Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 11794 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 1525 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİDAVA : Davacı, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ile izin ücreti, ücret, asgari geçim indirimi, fazla mesai ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I A) Davacı Talebinin Özeti:Davacı vekili, davacının başka bir işçi tarafından açılan davada işveren aleyhine tanıklık yapması nedeniyle işverenin hakaretine maruz kalması, ücretlerinin eksik ödenmesi, sigorta primlerinin yatırılmaması nedeniyle iş akdinin davacı tarafından haklı olarak feshedildiğini ileri sürerek, kıdem ve ihbar tazminatı ile izin ücreti, ücret, asgari geçim indirimi, fazla çalışma ücreti alacaklarını talep etmiştir.B) Davalı Cevabının Özeti:Davalı vekili, iş akdinin davacı tarafından haksız olarak feshedildiğini, talep edilen alacakların zamanaşımına uğradığını, davacının fazla çalışma yapmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti ve Yargılama Süreci:Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davacının başka bir işçi tarafından açılan davada işveren aleyhine tanıklık yapması nedeniyle işverenin hakaretine maruz kalması, ücretlerinin eksik ödenmesi, sigorta primlerinin yatırılmaması nedeniyle iş akdinin davacı tarafından haklı olarak feshedildiği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.D) Temyiz:Kararı davalı vekili temyiz etmiştir. E) Gerekçe:1- Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.2- Taraflar arasında, işçilik alacaklarının zamanaşımına uğrayıp uğramadığı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır. Zamanaşımı, alacak hakkının belli bir süre kullanılmaması yüzünden dava edilebilme niteliğinden yoksun kalabilmesini ifade eder. Bu tanımdan da anlaşılacağı üzere zamanaşımı, alacak hakkını sona erdirmeyip sadece onu "eksik bir borç" haline dönüştürür ve "alacağın dava edilebilme özelliği"ni ortadan kaldırır. Bu itibarla zamanaşımı savunması ileri sürüldüğünde, eğer savunma gerçekleşirse hakkın dava edilebilme niteliği ortadan kalkacağından, artık mahkemenin işin esasına girip onu da incelemesi mümkün değildir. Kısmi davada ise zamanaşımı yalnızca dava edilen kısım kesilir. Henüz açılmayan (saklı tutulan) ve daha sonra ıslahla arttırılan bölüm için zamanaşımı işlemeye devam eder. Ancak kısmi davadaki miktar, kısmi davanın açıldığı dava tarihine göre geriye doğru belirlenen zamanaşımı süresini kapsar. Bakiye alacak talep edildiği tarihe göre, geriye doğru zamanaşımı süresi içinde kalıyor ise zamanaşımına uğramadığı kabul edilmelidir. Kısaca kısmi davadaki alacak miktarı belirlendiği tarihten itibaren öncelikle ileriye doğru gerçekleşen alacak için mahsup edilmeli, bakiye alacak ise ondan sonraki süreyi kapsamalıdır. İlk kısmi davada belirlenen alacak mahsup edildikten sonra bakiyenin talep edildiği tarihten geriye doğru zamanaşımı süresi içinde kalan alacak, alacaklı lehine hüküm altına alınmalıdır. Dosya içeriğine göre kısmi olarak açılan davada davacı vekili bilirkişi hesap raporundan sonra ıslah sureti ile alacakları arttırmış ve davalı vekili ise ıslaha karşı zamanaşımı itirazında bulunmuştur. Hüküm altına alınan ve 01.06.2002-23.03.2009 tarihlerini kapsayan fazla mesai karşılığı ücret, asgari geçim indirimi ile yıllık ücretli izin alacakları kısmi olarak istenen miktar dışlandığında kalan kısmı 18.06.2014 tarihli ıslah tarihine göre geriye beş yıllık süre dikkate alındığında tamamının zamanaşımına uğradığı anlaşılmaktadır. Mahkemece ıslaha karşı zamanaşımı itirazının dikkate alınmadan ve kısmi davada talep edilen miktarlar dışında ıslah ile arttırılan azla mesai karşılığı ücret, asgari geçim indirimi ile yıllık ücretli izin alacaklarının tamamen reddi gerekirken, ıslah ile artırılan miktarlarında hüküm altına alınması hatalıdır. F) Sonuç:Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 11/05/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.