Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 11633 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 2154 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ...DAVA : Davacı, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ile yıllık izin ücreti, fazla mesai ücreti, hafta tatili ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarınınödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Hüküm süresi içinde davalılar avukatınca temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I A) Davacı İsteminin Özeti:Davacının dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 01.11.2006 - 31.03.2013 tarihleri arasında ... ait ... işyerinde yaptığı iş ve işyeri değişmeden kesintisiz çalıştığını, sadece 01.02.2013 tarihinde diğer davalı taşeron şirketi tarafından devralındığını, haftanın her günü günde 12 saat işyerinde görevli olarak bulunduğunu, son ücretinin brüt 1.467.90 TL olduğunu, günde iki öğün yemek ve yol yardımından faydalandığını, tüm bayram günleri ve iki yıl öncesine kadar hafta tatillerinde dahi çalıştırıldığını, akdin 31.03.2013 günü neden bidirilmeden ve 14 gün karşılığı 577.00 TL ihbar tazminatı ödenerek haksız feshedildiğini ileri sürerek; kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti, fazla mesai ücreti, hafta tatili ücreti ve ulusal bayram genel tatil ücreti alacaklarını istemiştir.B) Davalı Cevabının Özeti:Davalılar vekili cevap dilekçesinde; davacının taleplerinin yasal haklarının üzerinde olduğunu, kıdem tazminatı için bir kısım ödemenin yapıldığını, bakiye kısmında ödeneceğini, fazla çalışma- genel tatil ve hafta tatili ücreti alacağının bulunmadığını savunarak;davanın reddini istemiştir.C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:Mahkemece toplanan deliller,tanık beyanları,bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamının değerlendirilmesinde;davacının davalılara ait iş yerinde 01.11.2006 - 3.03.2013 tarihleri arasında fiilen çalıştığı, 4857 sayılı İş Kanununun 2/6 maddesi uyarınca " bir işverenden işyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin yardımcı işlerinde veya asıl işin bir bölümünde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işlerde iş alan ve bu iş için görevlendirdiği işçilerini sadece bu iş yerinde aldığı işte çalıştıran diğer işveren ile iş aldığı işveren arasında kurulan ilişkiye asıl işveren alt işveren ilişkisi" denildiği,4857 sayılı İş Kanunun 2. Maddesinde belirtilen unsuları taşımayan alt işveren uygulamasının fesih için geçerli neden kabul edilemeyeceği, yardımcı işlerin alt işverene verilmesinin herhangi bir koşula bağlanmaması nedeni ile bu nevi işlerin muvaza olmaması kaydı ile alt işverene devri sebebi ile iş sözleşmesinin fesh edilmesi halinde feshin geçerli nedene dayandığının kabul edileceği ancak şartlar gerçekleşmeden asıl işin bölünerek alt işverene verilmesi halinde asıl işveren alt işveren ilişkisinin geçersiz olacağı, iyi niyetli olan davacı işçiye karşı tarafı olmadığı muvazanın ileri sürülemeyeceği, hiç kimsenin kendi hilesinden yararlanamayacağı ilkesi gereğince muvazalı işlem yapan davalıların maddi sorumluluk açısından müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulması gerekeceği, davalı şirket tarafından sunulan vekaletname incelendiğinde davalı şirketin imza sirkülerinde şirketin yönetim kurulu başkan yardımcılığına belediyeyi temsilen ...'nin seçildiğinin belirtildiği, davacının toplam 6 yıl 4 ay 30 gün çalışma süresinin bulunduğu, davacının iddia ettiği ücret miktarının itilafsız olduğu, buna göre son brüt ücretin günlük 48,93 TL olduğu, davacının iddia ettiği yemek ve yol yardımının sürekli olmadığı, davalı tarafın feshin haklı nedene dayandığını ispat edemediği , bu itibarla davacının kıdem ve ihbar tazminatlarına hak kazandığı , yine dosya kapsamı itibarıyla dava konusu ettiği hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücreti, yıllık izin ücretlerinin davalılar tarafından ödendiğinin yazılı belge ile ispat edilemediği, davacının davasını bilirkişi raporu doğrultusunda ıslah ettiği, davalı tarafın ıslah dilekçesine karşı, süresi içerisinde zaman aşımı definde bulunduğu anlaşılmakla Mahkememizce aldırılan denetime elverişli gerekçesi tatminkar bilirkişi raporu ve ek raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilerek hüküm kurulmuştur. D) Temyiz:Kararı davalılar vekili temyiz etmiştir.E) Gerekçe:1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.2-Taraflar arasında kıdem tazminatının hesabı noktasında uyuşmazlık bulunmaktadır. Somut uyuşmazlıkta, davalı işveren tarafından kıdem tazminatı alacağına mahsuben 04.06.2013 tarihinde 3000 TL ve Temmuz 2014 tarihinde 3000 TL olmak üzere toplam 6.000,00 TL kıdem tazminatı alacağına mahsuben banka ödeme dekontları ile ödeme yapıldığı görülmektedir.Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda kıdem tazminatı hesap edilirken 6.000,00 TL kıdem tazminatı ödemesinin mahsup edilmediği anlaşıldığından kıdem tazminatı ödemesinin mahsup edilerek kıdem tazminatı alacağının hüküm altına alınması gerektiğinin düşünülmemesi hatalıdır.3-Taraflar arasında fazla mesai ücreti,hafta tatili ve genel tatil ücreti alacaklarının hesabı noktasında uyuşmazlık bulunmaktadır.Fazla çalışmaların uzun bir süre için hesaplanması ve miktarın yüksek çıkması halinde Yargıtay’ca son yıllarda taktiri indirim yapılması gerektiği istikrarlı uygulama halini almıştır (Yargıtay 9.HD. 11.2.2010 gün 2008/17722 E, 2010/3192 K; Yargıtay, 9.HD. 18.7.2008 gün 2007/25857 E, 2008/20636 K.). Ancak fazla çalışmanın tanık anlatımları yerine yazılı belgelere ve işveren kayıtlarına dayanması durumunda böyle bir indirime gidilmemektedir. Yapılacak indirim, işçinin çalışma şekline ve işin düzenlenmesine ve hesaplanan fazla çalışma miktarına göre taktir edilmelidir. Hakkın özünü ortadan kaldıracak oranda bir indirime gidilmemelidir(Yargıtay 9.HD. 21.03.2012 gün, 2009/48913 E, 2012/9400 K .). Somut uyuşmazlıkta, mahkemece fazla mesai ücreti ,genel tatil ücreti ve hafta tatili ücreti alacağı tanık beyanlarına göre hesap edilmesine rağmen bu alacaklardan makul oranda takdiri indirim yapılmaması hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.F) Sonuç:Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine,10.05.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.