MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİDAVA : Davacı, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ile yıllık izin ücreti, fazla mesai ücreti, asgari geçim indirimi alacağı, ücret alacağı, bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I A) Davacı İsteminin Özeti:Davacı vekili özetle, davacının davalıya ait işyerinde 24/03/2009 tarihinden 23/08/2013 tarihine kadar kesim şefi olarak çalıştığını, iş akdinin davalı tarafından haksız ve ihbarsız olarak feshedildiğini iddia ederek; kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti, fazla çalışma ücreti, asgari geçim indirimi, genel tatil ücreti ve ödenmeyen ücret alacaklarının faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir. B) Davalı Cevabının Özeti:Davalı vekili dosyaya cevap dilekçesi sunmamış ancak 19/03/2014 tarihli beyan dilekçesinde davacının 19/03/2010 tarihinde işe girip 31/03/2012 tarihinde işten ayrıldığını, daha sonra tekrar işe girip 25/07/2012-23/08/2013 tarihleri arasında çalıştığını, davacının iş akdinin işveren tarafından devamsızlık nedeniyle haklı sebepten feshedildiğini, talep edilen tüm alacak kalemleri açısından ise davanın MK'nun 2.maddesine aykırılık teşkil ettiğini savunarak davanın reddini talep etmiştir. C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak; davalı işverence yapılan feshin haksız olduğu kanaatiyle kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin kabulüne, diğer taleplerinde kısmen kabulüne karar verilmiştir. D) Temyiz:Kararı, davalı temyiz etmiştir. E) Gerekçe:1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.2-Somut uyuşmazlıkta; davacı iş akdinin sona ermesi ile ilgili olarak 11/03/2014 tarihli duruşmadaki beyanında “…ben 2012 yılında ayrıldım, benim yanımda çalışan elemanlar sürekli fazla mesai yapıyorlardı. Fakat fazla mesai ücreti ödenmiyordu. Bu yüzden patronla tartıştım. Benim çıkıp gitmem için benim yerime şef getirdiler. Benim yerime eleman alınması benim çıkıp gitmemin istendiğini düşünerek çıkmak zorunda kaldım. Ben fason iş yeri açtım. Bana üç ay davalı şirket iş verdi. Burada birden bire işi kestiler. Ben iyi iş yapıp para kazanınca çekemediler. Benim yerime 8 tane eleman getirdiler ancak barınamadıkları için işe geri dönmem için bana fason iş vermeyi bıraktılar. Beni geri çağırdılar. Tekrar çalışmaya başladım. Ben üç ay ara verdim. Ben bu iş yerinde çalışırken memlekette ablam öldü ve iş yoğunluğu nedeniyle gidemedim. Ben en son iş yerinde işte olmadığı için senelik izni de ramazan bayramı ile birleştirip, izni patrondan aldım. Ben Ağustosun 5 inde izne ayrıldım. 30 Ağustosta döndüm. 22 Ağustosda patron beni arayarak küçülmeye gidiyoruz diyerek işten çıkarıldığımı bildirdi” demiştir.Davacının işyerinde 2 dönem çalışması olup, yukarıda belirtilen kendi beyanına göre; ilk dönem çalışmasını baskı nedeniyle bıraktığını iddia etsede, bunu ispatlayamadığı gibi, kendi işyerini açtığı ikrarıyla sabit olduğundan, ilk dönem çalışması için davacı tazminata hak kazanmamıştır. Davacı ikinci dönem çalışmasının sona ermesi ile ilgili olarak, izinde iken iş akdinin sonlandırıldığını iddia etsede, bu iddiaya ilişkin izin belgesi veya izin talep formu gibi belgelerle bu iddiasını ispat edememiştir. Bu iddiayı destekleyen tanık beyanı da olmadığı gibi davalı tanık beyanları değerlendirildiğinde ikinci dönem çalışmanın işçi tarafından haklı bir neden gösterilmeden sona erdiği anlaşıldığından, her iki dönem açısından davacının kıdem ve ihbar tazminatı talepleri reddedilmelidir.3-Davacı 2013 yılının Ağustos ayına ait 7 günlük ücret alacağının ödenmediğini iddia etmiş ise de, kendi beyanına göre bu ayda 5 gün çalışması olup, bu çalışmanın karşılığı ücret alacağıda 10/09/2013 tarihinde banka hesabına yatırılmak suretiyle ödendiğinden ücret alacağı talebinin reddi yerine kabulü hatalıdır. 4-Hükmedilen miktarların net mi yoksa brüt mü olduğunun, hükümde belirtilmemesinin HMK ‘nun 297. maddesine aykırı olduğunun ve infazda tereddüte yol açacağının düşünülmemesi de usule aykırıdır.F)Sonuç: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 12/05/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.