MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİDAVA : Davacı vekili tarafından verilen 18.03.2016 havale tarihli dilekçede, Dairemizin 14.01.2016 tarih, 2014/ 27003 E ve 2016/816 K sayılı bozma kararının maddi hataya dayalı olarak verildiği ileri sürülerek kararın ortadan kaldırılmasına karar verilmesi talep olunmuştur.Dairemizce ıslah dilekçesinde alacak taleplerine ilişkin faiz miktarını müddeabih haline getirilerek 03.04.2010 tarihinden itibaren işlemiş faiz alacağını talep ettiği ve yine davacıya 2007 yılının Haziran ayına ilişkin bordrosunda ücret farkı olarak brüt 1.913,33 TL daha ödendiği bu nedenle 2007 yılı çıplak brüt ücretinin 162.630 TL olduğu, bu miktar üzerinden 2007 yılı prim farkı alacağının hesaplanmasının doğru olduğu gözden kaçırılarak bozma kararı verilmesinin maddi hataya dayandığı anlaşılmakla, Dairemiz bozma kararının ORTADAN KALDIRILMASINA karar verilmiştir. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R I A) Davacı İsteminin Özeti:Davacı vekili, müvekkilinin ...'de 01.12.1998 tarihinde çalışmaya başladığını, 01.12.2001 tarihinden itibaren işveren şirketin iştiraki olan ...'ne geçtiği ve burada 31.10.2009 tarihine kadar çalıştığını, ihbar tazminatın eksik ödendiğini, 2009/Nisan ayından itibaren diğer personelin maaşlarına yapılıp da müvekkilinin maaşına yapılmayan maaş zammından dolayı da fesih tarihine kadar fark alacağının doğduğunu, 2007 ve 2008 yılları için şirket yönetimince belirlenen primlerin de eksik ödendiğini ve 2009 yılı prim alacağının da davacıya ödenmediğini ileri sürerek, ihbar tazminatı, maaş zammı ve prim fark alacaklarının davalıdan tahsilini istemiştir.B) Davalı Cevabının Özeti:Davalı vekili, davacıya ihbar tazminatının ve hak kazandığı 2007-2008-2009 senelerinin primlerinin ödendiğini, prim hak kazanma koşullarının işveren şirket tarafından belirlendiğini, prim alabilmek için hedef yılı sonunda işveren şirkette çalışıyor olma koşulunun bulunduğunu, maaş zammı farkı talebinin hukuki dayanağının bulunmadığını, maaş bordolarında bu konuda davacının ihtirazı kaydının bulunmadığını, ücretlere yapılacak olan zammın ve oranının işveren tarafından belirlendiği savunarak davanın reddini istemiştir.C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davacının davalı şirkete ait işyerinde 01.12.2001 ile 31.10.2009 tarihleri arasındaki dönemde belirsiz süreli iş sözleşmesi ile genel müdür yardımcısı olarak çalıştığı, davacının çalıştığı döneme ait ödenmeyen maaş zammı fark alacağı, 2009 yılına ait ödenmeyen prim alacağı ve 2007-2008 yıllarına ait prim alacağı farkının bulunduğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.D) Temyiz:Kararı taraf vekilleri temyiz etmiştir. E) Gerekçe:1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.2- Taraflar arasındaki uyuşmazlık davacının ıslah dilekçesinde davalı bankanın temerrüde düştüğü 03.04.2010 tarihi ile ıslah tarihi arasında işlemiş faizin alacak olarak talep edilip edilmeyeceği noktasında toplanmaktadır.Davacının dava açmadan önce davalıya noter kanalıyla gönderdiği prim alacaklarının bir gün içinde ödenmesine ilişkin ihtarnamenin 02.04.2010 tarihinde tebliği edildiği davalının 03.04.2010 tarihi itibariyle temerrüde düştüğü anlaşılmaktadır.Davacı ıslah dilekçesinde temerrüt tarihinden ıslaha kadar olan alacakların işlemiş faizinin alacak olarak tahsilini talep etmiştir. Mahkemece davacının fazlaya ilişkin istemi reddedilmiş ancak ıslah dilekçesiyle talep edilen asıl alacak miktarlarına 03.04.2010 tarihinden itibaren faiz yürütülmüştür.Davacının ıslah dilekçesiyle temerrüt tarihinden ıslaha kadar olan alacakların faizini müddeabih haline getirip talep etmesinde usule aykırılık yoktur. Bu nedenle davacının işlemiş faiz alacağının hesaplattırılarak karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi hatalıdır.3- Hükmedilen miktarların “net” mi yoksa “brüt” mü olduğunun hüküm fıkrasında belirtilmemesinin HMK.nun 297/2. Maddesine aykırı olup, hükmün infazında tereddüt yaratacağının düşünülmemesi de isabetsizdir.F) Sonuç:Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenlerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 26.05.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.