MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİDAVA :Taraflar arasındaki, kıdem tazminatı ile fazla mesai ücreti, yıllık izin ücreti, ihtarname gideri, genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerle gerçekleşen miktarın faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine ilişkin hüküm süresi içinde duruşmalı olarak temyizen incelenmesi davalı avukatınca istenilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 24/05/2016 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davalı adına Avukat ..ile karşı taraf adına Avukat ... geldiler. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor sunuldu, dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R I A) Davacı İsteminin Özeti:Davacı vekili; müvekkilinin, davalıya ait mobilya işyerinde 10/06/1998 tarihinde boyacı olarak çalışmaya başladığını, 15/08/2002 tarihinde davalının müvekkilinin sigorta çıkışı yaparak son ücreti, kıdem ve ihbar tazminatlarına mahsuben 2400 TL ödeme yapıtığını ancak müvekkilinin 27/12/2011 tarihine kadar aralıksız çalışmasını sürdürdüğünü, sigorta girişinin 15/08/2002 tarihinden yaklaşık 9 ay sonra yapıldığını, son net ücretinin 1800 TL olduğunu, primlerinin asgari ücret üzerinden gösterildiğini, primlerin gerçek ücret üzerinden gösterilmesi yönündeki talebinin reddedilmesi karşısında müvekkilinin işyerini terk etmek suretiyle iş sözleşmesini feshettiğini, dava konusu alacaklar için ..10. Noterliği'nden 02/01/2012 tarih ve 00076 yevmiye sayılı ihtarname gönderdiğini, ihtarnamenin 05/01/2012 tarihinde tebliğ edildiğini, davalının 09/01/2012 tarihinde temerrüde düştüğünü, ancak ödeme yapılmadığını savunarak; kıdem tazminatı ile yıllık izin, genel tatil, fazla çalışma ücretleri ile ihtarname gideri alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.B) Davalı Vekilinin Cevabının Özeti:Davalı vekili; taleplerinin zamanaşımına uğradığını, davacının 02/04/2003 tarihinde işe girdiğini, 1998 - 15/08/2002 tarihli çalışma döneminin davacının isteği üzerine sonlandırıldığını, davacının işini özensiz bir şekilde gerçekleştirdiğini, işe geç geldiğini, işyerinde agresif tavırlar sergilediğini, davacının 24/11/2011 tarihinde işe geç geldiğini, geç gelme sebebi olarak hastaneye gittiğini belirttiğini, hastane evraklarının istenmesi üzerine evrak sunamayacağını ve işi bıraktığını söyleyerek işyerini terkettiğini, 28/12/2011 tarihine kadar işe gelmemesi üzerine iş sözleşmesinin feshedildiğini ve 'dan çıkışının yapıldığını, davacının herhangi bir alacağının bulunmadığını savunarak; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:Mahkemece, kısmen kabulüne karar verilmiştir. D) Temyiz:Karar süresinde davalı vekilince temyiz edilmiştir.E) Gerekçe:1- Dosyadaki yazılara, delillerin taktirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.2- Davalı işverenin eldeki dava açılmadan önce davaya konu alacaklar yönünden, 09.01.2012 tarihinde temerrüde düşürülmesine karşın, hüküm fıkrasında temerrüt tarihinin 03.01.2012 olarak kabulü ile bu tarihten itibaren faize hükmedilmesi hatalıdır.3- Dava dilekçesinde ve davacı vekilinin ihtarnamesinde, fazla çalışma ücretlerinin yaklaşık 1/4'üne denk gelen kısmının davalı işverence ödendiği belirtilmiştir. Bu beyan, muğlak olmadığı gibi açıklamaya da muhtaç değildir. Davacı vekili, 24.04.2012 havale tarihli dilekçesinde HMK'nun 140. maddesi uyarınca söz konusu ifadeyi "davacının bazı aylar, yılın sadece 2 ayı, fazla mesai ücretinin yaklaşık 1/4'ü ödenmiştir." şeklinde düzelttiklerini beyan etmiştir. 6100 sayılı HMK'nun 140. maddesinde ön inceleme duruşmasında yapılacak işlemler düzenlenmiş olup; davacı vekilinin, dava dilekçesi ve ihtarnamesindeki beyanlarını bu maddeye göre değiştirmesinin hukuki bir dayanağı yoktur.5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 7 nci maddesinde, iş mahkemelerinde sözlü yargılama usulü uygulanır. Ancak 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 447 inci maddesi ile sözlü yargılama usulü kaldırılmış, aynı yasanın 316 ve devamı maddeleri gereğince iş davaları için basit yargılama usulü benimsenmiştir.6100 sayılı HMK'nun 319. maddesine göre, basit yargılama usulüne tabi dava ve işlerde iddianın genişletilmesi veya değiştirilmesi yasağı davanın açılması ile başlar. Somut olayda, davalı tarafın, iddianın değiştirilmesine açıkça muvafakat etmediği anlaşılmaktadır. Davacı tarafında 11.03.2014 tarihli ıslah dilekçesinde sadece miktar yönünden davasını ıslah ettiği dikkate alındığında, davacının savunmasını değiştirmesinin hukuki bir dayanığının bulunmadığı saptanmıştır.Bu nedenlerde, dava dilekçesi ve davacı vekilinin ihtarnamesindeki beyanlar dikkate alınarak; hesaplanan fazla çalışma ücreti alacağından ödendiği kabul edilen 1/4'lük kısmı düşüldükten sonra kalan 3/4'lük miktar üzerinden taktiri indirim yapılması gerektiği ortadadır.Eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup, ayrı bir bozma nedenidir.F)SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, davalı yararına takdir edilen 1.350.00 TL.duruşma avukatlık parasının karşı tarafa yükletilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 24.05.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.