Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 12318 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 2709 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİDAVA : Davacı, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ile yıllık izin ücreti, fazla mesai ücreti, resmi ve dini bayram ücreti, yıllık izin ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I A) Davacı İsteminin Özeti:Davacı vekili, müvekkilinin davalı işyerinde 14/03/2012 tarihinde işe girdiğini 18/11/2013 tarihine kadar davalı işyerinde aralıksız olarak çalıştığını, davalı işverenin 18/11/2013 tarihinde hiç bir haklı neden yokken müvekkilini işten çıkardığını ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatı ile yıllık ücretli izin, fazla mesai ve tatil çalışmaları karşılığı ücret alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.B) Davalı Cevabının Özeti:Davalı işveren vekili davacının performansının yetersizliğine ilişkin tutanakları teslim almadığını, sürekli olarak rapor aldığını ve mazeretsiz olarak işe gelmediğini, kapalı alanda sigara içerken görüldüğü ve tutanak tutulduğunu haklı fesih olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:Mahkemece yapılan yargılama sonunda, davacının kıdem tazminatı alacağı, ihbar tazminatı alacağı, resmi tatil ve dini bayram çalışma ücreti alacağın varlığını ispatladığı davacının hak kazandığı resmi tatil ve dini bayram çalışma ücreti alacağından 1/3 oranında hakkaniyet indiriminin yapılmasının gerektiği, bilirkişinin raporuna göre davacının talep edebileceği kıdem tazminatı alacağının 2.627,85 TL, ihbar tazminatı alacağının 1.861,51 TL, resmi ve dini bayram alacağının 340,29 TL olduğu bilirkişinin raporununda dosya kapsamına ve delillere uygun olduğu, davacının talep ettiği diğer alacaklarının varlığını ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.D) Temyiz:Karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.E) Gerekçe:Anayasa’nın 138 ve 141. maddeleri uyarınca Hakimler, Anayasaya, kanuna ve hukuka uygun olarak vicdanı kanaatlerine göre hüküm verirler ve bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli olarak yazılır. Bu gerekçede hukuki esaslara ve kurallara dayanmalı, nedenleri açıklanmalıdır. Diğer taraftan 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı HMK.’un 27. Maddesinde hukuki dinlenilme hakkı kurala bağlanmıştır. Hukukî dinlenilme hakkı, Anayasanın 36 ncı maddesinde ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6 ncı maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının en önemli unsurudur. Hukuki Dinlenilme Hakkı” gereğince davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip olup, bu hakkın yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, açıklama ve ispat hakkını, mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini içermektedir. Mahkemeler, kararlarını somut ve açık bir şekilde gerekçelendirmek zorundadırlar. Eksik, şeklî ve görünüşte gerekçe yazılması adil yargılanma hakkının (hukukî dinlenilme hakkının), ihlâlidir. HMK.’un 297. maddesinde de, verilecek hükümde tarafların iddia ve savunmalarının özetinin, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususların, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delillerin, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesinin, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebeplerin yer alması gerektiği açıkça vurgulanmıştır. Kararın gerekçesinde maddi olay saptanmalı, hukuki niteliği ve uygulanacak hukuki kurallar belirlenmeli, bu konuda gerekli inceleme ve delillerden sözedilmeli, hukuk kuralları somut olaya uygulanmalı ve sonunda hüküm kurulmalıdır. Maddi olgularla hüküm fıkrası arasındaki hukuki bağlantı da ancak bu şekilde kurulabilecek, ayrıca yasal unsurları taşıyan bu gerekçe sayesinde, kararların doğruluğunun denetlenebilmesi mümkün olacaktır.Somut uyuşmazlıkta, mahkeme gerekçeyi bilirkişi raporuna dayandırmıştır. Hukuki nitelendirme ve gerekçelendirme hakime aittir. Somut uyuşmazlıkta davacının iddiası, davalının savunması üzerinde durulmamış, deliller tartışılmamış, maddi olay saptanmamış, kısaca karar gerekçesiz yazılmıştır. Bilirkişi raporuna atıf kararın gerekçeli olduğunu göstermez. Gerekçesiz karar yazılması, adil yargılanma hakkının ihlalidir. Kararın salt bu nedenle bozulmasına karar verilmiştir.F) Sonuç:Temyiz olunan kararın, sair yönleri incelenmeksizin yukarıda yazılı nedenden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 24/05/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.