MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK (İŞ) MAHKEMESİDAVA : Davacı, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ile fazla mesai ücreti, asgari geçim indirimi, işçilik ücreti, genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I A) Davacı isteminin özeti: Davacı vekili, 12/10/2012 tarihinde davacı çalışırken davalının davacıya küfür ve hakaret ettiğini, işine son verdiğini söylediğini, bir kısım işçilik alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, ücret, fazla mesai ücreti, genel tatil ücreti ve asgari geçim indirimi alacaklarını istemiştir.B)Davalı cevabının özeti: Davalı vekili, davacının istifa dilekçesi vererek işten ayrıldığını, iddia ve taleplerin yersiz olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.C)Yerel Mahkeme kararının özeti:Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, davacının 06/04/2011-12/10/2012 tarihleri arasında davalı işyerinde çalıştığı, iş sözleşmesinin iş veren tarafından feshedildiği, davalının ödeme belgesi ibraz etmediğini, davacı ücretlerinin ödenmediğinin anlaşıldığını, istifa dilekçesi olduğu iddia olunan belge incelendiğinde, kendisine hakaret edildiği iddiası ile dilekçe yazıldığı, dosya kapsamına göre, bu istifa beyanının davacı işçinin tam iradesini yansıtmadığı, iş aktinin haklı sebeplerle feshedildiğini ispat yükü kendisinde olan davalı işverenin iş aktinin feshinden sonra düzenlenen devamsızlık tutanaklarına dayandığından bu savunmasına da itibar edilmediği gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.D)Temyiz: Karar süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.E)Gerekçe: 1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir. 2-Somut uyuşmazlıkta, davacının davalıya gönderdiği 12/10/2012 tarihli Noter ihtarında dosyadaki istifa dilekçesinin zorla alındığı yönünde bir beyanda bulunmuş değildir, hatta bir istifa dilekçesinde de bahsedilmemiştir, işverenin kendisine küfür ve hakaret ederek işten kovduğu belirtilmiştir. İstifa dilekçesinde müşahhas olarak davacının kendisine küfür ve hakaret ettiğinden bahsedilmiş olduğundan, bu dilekçenin feshe esas olaydan önce alındığı da kabul edilemez. Bu nedenler ile davacı vekilinin bu istifa dilekçesinin zorla/çalışma sırasında alındığına ilişkin iddiaları sübut bulmamıştır. İstifa dilekçesinde ise davacı, kendisine davalı tarafından küfür ve hakaret edildiğinden iş aktinin tek taraflı olarak davacı tarafından feshedildiğini belirtilmiş olmakla birlikte kovulduğundan bahsetmemiştir.Tüm bu açıklanan nedenler ile davacının iş aktini haklı nedenle feshettiği bu nedenle kıdem tazminatı almaya hak kazandığı kabul edilmelidir. O halde, iş aktini fesheden taraf, feshi haklı dahi olsa ihbar tazminatına hükmedilemeyeceğinden ihbar tazminatı talebinin reddi yerine kabulü hatalıdır.3-Davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır. Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır. Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır. İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille yapılabilir. Bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda, işçinin bordroda belirtilenden daha fazla çalışmayı yazılı belge ile kanıtlaması gerekir. İşçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda, ihtirazi kayıt ileri sürülmemiş olması, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının yazılı delille ispatlanması gerektiği sonucunu doğurmaktadır.Somut uyuşmazlıkta, fazla mesai ücreti hesabında beyanları hükme esas alınan davacı tanıklarının davacıdan evvel davalı işverenlikten ayrıldığı anlaşılmaktadır. Bu nedenle, davacı tanıklarının bildikleri dönemler gerek kendi beyanlarına göre ve gerekirse kayıtları getirtilerek netleştirilmelidir. Davacı tanıklarının, davalı işverenlikte çalışmaları sonucunda bildikleri dönemler açısından mevcut hesaplama olduğu gibi bırakılmalıdır. Ancak, davacı tanıklarının davalı nezdinde çalışmadıkları için bilmeleri mümkün olmayan dönemler açısından davalı tanıklarının beyanları ve davalı ile olan yakınlıkları ve ilişkileri değerlendirilerek davacının fazla mesai alacağı olup olmadığı irdelenmeli ve bu şekilde sonuca gidilmelidir. 4- İşçilik alacaklarının ödendiğini davalı işveren yazılı delil ile ispatlamalıdır.Ücret ve asgari geçim indirimi alacakları açısından, davacı ihtarında “2012 yılı Eylül ayı bakiye ücret alacağının ödenmediği” yönünde beyanda bulunmuştur. Dosyadaki 05/10/2012 işlem tarihli “avans ...” açıklamalı 900 TL tutarlı elektronik posta çıktısı banka dekontu taraflardan sorularak ve bankadan ödeme olup olmadığı araştırılarak ücret ve asgari geçim indirimi alacaklarından mahsubu gereken bir tutar olup olmadığı irdelenmelidir.5- Ücret, fazla mesai ücreti ve genel tatil ücretinin net miktarının hesaplanmasında gelir vergisi ve damga vergisi yanında sigorta priminin ve işsizlik priminin de düşülmesi gerektiğinin düşünülmemesi hatalıdır.Hükmedilen miktarların net mi, yoksa brüt mü olduğunun kararda belirtilmemesinin HMK'nun 297/2. maddesine aykırı olup, infazda tereddüde yol açacağının düşünülmemeside hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.F)SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 12/05/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.