Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 10667 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 694 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİDAVA : Davacı, kıdem tazminatının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Hüküm süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I A) Davacı İsteminin Özeti:Davacı vekili, davacının davalının yönetiminde olan tekstil fabrikasında işyeri hekimi olarak part-time şeklinde 26/05/2014 tarihinde çalışmaya başladığını, 15/04/2010 tarihinde kamudaki görevinden istifa ettikten sonra işyerindeki hekimliğine devam ettiğini, 30/10/2012 tarihinde şirketin kapatılacağı ileri sürülerek sözleşmesinin tek taraflı olarak feshedildiğini belirterek kıdem tazminatının tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.B) Davalı Cevabının Özeti:Davalı vekili, davacının davalı şirketin de dahil olduğu ortak sağlık biriminde belirli süreli iş kapsamında çalıştığını, 2007 yılında davalı şirket ve diğer 14 şirketin katılımıyla davacı ile işyeri hekimliği sözleşmesi yapıldığını, davacı hakkında iş kanunu hükümlerinin uygulanmayacağını, şirketin 30/11/2012 tarihinde Adapazarı’ndaki faaliyetlerine son verme kararı alarak buradaki şubesini kapattığını, davacının kendi isteği ile işinden ayrıldığını, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:Mahkemece yapılan yargılama sonunda, davacı ile davalı şirketinde aralarında bulunduğu diğer dava dışı şirketler arasında yapılan sözleşme neticesinde davacının aynı anda bütün işverenlere karşı işgörme edimini yerine getirdiği, bu nedenle davacının işgörme edimini işverenlere karşı birlikte istihdam şeklinde yerine getirdiğinden kıdem tazminatından davalı ve diğer işverenler müştereken ve müteselsilen sorumlu oldukları gibi her bir işverenin ayrı ayrı sorumluluğu bulunduğu gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.D) Temyiz:Karar davacı vekili tarafından hizmet süresi yönünden, davalı vekili tarafından ise cevap nedenleri ile temyiz edilmiştir. E) Gerekçe:1. Usul yönünden;6100 sayılı HMK.’un 166/1. Maddesi uyarınca “Aynı yargı çevresinde yer alan aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde açılmış davalar, aralarında bağlantı bulunması durumunda, davanın her aşamasında, talep üzerine veya kendiliğinden ilk davanın açıldığı mahkemede birleştirilebilir”. Aynı maddenin 4. Fıkrasında ise bağlantının ne olduğu açıklanmış ve “davaların aynı veya birbirine benzer sebeplerden doğması ya da biri hakkında verilecek hükmün diğerini etkileyecek nitelikte bulunması durumunda, bağlantı var sayılacağı” belirtilmiştir.Somut uyuşmazlıkta, davacının sağlık hizmetini birden fazla şirkete karşı yerine getirdiği savunulmuş ve Dairemizin...... ve ......Esaslarında incelemesi yapılan dosyalarda aynı davacı tarafından açılan kıdem tazminatı istemli davada hizmet verilen diğer bir şirketler aleyhine aynı mahkemece kıdem tazminatına karar verilmiştir. Aynı davacı tarafından birden fazla şirkete karşı iş görme edimi nedeni ile aynı taleple açılan davada davacı ve dava konusu aynı olup, verilecek hüküm diğer davalıları da etkileyeceğinden, anılan davaların birleştirilerek görülmesi gerekirken Mahkemece birleştirme kararı verilmeden karar verilmesi usule aykırıdır.2. Esas yönünden;a) Davacının hizmet süresi yönünden işe girişi ile ilgili ......kaydının doğru olmadığı kabul edilmesine rağmen, tanıklarca doğrulanan çalışma olgusuna göre hizmet süresi başlangıcının 26.05.2004 olarak kabul edilmemesi hatalıdır.b) İş Sözleşmesine katılma ayrı bir kural olarak öngörülmemiş ise de sözleşmeye katılma 6098 sayılı TBK. ‘un 206 maddesinde tanımlanmış ve kurala bağlanmıştır. Ancak bu düzenlemeden önce doktrinde bu sözleşme türü ifadesini bulmuş(M. ALP. İş Sözleşmesinin Devrinde Bazı Sorunlar. DEÜ. Hukuk Fakültesi Dergisi. Cilt 9. Özel Sayı, 2007) ve Yargıtay kararına da(Dairemizin 17.06.2013 gün ve 2011/2705 E, 2013/18665 K.) konu olmuştur. İş sözleşmesine katılmada başlangıçta tek bir işverenle kurulan iş ilişkisine zamanla diğer bir işveren katılmakta ve işçi iş görme edimini bu katılan şirkete karşı da yerine getirmektedir. İsçinin ilk işvereni ile bağlantısı kopmamakta, iş sözleşmesinin devri değil, işveren tarafında bir çoğalma söz konusu olmaktadır. Bu durumda da tek bir iş ilişkisi vardır. Birlikte istihdam ve iş sözleşmesine katılmada tek bir iş ilişkisi ve dolayısı ile tek bir ücret ödemesi sözkonusudur. İşçinin diğer şirketlere karşı iş görme edimi, fazla iş olarak değerlendirilemez ve bu nedenle ayrıca ücretin ödenmesi gerekmez. Elbette ister başlangıçta birden fazla işveren olsun, ister sonradan işveren çoğalmasına gidilsin, ayrı ayrı iş ilişkisi de kurulabilir. Aksi öngörülmedikçe iş akdinin kurulması özel bir şekle tabi olmadığından işin gereğine göre bu hizmetin ancak ücret karşılığında görülebileceği kabul edilebilir ve her şirket ile ayrı bir iş sözleşmesi kurulmuş sayılabilir. Fiili iş ilişkisi ile de aynı sonuca varmak mümkündür.Dosya içeriğine göre davacının davalının da içinde bulunduğu birden fazla işverene ait işyerinde çalışanlara sağlık hizmeti verdiği ve her işverenle ayrı kısmi süreli hekim işyeri sözleşmesi imzaladığı, ancak sağlık hizmetini bütün işverenlere aynı yerde verdiği anlaşılmaktadır. Her şirket ile ayrı kısmi süreli iş sözleşmesi imzalaması ayrı ücret kararlaştırılması, iş sözleşmesine katılmayı etkilemez. Burada davacının sözleşmede kararlaştırılan ücretleri her bir işverenden ayrı ayı alacağı sabittir. Ancak davacı yıllık izne ayrıldığında, tüm işverenler yönünden izne ayrılmış olacaktır. Burada davacının her bir sözleşme imzalanan işverenden ayrı ayrı kıdem tazminatı talep edebileceği kabul edilse dahi, iş görme ediminin aynı yerde birden fazla işverene karşı yerine getirilmesi nedeni ile tüm işverenler açısından kıdem tazminatı tavanının dikkate alınması gerekir davacı, tüm işverenlerden fesih tarihinde geçerli kıdem tazminatı tavanını aşmayacak şekilde kıdem tazminatına hak kazanır. Bir işveren yönünden tavanı aşmaz ise de diğer işveren yönünden tavanı aşmayan kıdem tazminatı toplandığında tavanı aşabilir. Kısaca iş sözleşmesine katılan tüm işverenler yönünden müştereken ve müteselsilen tavanı aşmayacak şekilde kıdem tazminatına karar verilmesi gerekirken Mahkemece bu olgu gözden kaçırılarak karar verilmesi isabetsizdir. F) Sonuç:Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenlerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine 27.04.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.