MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİYerel mahkeme kararının davacı tarafından temyizi üzerine, Dairemizin 11.11.2015 gün ve 2014/16944 Esas, 2015/32085 Karar sayılı kararı ile hükmün bozulmasına karar verilmiştir.Mahkemece, “...davadışı...A.Ş.’nin 11.12.2013 tarihli azısından davacının davalı bankada çalıştığı dönemde 29.01.2013 tarihinde...A.Ş. ile iş görüşmesi yaptığı, 26.02.2013 tarihinde sözleşme imzaladığı ve davalı bankadaki iş akdi sona erdikten sonra 04.03.2013 tarihinde...A.Ş.’de müdür yardımcısı olarak göreve başladığı anlaşılmıştır.... davacının davalı bankadaki görevi devam ederken dava dışı banka ile iş sözleşmesi imzaladığı, davacının amacının kıdem tazminatı alarak başka bir işyerinde çalışmak olduğu, davacı tarafın işten ayrıldığı tarihteki amacının aktif iş hayatını sonlandırmak olmadığı ve bu nedenle kıdem tazminatı talep edemeyeceği” gerekçesi ile bozmaya karşı direnme kararı verilmiştir. Direnme kararının süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmiş olup, Dairemizin 6352 sayılı kanunun 40. maddesi ile eklenen 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun geçici ikinci maddesi uyarınca öncelikle inceleme yetkisi olduğu anlaşılmakla dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. Y A R G I T A Y K A R A R I Dairemizin “Davacının iş akdini feshettiği tarihte, yaş hariç emeklilik koşullarını taşıdığı ve 1475 sayılı Yasanın 14/5.maddedeki koşulların oluştuğu tartışmasızdır. Davacı yasal hakkını kullanmıştır. Fesihten önce başka bir işyeri ile görüşmesi kötüniyet olarak değerlendirilemez. Bu nedenle yaş hariç emeklilik koşullarını taşıyan davacının kıdem tazminatının tahsiline yönelik icra takibinde davalı borçlunun itirazının iptaline karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde reddi hatalıdır.” gerekçesi ile verdiği bozma kararı usul ve yasaya uygun olup direnmenin yerinde olmadığı anlaşıldığından, temyiz incelemesinin yapılmak üzere dosyanın 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun geçici ek ikinci maddesi uyarınca yetkili ve görevli Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’na GÖNDERİLMESİNE, 26/05/2016 tarihinde oy çokluğu ile karar verildi. Dairemizin “Davacının iş akdini feshettiği tarihte, yaş hariç emeklilik koşullarını taşıdığı ve 1475 sayılı Yasanın 14/5.maddedeki koşulların oluştuğu tartışmasızdır. Davacı yasal hakkını kullanmıştır. Fesihten önce başka bir işyeri ile görüşmesi kötüniyet olarak değerlendirilemez. Bu nedenle yaş hariç emeklilik koşullarını taşıyan davacının kıdem tazminatının tahsiline yönelik icra takibinde davalı borçlunun itirazının iptaline karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde reddi hatalıdır.” gerekçesi ile verilen kararına karşı yerel mahkemece “...davadışı...A.Ş.’nin 11.12.2013 tarihli yazısından davacının davalı bankada çalıştığı dönemde 29.01.2013 tarihinde...A.Ş. ile iş görüşmesi yaptığı, 26.02.2013 tarihinde sözleşme imzaladığı ve davalı bankadaki iş akdi sona erdikten sonra 04.03.2013 tarihinde...A.Ş.’de müdür yardımcısı olarak göreve başladığı anlaşılmıştır.... davacının davalı bankadaki görevi devam ederken dava dışı banka ile iş sözleşmesi imzaladığı, davacının amacının kıdem tazminatı alarak başka bir işyerinde çalışmak olduğu, davacı tarafın işten ayrıldığı tarihteki amacının aktif iş hayatını sonlandırmak olmadığı ve bu nedenle kıdem tazminatı talep edemeyeceği” gerekçesi ile direnilmiş olup, bozma kararının yerinde olmadığı, bu nedenle direnmenin doğru olduğu, yerel mahkemesince bu hususun düzeltildiği anlaşıldığından, dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, yerinde bulunmayan davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun geçici ek ikinci maddesi uyarınca ONANMASI gerektiğini düşündüğümden aksi yöndeki sayın çoğunluk görüşüne katılamıyorum. 26.05.2016
Bilmeniz halinde fark yaratacak kararlar
Sigortasız Çalıştırılan İşçinin İşçilik Alacakları İçin Hizmet Tespit Davası Açmaya Zorlanamayacağı
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay'ca
incelenmesi davacı tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu
anlaşılmakla, dosya incelendi, gereği görüşüldü:Davacı vekili, müvekkilinin davalıya ait kuaför salonunda 01/06/2009-
07/03/2011 tarihleri arasında ça
Esastan verilmiş bir ret kararı olduğundan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince nisbi vekalet ücreti verilmelidir
(...Davacı vekili, 24.12.2008 tarihli sözleşme ile davalının T. Markası altında bayilik faaliyetinin gerçekleştirdiğini, davalıya ait taşınmaz üze-rinde 2021 yılına kadar lehlerine intifa hakkı verildiğini ve intifa bedelinin peşin olarak ödendiğini, Rekabet Kurulunun bayilik sözleşmelerini 5 yıl il
RÜCU DAVASI ZAMANAŞIMI SÜRESİ
(.Davacı, dava dışı üçüncü kişinin mevzuat gereği kendisine indirimli tarife uygulanması gerekirken Başbakanlık Hazine Müsteşar-lığı’nın talimatı üzerine indirimli tarife uygulamasından vazgeçilmesi nedeniyle ödemiş olduğu fazla elektrik bedelinin geri alınması için açtığı dava sonucunda mahkemece v
Yargıtay
Yargıtay Karar Arama
Yargıtay Hukuk Dairesi Kararları Arama
Yargıtay Ceza Dairesi Kararları Arama
Yargıtay Karar Arama Nasıl Yapılır ?
Yargıtay Daire Bilgileri İle Dosya Sorgulama
Yargıtay Yerel Mahkeme Bilgileri İle Dosya Sorgulama
Yargıtay Kanunu
Yargıtay İş Bölümü
Yargıtay Haberleri
Karar Arama
Yargıtay Kararları
Yargıtay Hukuk Dairesi Kararları
Yargıtay Ceza Dairesi Kararları
BAM Kararları
Danıştay Kararları
Anayasa Mahkemesi Kararları
Uyuşmazlık MAhkemesi Kararları
Karar Arama Nasıl Yapılır?
Emsal Karar ve Emsal Karar Arama Nedir?
Yargıtay Karar Arama Nasıl Yapılır?
BAM Karar Arama Nasıl Yapılır?
Danıştay Karar Arama Nasıl Yapılır?
Anayasa Mahkemesi Karar Arama Nasıl Yapılır?