MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİDAVA : Davacı, kıdem tazminatı ile yıllık izin ücreti, asgari geçim indirimi, fazla mesai ücreti, dini ve milli bayram çalışma ücreti, ücret alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I A) Davacı İsteminin Özeti:Davacı vekili; davacının davalı iş yerinde 02/05/1995-17/03/2012 tarihleri arasında servis teknisyeni olarak çalıştığını, bilgi ve deneyim isteyen makinelerin montajını yaptığını, bu süre boyunca ...n gibi ülkelerde görev aldığını, mesainin hafta içi 08.30/9.00 ile 18.30/19.00 , cumartesi günleri 08.30/09.00 ila 17.00/17.30 arasında olduğunu, zaman zaman gece 00.00/01.00 e kadar çalışıldığını, müvekkilinin ayda 2.000 Euro ücret ile montajını yaptığı makine başına ücret tutarında ( senede 3-4 de) prim aldığını, 2010 yılından itibaren ücretinin düşürüldüğünü ve ayda 1.500,00 TL ücret almaya başladığını, bu sebeple iş sözleşmesini haklı nedenle feshettiğini ileri sürerek, eksik ödenen kıdem tazminatı alacaklarını istemiştir.B) Davalı Cevabının Özeti:Davalı vekili, davacının 17/07/2012 tarihli ibraname ile müvekkil şirketi ibra ettiğini ve hiçbir alacağının kalmadığını, iş sözleşmesini haklı sebeple feshetmediğini, emekli olarak ayrıldığını, ihbar kıdem tazminatı olarak hak ettiği tutarın üzerinde 34.000 TL ödendiğini, davacının yurt dışında olduğu sürelerde kredi kartı borçlarının ödendiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:Mahkemece yapılan yargılama sonunda alınan hesap raporuna itibar edilerek; davacının davalı işverenlikte 02/05/1996-17/03/2012 tarihleri arasında 16 yıl 10 ay 15 gün çalışmış olduğu, davacının son ücretinin aylık net 1.500,00 TL brüt 2.093,51 TL olduğu taraflar arasında iş sözleşmesinin davacının kıdem tazminatına hak kazanacak şekilde sona erdiği, hususunda uyuşmazlık bulunmadığı, zira davacıya kıdem ve ihbar tazminatı ödeneceğine ilişkin 17/07/2012 tarihli ibranamenin bunu teyit ettiği, ancak söz konusu davacının imzasını içeren matbu ibranamede davacının tüm hak ve alacaklarını aldığı ve davalı işverenliği ibra ettiği, Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarına göre 6098 sayılı Borçlar Kanunun yürürlüğünden önce akdedilen ibra sözleşmeleri dar yorumlanmalı, miktar içermeyen ibranamelerin geçerliliği titizlikle ele alınması gerektiği, belirtilen nedenlerle ibraz edilen ibranamenin geçersiz olduğu ve davacının bilirkişi tarafından düzenlenen ve mahkemece yeterli görülen raporda belirlenen miktarda kıdem tazminatı alacağının bulunduğu, davacının yıllık izinlerinin ne kadarını kullandığının anlaşılamadığı , kıdemi gereği kullandırılması gereken 290 günlük izin karşılığı miktar bilirkişi tarafından belirlenmek suretiyle kabulüne, asgari geçim indirimi alacağının kabulüne, dinlenen tanık beyanlarından davalı iş yerinde mutad mesai saatlerinin haftanın 5 günü 09.00-18.00 arası olduğu, günde bir saat ara dinlenmesinin bulunduğu, 40 saatlik çalışmanın yasal sınırı aşmadığı, davacının genellikle sahada çalıştığı, ancak sahadaki ve yurt dışındaki çalışma sürelerini somut olarak belirlemeye elverişli veri bulunmaması nedeniyle davacının fazla çalışma yaptığını ispat edemediğinden fazla mesai ücreti alacağının reddine, davacının 1.500,00 TL ücretle çalıştığı ve davacı kendisine düzenli olarak ayda 1.500,00 TL ücret ödendiğini beyan etmiş olmakla önceden daha yüksek tutarda ücret ile çalıştığı ve çalışma koşullarında değişiklik yapıldığı ispat edilememiş olması nedeniyle davacının fark ücret alacağının reddine, tanık beyanları dikkate alındığında davacının ulusal bayram ve genel tatillerde çalıştığını ispat edemediği anlaşıldığından söz konusu talep reddedilerek hüküm kurulmuştur. D) Temyiz:Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.E) Gerekçe:1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.2- Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının en son net 1.500,00 TL, brüt 2.93,51 TL ücret aldığı belirtilmiş ve davacının yıllık ücretli izin ve asgari geçim indirimi alacağı bu ücret esas alınarak belirlenmiştir. Ancak kıdem tazminatı hesap edilirken davacının 1500 net ücret aldığının belirtilmesine karşın ücretin euro üzerinden ödendiğinin kabulü edilerek, fesih tarihindeki kıdem tazminatı tavanı aşıldığından kıdem tazminatı tavanı miktarı esas alınarak hesaplama yapılmış ve bu miktar hüküm altına alınmıştır. Yürürlükte olan 1475 sayılı İş Kanunu’nun 14. Maddesi uyarınca kıdem tazminatının fesih tarihindeki giydirilmiş ücret üzerinden hesaplanması gerekir. Kıdem tazminatına esas olacak ücretin hesabında son brüt ücrete ilaveten işçiye sağlanmış olan para ve para ile ölçülmesi mümkün akit ve kanundan doğan menfaatler de gözününde tutulacaktır.Hükme esas bilirkişi raporunda kıdem tazminatına esas ücretin nasıl, ne şekilde tespit edildiği ve ne suretle kıdem tazminatı tavanını aştığı anlaşılamamaktadır. Bu nedenle davacının belirlenen çıplak brüt ücreti ve buna ilaveten işçiye sağlanmış olan para ve para ile ölçülmesi mümkün akit ve kanundan doğan menfaatler de gözününde tutularak bulunacak giydirilmiş ücret belirlenmeli ve sonucuna göre kıdem tazminatı belirlenmelidir. Denetime elverişli olmayan bilirkişi raporuna göre hüküm kurulması hatalıdır.F) SONUÇ:Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 25.05.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.