MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİDAVA : Davacı, kıdem tazminatı farkı, ihbar tazminatı farkı, eşit davranmama tazminatı ile genel tatil ücreti, fark ücret alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Hüküm süresi içinde taraflar avukatları tarafından temyiz edilmiş davalı avukatı tarafından duruşma talep edilmiş ise de; HUMK.nun 438.maddesi gereğince duruşma isteğinin miktardan reddine ve incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor sunuldu, dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R I A) Davacı İsteminin Özeti:Davacı vekili dava dilekçesine özetle; davacının 03/08/2009 tarihinde davalı iş yerinde üye iş yeri hizmetleri operasyon yetkili yardımcı sıfatıyla çalışmaya başladığını , davacının bu dönemde öğrenci olduğunu, ve vardiyalı çalıştığını , vardiya saatlerinin planlanmasının aynı bölümde çalışan Bahadır Şahin ile birlikte yapıldığını, davalı iş verenliğin 2012 Nisan ayında işten çıkmak isteyenler olur ise kıdem ve ihbar tazminatlarını ödemeye hazır olduğunu, bildirdiğini, bunun üzerine davacının 27 Nisan tarihinde işten çıkmak istediğini ve anlaşmaya hazır olduğunu beyan ettiğini , talebinin bir saat içerisinde kabul gördüğünü ve 30/09/2012 tarihinde onaylandığını, davalı iş yerinde davacı ile aynı konumda vardiyalı olarak çalışan işçilere verilen vardiya tazminatının ödenmediğini ileri sürerek; kıdem tazminatı ve ihbar tazminatı farkı,vardiya tazminatı, genel tatil alacağı,fark ücret alacağı ve eşit davranmama tazminat alacaklarını istemiştir.B) Davalı Cevabının Özeti:Davalı şirket vekili cevap dilekçesine özetle; davacının davalı iş verenlik tarafından ödenmediğini iddia ettiği vardiya tazminatları ödenmediğini iddia ettiği resmi tatil alacakları, zamsız ödenen maaş nedeniyle maaş farkı alacağı, eksik ödenen kıdem ihbar tazminatları ve eşit davranma ilkesine aykırı davranıştan ötürü tazminat taleplerinin tümü ile haksız ve hukuka aykırı olduğunu savunarak;davanın reddini istemiştir. C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:Mahkemece toplanan deliller,tanık beyanları,bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamının değerlendirilmesinde;davacının iş akdi davalı iş veren ile yapılan anlaşma sonucu kıdem ve ihbar tazminatı ödenerek feshedildiği, dinlenen davacı tanığı, davalı bankada pos cihazı için destek verdiğini, vardiyalı çalışmaları nedeni ile talepte bulunduklarını ve bunun üzerine kendilerine de ödeme yapıldığını üç vardiya halinde çalıştıklarını söylediği, dosyaya sunulan sözleşme ve yönetmeliklerde davacıya vardiya tazminatı ödeneceği konusunda bir hüküm bulunmadığı buna rağmen davalı iş verence talep sonucu vardiya tazminatı ödendiğinin anlaşıldığı, dosyaya sunulan 03/08/2009 tarihli iş sözleşmesinde, çalışanın aylık ücretine fazla çalışma ücretleri , hafta tatili, genel tatil günlerindeki yapılan çalışma ücretlerinin dahil olduğu ancak 16/02/2011 tarihinden itibaren ödemelerin yapıldığını, bir önceki sözleşme hükümlerine göre 16/02/2011 'den önceki taleplerinin yerinde olmadığı, davacı çalışanlara yapılan %9 zamma karşılık kendisine %1 oranında zam yapıldığını ileri sürdüğü, davacının performans kriterlerine ilişkin dosyaya sunulan belge sunulmadığı, dolayısı ile zammın neye göre yapıldığının davalı tarafından ispatlanamadığı, işçiye daha az ücret zammı yapılmasının haklı ve objektif nedenlerle dayanmaması halinde eşit davranma borcunun ihlali söz konusu olduğu, davacının performansına göre %1 zam yapıldığı davalı iş verence ileri sürülmüş ise de davalı iş verence yapılmış bir tespit olmadığı, bu nedenle davalı iş verenin eşit davranma ilkesine aykırı davrandığı kabul edilerek, bilirkişi raporunda belirlenen eşit davranma borcuna