Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 11588 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 2295 - Esas Yıl 2015
MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİDAVA : Davacı, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, manevi tazminat ile işsizlik ödeneği alacağının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I A) Davacı İsteminin Özeti: Davacı, iş akdinin davalı tarafından haksız olarak feshedildiğini iddia ederek kıdem ve ihbar tazminatları ile manevi tazminat ve işsizlik ödeneğinin davalıdan tahsilini istemiştir.B) Davalı Cevabının Özeti:Davalı,davacının özel nedenlerini ileri sürerek kendi isteği ile işten ayrıldığını,işçilik alacaklarının tarafına ödendiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:Mahkemece,toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.D) Temyiz:Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.E) Gerekçe:Taraflar arasında davacı işçinin manevi tazminat alacağına hak kazanıp kazanmadığı noktasında uyuşmazlık söz konusudur.Davacı,davalı....de anestezi teknikeri olarak çalıştığını, 26.02.2012 tarihinde davalı şirketin anestezi doktoru tarafından ağır hakaretlere maruz kaldığını,bu olay üzerine yönetimin kendisini çağırdığını ve tazminatlarına karşılık kendisinden istifa dilekçesi aldıklarını bir miktar kıdem ve ihbar tazminatı ödenmek suretiyle iş akdinin feshedildiğini,kendisine hakrette bulunan doktor hakkında şikeyetçi olduğunu, açılan kamu davası sonucunda ..... Sulh Ceza Mahkemesinin 2012/882 E-2013/205 K. sayılı ilamı ile doktor hakkında hakaret suçundan mahkumiyet kararı verilip söz konusu kararın da kesinleştiğini,doktorun davalı nezdinde çalışan sıradan bir işçi konumunda olmadığını davacı işçinin amiri konumunda olup amirinin bu tavrı nedeniyle davalı işverenin de sorumlu olduğunu beyanla manevi tazminat talebinde bulunmuştur.Davalı işveren ise iki çalışan arasında geçen olay nedeniyle hastanenin sorumlu tutulamayacağını bildirmiştir.Mahkeme manevi tazminat talebi yönünden; olayın davalı şirketle herhangi bir ilgisinin olmadığını,iki çalışan personel arasında gerçekleştiğini diğer bir işçinin eylemi nedeniyle davalı işverenin sorumlu tutulamayacağı gerekçesiyle talebin reddine karar vermiştir.4857 sayılı Kanunun 2. maddesi 4. fıkrasında işveren adına hareket eden ve işin,işyerinin ve işletmenin yönetiminde görev alan kimselere işveren vekili denildiğini ve işveren vekilinin bu sıfatla işçilere karşı işlem ve yükümlülüklerinden doğrudan işverenin sorumlu olduğunu hükme bağlamıştır.Somut uyuşmazlıkta;davacının amiri konumunda ve işveren vekili sıfatıyla hareket eden doktor tarafından davacıya hakaret edildiği sabittir.Davacının hakaret nedeniyle kişilik hakları saldırıya uğradığından ve işveren de yukarıda belirtilen hüküm nedeniyle sorumlu olacağına göre davacı işçinin manevi tazminat talebinin kabulü yerine reddine karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.F) Sonuç:Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 09.05.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.