MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ (İŞ)DAVA : Davacı, kıdem tazminatı ile izin ücreti, genel tatil ücreti, fazla mesai ücreti, emekli ikramiyesi alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Hüküm süresi içinde davacı ile davalılardan ... avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I A) Davacı İsteminin Özeti:Davacı, davalılara ait işyerinde 01/04/1980 tarihinden 16/08/2008 tarihine kadar bobinaj işçisi olarak çalışırken davalıların zaman zaman hakaret boyutuna varan rencide edici davranışları nedeni ile iş sözleşmesini haklı şekilde feshettiğini ileri sürerek, kıdem tazminatı ile fazla çalışma, yıllık izin, emekli ikramiyesi, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacağının tahsilini, istemiştir.B) Davalı Cevabının Özeti:Davalılar vekili, davacının 08/01/1993-30/06/1994 tarihleri arasında Kardeşler şirketinde çalışıp ayrıldığını ve tüm haklarını aldığını, bundan sonra 01/07/1994 de ... adi ortaklığına geçtiğini, önceki dönem için l0 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğunu, adi ortaklıkta 01/07/1994- 30/04/1998 döneminde çalışan davacının kıdem tazminatını yıllık izin ücreti ile fazla mesai ücretlerini aldığını beyan eden ibraname imzaladığını, Karelsan şirketinde 01/05/1998- 27/01/2006 tarihleri arası çalışıp emekli olan davacının şirkette ortak olmak istemesiyle işyerine sık sık gidip geldiğini, ancak geçimsiz olan davacının şirket ortaklarıyla anlaşamaması sonucu ortaklığın gerçekleşmediğini ve bu davanın ikame edildiğini, izin kullanmamış olmasının mümkün olmadığını, çalıştığı sürede bütün genel tatil günleri çalıştığı iddiasının doğru olmadığını, savunarak davanın reddini istemiştir.C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti ve Yargılama Süreci: Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davacının her iki şirkette de çalışması nedeniyle her iki şirketin de kıdem tazminatı ödemek sorumluluğu bulunduğu, her ne kadar davacı taraf tüm çalışma dönemi için kıdem tazminatı istemiş ise de emeklilik tarihine kadar olan süre için istediği kıdem tazminatının davalılardan alınabileceği, emeklilikten sonra çalıştığı dönem için feshinde haklı olduğunu ispatlayamadığından bu bölümü isteyemeyeceği, yaptığı iş dikkate alındığında davacının işten ayrıldığı dönemde iddia gibi net 1.200 TL ücretle çalıştığı, yıllık izin ve genel tatil ücreti alacaklısı da olduğu gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Karar davalılar vekili tarafından temyiz edilmiş ve Dairemizce bozulmuştur. Bozma ilamında özetle; 1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.2-Davacıya ait hizmet döküm cetveli ile dosyadaki diğer belgelerden davacının 01/04/1980-27/01/2006 (emeklilik) tarihleri arasında 4 ayrı işveren nezdinde çalıştığı anlaşılmakla, davalılar dışındaki işverenlerin davalılar ile aralarındaki ilişkisinin niteliği saptanıp ortaya konulmadan ve bu hususta gerekçe oluşturulmadan, davacının belirtilen tarihler arasında kesintisiz şekilde davalılar işçisi olarak çalıştığının kabulü hatalıdır. 3-Davalı tarafça dosyaya 30/04/1998 tarihli bir ibraname ibraz edilmiş olup bu ibranamede kıdem tazminatı ödemesinin yer aldığı ve davacı tarafça imzalandığı görülmüştür. Mahkemece bu ibraname davacıya gösterilip beyanı tespit edilerek, çıkan sonuca göre ibranamenin değerlendirilmesi gerekirken bu belgenin göz ardı edilmesi hatalıdır. 4-Davada birden fazla davalı olduğu halde hükmedilen alacakların hangi davalıdan alınacağı açıklanmadan 'davalıdan' denilerek hüküm kurulması isabetsizdir.5-Hükmedilen alacakların net ya da brüt olduğunun belirtilmemesinin infazda tereddüte yol açacağının düşünülmemesi hatalıdır.6-Kararın hüküm fıkrasının 4 nolu bendinde reddedilen diğer taleplerin neler olduğunun açıkca yazılmaması 1086 sayılı HUMK. nun 388/son maddesinde belirtilen (6100 sayılı HMK. nun 297/5. maddesi) “hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, mümkünse sıra numarası altında birer birer, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmelidir" hükmüne aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.” gerekçeleri belirtilmiştir.Mahkemece bozmaya uyulmuş ve yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. D) Temyiz:Bozmadan sonra verilen karar taraflarca temyiz edilmiştir.E) Gerekçe:1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacı ve davalılardan ...'nin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.2-İlk derece Mahkemesince verilen bozma öncesi ilk kararda davacının hizmet süresi 01.04.1980-27.01.2006 tarihleri arası olarak kabul edilmiştir. Söz konusu karar davalılar vekilince temyiz edilmiş olup, iş akdinin fesih tarihinin 27.01.2006 olarak kabulü davalılar açısından usulü kazanılmış hak oluşturmuştur. Bozma ilamına uyulmasının ardından alınan hükme esas bilirkişi raporunda, davacının 01.04.1980-16.08.2008 tarihleri arasında çalıştığı kabul edilerek tazminat ve alacakların hesaplanması davalılar lehine oluşan usulü kazanılmış hakkın ihlal edilmesine yol açmıştır. Ayrıca gerekçeli kararın hüküm sonucunda fesih tarihi olarak 27.01.2006 tarihinin kabulü ile gerekçe-hüküm çelişkisi yaratılmıştır. Gerekçe-hüküm çelişkisi HMK’nın 298/2. maddesine aykırıdır.3-Davacının çalışmasının bulunduğu 01.04.1980-27.01.2006 tarihleri arasındaki işverenlerin faaliyet konuları ile faaliyet gösterdikleri adreslerin aynı olduğu, davacının bütünlük teşkil eden çalışmasını yaptığı iş ve pozisyonunda herhangi bir değişiklik olmadan kesintisiz sürdürdüğü, dolayısıyla işverenler arasında organik bağ bulunduğu anlaşılmış olup, davacının hak ve alacaklarının tamamından her iki davalının da müştereken ve müteselsilen sorumlu oldukları açıktır. İşverenler arasında organik bağ bulunduğu Mahkemenin de kabulündedir. Buna rağmen, ... yönünden hem hak düşürücü sürenin geçirildiği hem de talep edilen alacakların zamanaşımına uğradığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Burada dikkate alınması gereken diğer bir husus da hak düşürücü süre ve zamanaşımı kavramlarının ayrı müesseseler olup, nitelikleri ile hukuki sonuçlarının farklı olduğudur.4-Mahkemece uyulan bozma ilamında dosyada mevcut 30.04.1998 tarihli ibranamenin değerlendirilmesi gerektiğinin belirtilmesine rağmen hatalı hizmet süresinin kabulünden kaynaklanan yanlışlıkla makbuz niteliğindeki ibranamenin değerlendirilmemesi isabetsizdir. 5-Hüküm altına alınan alacakların net mi yoksa brüt mü olduğunun hükümde belirtilmemesinin infazda tereddüde yol açacağının düşünülmemesi de hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir. F) Sonuç:Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 28.04.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.