Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 12234 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 12593 - Esas Yıl 2016





MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİY A R G I T A Y K A R A R I A) Davacı İsteminin Özeti:Davacı, davalı işyerinde 01.11.1995-31.03.2007 tarihleri arasında şef güvenlik görevlisi olarak çalıştığını, çalışma süresince yıllık ücretli izinlerini tamamen kullanmadığını,..’ye devri nedeniyle işten çıkarıldığını, işten çıkarılırken de izin ücretlerinin tam olarak ödenmediğini, bu sebeple hükümlerine göre, bakiye yıllık izin ücretlerine karar verilmesini talep etmiştir.B) Davalı Cevabının Özeti:Davalı, davacı ile aralarında imzalanan Mutabakat metnine göre ne kadar yıllık izin bulunduğu tespit edilmiş olup bu konuda çekişme olmadığını, karşılıklı sulh olduklarını, davacının hiçbir ihtirazı kayıt koymadan imzaladığını, yıllık izin ücretlerinin diğer işçilik ücretleri ile birlikte ödendiğini, kullanmadığı tespit edilen izinlerin tespit edilerek ücretlerinin ödendiğini, bankayı ibra ederek tüm hak ve alacaklarından feragat ettiğini, talep ettiği izinlerinin hangi döneme ait olduğunun delil olmadığını, davanın reddini talep etmiştir.C) Yargılama Süreci ve Yerel Mahkeme Kararının Özeti:Mahkemece, 01.02.2011 tarih ve 2009/750 Esas, 2011/23 sayılı karar ile, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davacının hizmet süresi itibarı ile hak kazandığı izinlerini fazlası ile kullandığı, kullanmadığı yıllık iznin bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.Söz konusu kararın davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 13.05.2013 tarih ve 2011/16256 Esas, 2013/14238 Karar sayılı ilamı ile, “Davacının davalı iş yerinde işe giriş tarihi 01.11.1995 olup, dosyada yer alan toplu iş sözleşmesinin “ yıllık ücretli izinler” başlıklı 19. Maddesinde, “01.04.1997 tarihinden önce bankaya girmiş olan sendika üyelerinin yıllık ücretli izin süresi 30 gündür” şeklinde belirlenen hükmü gereğince, davacının işe giriş tarihi itibariyle her yıl için 30 gün yıllık ücretli izne hak kazandığı görülmekle, toplu iş sözleşmesi hükümlerinin yanılgılı değerlendirilmesi ile davacının bakiye yıllık izin ücreti talebinin reddi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.” denilmek suretiyle yerel Mahkeme hükmünün bozulmasına karar verilmiştir.Yerel Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde verilen 29.04.2015 tarih ve 3013/320 Esas, 2015/244 Karar sayılı hüküm ile, davacının TİS hükmü gereğince toplam 330 gün izin hakkının doğduğu, davacı ile davalı arasında düzenlenen 01.02.2007 tarihli mutabakat metninde bakiye 23 gün izin süresi kaldığı konusunda taraflar arasında mutabakata varıldığı, davacının mutabakat metni üzerindeki imzayı hileyle ya da zorla attırıldığını ispat edemediği, mutabakat metninde belirtilen süreye ilişkin yıllık izin ücretinin de ödendiği gerekçesiyle davanın reddine, kesin olarak karar verilmiştir. D) Temyiz:Kararı, davacı vekili temyiz etmiş ise de, yerel Mahkemece kararın kesin olduğundan bahisle 08.06.2015 tarihli Ek Karar ile temyiz talebinin reddine karar verilmiş olup, bu kerre davacı avukatı tarafından 24.06.2015 havale tarihli dilekçe ile kanun yararına bozma isteminde bulunulmuştur.E) Gerekçe:6100 sayılı HMK'nun 363.maddesi, " (1) İlk derece mahkemelerinin ve bölge adliye mahkemesi hukuk dairelerinin kesin olarak verdikleri kararlarla,istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeden kesinleşmiş bulunan kararlara karşı, yürürlükteki hukuka aykırı bulunduğu ileri sürülerek Adalet Bakanlığı veya Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından kanun yararına temyiz yoluna başvurulur.(2) Temyiz talebi Yargıtayca yerinde görüldüğü takdirde, karar kanun yararına bozulur. Bu bozma, kararın hukuki sonuçlarını ortadan kaldırmaz.(3) Bozma kararının bir örneği .. Bakanlığına gönderilir ve Bakanlıkça Resmî Gazetede yayımlanır." hükmünü,6100 sayılı HMK'nun geçici 3/2.maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun geçici 3/2.maddesi, "(2) Bölge adliye mahkemelerinin göreve başlama tarihinden önce aleyhine temyiz yoluna başvurulmuş olan kararlar hakkında, kesinleşinceye kadar 1086 sayılı Kanunun 26/9/2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 454 üncü madde hükümlerinin uygulanmasına devam olunur." hükmünü ,1086 sayılı HUMK'nun 427/6. maddesi de, "Kesin olarak verilen hükümlerle niteliği bakımından yürürlükteki hukuka aykırı bir sonucu ifade eden ve Yargıtayca incelenmeksizin kesinleşmiş bulunan hükümler, ... Bakanlığı'nın göstereceği lüzum üzerine Cumhuriyet Başsavcısı tarafından kanan yararına temyiz olunur." hükmünü içermektedir.Bu durumda, 6100 sayılı HMK'nun geçici 3/2.maddesi yollamasıyla yürürlükte olan 1086 sayılı HUMK'nun 5236 sayılı Kanunla değişiklikten önceki 427/6.maddesine göre davacı vekilinin temyiz dilekçesinin dosya ile birlikte ... Bakanlığı Hukuk İşleri Genel Müdürlüğü'ne gönderilmesi gerekirken Dairemize gönderilmesi hatalı olmakla, dosyanın temyiz incelemesi yapılmaksızın mahal Mahkemesine geri çevrilmesine karar vermek gerekmiştir.F) SONUÇ:Davacı vekilinin temyiz dilekçesinin dosya ile birlikte ...İşleri Genel Müdürlüğü'ne gönderilmesi gerekirken Dairemize gönderilmesi hatalı olmakla, temyiz incelemesi yapılmaksızın dosyanın yerel Mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 23.05.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.