştir. Karar bu yönü ile gerekçesiz olduğundan hatalıdır.2. Esas açısından;Davacının sefer prim fark alacağı hesaplanırken, 2009 ve 2010 yılında 600 Euro alması gerekirken, 2009 yılında 450, 2010 yılında ise 500 Euro ödendiği kabul edilmiş ve farklar hesaplanmıştır. Ancak davacının tazminat ve alacaklara esas ücreti belirlenirken, sabit ücretine ek olarak sefer başına 600 Euro değil, 500 Euro aldığı kabul edilmiştir. Bu kabul karşısında davacının sefer başına 600 Euro aldığının belirtilmesi ve fark prim alacağının kabulü çelişkidir. Diğer taraftan davacının 2009 ve 2010 yılından önce veya bu yıllar sefer başına 600 Euro alacağına dair bir sözleşme hükmü veya işyeri uygulaması da kanıtlanmış değildir. Mahkemece davacının tazminat ve alacaklara esas ücretinde 500 Euro sefer primi kabul edilmişken, sefer prim alacağı farkının 600 Euro üzerinden hesaplanması hatalıdır. F) Sonuç:Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenlerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 07.02.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.