MAHKEMESİ : İZMİR 6. İŞ MAHKEMESİTARİHİ : 19/12/2013NUMARASI : 2013/531-2013/645DAVA :Davacı, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, izin ücreti alacağı ile fazla mesai ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır. Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I A) Davacı İsteminin Özeti:Davacı vekili, müvekkilinin davalıya ait işyerinde 27.11.1993 tarihinden beri Sondaj İşçisi olarak çalışmakta iken, iş olmadığı gerekçesiyle 01.12.2009 tarihinden itibaren ücretsiz izne çıkması için işverence baskı yapıldığını, ilk olarak sadece 1 ay için ücretsiz izne ayrılmasının istendiğini, bunun üzerine müvekkilinin 01.12.2009 tarihinde işverenin talebi üzerine yazılı başvuru yaparak ücretsiz izne ayrıldığını, daha sonra tekrar ücretsiz izne ayrılmasının istendiğini, çalışan bir çok işçi gibi, müvekkilinin de ücretsiz izin kullanmak için tekrar işverene başvuru yaptığını, bu süre dolduğunda davalı işverence bu defa da, süresiz ücretsiz izne ayrılmak üzere yazılı başvuru yapması için baskı yapıldığını, müvekkilinin süresiz ücretsiz izne ayrılmayacağını söyleyince de müvekkilinin işe alınmamak suretiyle hizmet akdinin davalı işverence 01.04.2010 tarihinde fiili olarak feshedildiğini ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatı ile fazla mesai, hafta tatili ve yıllık izin ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.B) Davalı Cevabının Özeti:Davalı vekili, davacının 03.01.1994 tarihinde işe başladığını, zorla ücretsiz izne çıkarıldığı iddiasının doğru olmadığını, bu konudaki talebin davacıdan geldiğini, bu hususun davacının 22.11.2009 tarihli dilekçesinde açıkça belirtildiğini, davacının müteakiben işverene çektiği 01.02.2010 tarihli faks ile 01.02.2010 - 02.03.2010 tarihleri arasında yıllık iznini kullanmak üzere talepte bulunduğunu, bu izninin bitiminde 03.03.2010 tarihinde ve izleyen günlerde işbaşı yapmadığının tutanaklarla tespit edildiğini, davacının bu kez telefonla ücretsiz izin talebinde bulunduğunu, bu talebini dilekçe ile iletmesinin söylendiğini ancak davacının bu talebi yerine getirmediğini, bir müddet sonra da müvekkilinin telefonlarına cevap vermez olduğundan, 6 iş günü içinde işbaşı yapması için İzmir ...... Noterliği vasıtasıyla gönderilen 21.04.2010 tarih ve 10186 sayılı ihtarnameye rağmen de işbaşı yapmadığı için hizmet akdinin müvekkili şirketçe haklı nedenle feshedildiğini savunarak davanın reddini talep etmiştir.C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davanın kısmen kabulüne karar verilerek, kıdem ve ihbar tazminatları ile izin ücreti ve fazla mesai ücreti hüküm altına alınmış, hafta tatili ücreti talebinin ise reddine karar verilmiştir.D) Temyiz:Kararı davalı vekili temyiz etmiştir. E) Gerekçe:Dairemizin, 23.05.2013 tarih ve 2011/11973 Esas, 2013/15733 Karar sayılı Bozma İlamı ile, “Dosyanın incelenmesinden, davalı vekilinin tanık listesinde 5 tanık ismi ve adresi bulunduğu, bunlardan sadece K.. ile K.. adresli tanıkların dinlenmesi için tebligat gideri ve tanıklık ücretinin yatırılması bakımından kesin süre verildiği, 10/06/2010 tarihli celsenin (4) nolu ara kararı ile de, tanıklardan ikisinin seçilip bildirilmesi için süre verildiği anlaşılmakta olup, bu husus, Anayasa'nın 36. maddesinde teminat altına alınan savunma hakkını kısıtlar niteliktedir.Davanın, 1086 sayılı HUMK'nun yürürlükte olduğu dönemde açıldığı da göz önünde bulundurulduğunda, davalı tanıklarından, talimatla ifadesi alınması gereken tanıklar dinlenmeden bilirkişiden rapor alınarak karar verilmesi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.” denilmek suretiyle yerel Mahkemenin 2010/308 Esas, 2010/826 Karar sayılı hükmünün bozulmasına karar verilmiştir.Yerel Mahkemenin 06/11/2013 tarihli ara kararı ile Dairemizin Bozma İlamına uyulmasına karar verilmesine rağmen, 19/12/2013 tarihli ara kararı ile “Davalı iddiaları ve savunmaları yönünden mahkememizce 08.11.2010 tarihli celsede dinlenen tanık beyanları (diğer tanıkların da farklı bir hususta dinletileceği bildirilmediğinden) HMK 241'i kapsamında yeterli görüldüğünden geri kalan tanıkların dinlenmemesine” karar verilmek suretiyle Dairemizin bozma ilamının gereği yerine getirilmeden davanın karara bağlanması hatalıdır.F) Sonuç:Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı, sair yönleri incelenmeksizin, BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 10.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.