aykırılık tazminatına karar verilerek hüküm kurulmuştur. D) Temyiz:Kararı davacı ve davalı vekiller temyiz etmiştir.E) Gerekçe:Anayasa’nın 138 ve 141. maddeleri uyarınca Hakimler, Anayasaya, kanuna ve hukuka uygun olarak vicdanı kanaatlerine göre hüküm verirler ve bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli olarak yazılır. Bu gerekçede hukuki esaslara ve kurallara dayanmalı, nedenleri açıklanmalıdır. Diğer taraftan 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı HMK.’un 27. Maddesinde hukuki dinlenilme hakkı kurala bağlanmıştır. Hukukî dinlenilme hakkı, Anayasanın 36 ncı maddesinde ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6 ncı maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının en önemli unsurudur. Hukuki Dinlenilme Hakkı” gereğince davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip olup, bu hakkın yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, açıklama ve ispat hakkını, mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini içermektedir. Mahkemeler, kararlarını somut ve açık bir şekilde gerekçelendirmek zorundadırlar. Eksik, şeklî ve görünüşte gerekçe yazılması adil yargılanma hakkının (hukukî dinlenilme hakkının), ihlâlidir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297 nci maddesi uyarınca, mahkeme kararlarının;a) Hükmü veren mahkeme ile hâkim veya hâkimlerin ve zabıt kâtibinin ad ve soyadları ile sicil numaraları, mahkeme çeşitli sıfatlarla görev yapıyorsa hükmün hangi sıfatla verildiğini,b) Tarafların ve davaya katılanların kimlikleri ile.. Cumhuriyeti kimlik numarası, varsa kanuni temsilci ve vekillerinin ad ve soyadları ile adreslerini,c) Tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri,ç) Hüküm sonucu, yargılama giderleri ile taraflardan alınan avansın harcanmayan kısmının iadesi, varsa kanun yolları ve süresini,d) Hükmün verildiği tarih ve hâkim veya hâkimlerin ve zabıt kâtibinin imzalarını,e) Gerekçeli kararın yazıldığı tarihi,içermesi, hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi zorunludur. Bu biçim yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereğidir. Aksi hal, hükmün infazında zorluklara ve tereddütlere, yargılamanın ve davaların gereksiz yere uzamasına, davanın tarafı bulunan kişi ve kurumların mağduriyetlerine sebebiyet verecek ve Kamu düzeni ve barışını olumsuz yönde etkileyecektir (Hukuk Genel Kurulu - 2007/14-778 E, 2007/611 K, Dairemizin 01.04.2008 gün ve 2007/38353 Esas, 2008/7142 Karar sayılı ilamı).Somut uyuşmazlıkta davacı dava dilekçesi ile kıdem ve ihbar tazminatı farkı,vardiya tazminatı,genel tatil alacağı,ücret alacağı ve eşit davranmama tazminat alacaklarını talep etmesine rağmen mahkemece hüküm özetinde sadece eşit davranmama ve vardiya tazminatı alacağı ile ilgili hüküm kurulmuş olup,kıdem tazminatı,ihbar tazminatı farkı, genel tatil ücreti alacağı ve fark ücret alacağına yönelik olumlu veya olumsuz bir hüküm kurulmaması HMK'nın 297. maddesine aykırıdır. Diğer taraftan gerekçeli kararda taraflar arasında imzalanan iş sözleşmesine göre davacının ücretine genel tatil ücreti alacağının dahil olması sebebiyle genel tatil ücreti alacak isteminin reddedildiği, ancak fark kıdem tazminatı, fark ihbar tazminatı ve fark ücret alacağı taleplerinin değerlendirilmediği tespit edildiği gibi hükme esas alınan bilirkişi raporunda vardiya tazminatı alacağı hesaplanmasına rağmen reddedilme gerekçesinin de kararda anlaşılamamıştır.Mahkemece verilen karar 6100 sayılı HMK.’un 297 ve 298/2 maddelerine aykırıdır. F) Sonuç:Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı sair temyiz nedenleri incelenmeksizin BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 25.05.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.