Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 10410 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 13000 - Esas Yıl 2016





MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİDAVA : Davacı, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ile fazla mesai ücreti, yıllık izin ücreti, hafta tatil ücreti, genel tatil ücreti, ücret alacağı, resmi tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Hüküm süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I A) Davacı İsteminin Özeti:Davacı vekili; müvekkilinin davalı işyerinde 01.01.1993 tarihinde temizlik işçisi olarak çalışmaya başladığını, daha sonra 1998 yılında işine son verildiğini. 03.10.1998 tarihinde tekrar işe başladığını ve aralıksız olarak 30.07.2009 tarihine kadar çalıştığını, müvekkilinin işinde özverili olarak çalıştığını, ancak müvekkiline ait ücretin bazı aylar geç ödendiğini, bazı aylar eksik ödendiğini, alt sigorta primlerinin eksik ve düzensiz ödendiğini, müvekkilinin ücret ve sigorta primlerinin düzeltilmesini, aksi halde işten ayrılmak zorunda kalacağını beyan ettiğini, müvekkilinin maaş ve sair alacaklarını vermediği gibi işyerini değiştirerek müvekkilinin rızası olmaksızın Gebze/Kocaeli'nde bulunan şirkete ait fabrikaya naklinin yapıldığını, müvekkilinin davalı şirkette temizlik işçisi olarak asgari ücret ile çalıştığını, günde 12 saatten fazla çalıştığını, bazı günler ara vermeksizin 24 saat işyerinde kaldığını, müvekkilinin genel tatil, hafta tatili, resmi bayram ve tatillerde, yıllık izin günlerinde de çalıştığını ve bu fazla çalışmalarına karşılık herhangi bir ücret ödenmediğini iddia ederek, kıdem ve ihbar tazminatı, fazla mesai, yıllık izin, hafta tatili, genel tatil ve 4 aylık ücret alacağının davalıdan tahsilini talep etmiştir.B) Davalı Cevabının Özeti:Davalı vekili; işyerinin Gebze'de olması dolayısıyla yetkili mahkemelerin ... mahkemeleri olduğunu, davacının tüm taleplerinin davanın açıldığı tarihte zamanaşımına uğradığını, davacının müvekkili şirkette 03.10.1998 tarihinde çalışmaya başladığını, iş akdinin fesih edildiği 28.07.2009 tarihine kadar sürdüğünü, daha önce 01.01.1993 tarihinde işe girdiğini ancak çalışmasını istifası ile 01.01.1996 tarihinde sona erdirdiğini, sürekli çalışmasının 03.10.1998-28.07.2009 tarihleri arasında olduğunu, çalıştığı surece ve en son aylık asgari ücretle çalıştığını, maaşı ve tüm hak edişlerinin kendi banka hesabına yatırıldığını, maaşının bordro ile tahakkuk ettirildiğini, davacının iş akdinin ... Noterliği nin 28.07.2009 tarih ve 18562 yevmiye nolu ihtarnamesinde belirtildiği üzere feshin son çare olması ilkesine de uyularak ahlak ve iyi niyet kurallarına aykırı davranması nedeniyle ve doğrudan "işverenin şeref ve namusuna dokunacak sözler sarfetmesi ve davranışlarda bulunması" sebebi ile haklı olarak feshedildiğini, işyerinde mesainin haftanın 6 günü 08.00-17.30 saatleri arasında olduğunu. I saat yemek molası ve iki defa 15 dakikadan olmak üzere yarım saat çay molası olduğunu, işin niteliği gereği şehir dışında görev verildiğini, fazla çalışma yapıldığı takdirde karşılığının ödendiğini ve maaş bordrosunda tahakkuk ettirildiğini, şirketin faaliyeti uyarınca düzenli bir üretimin olmadığını, sipariş usulü çalışma olduğundan düzenli fazla çalışmadan bahsedilemeyeceğini, fazla çalışma yapmadığı dönemlerde bordrosunda bir ödemenin olmayacağını, resmi tatillerde, dini ve milli bayramlarda çalışmasını gerektirir bir iş ağının olmadığını, tüm yıllık izinlerini kullandığını, davacının iş akdi haklı nedenle feshedildiğinden kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanmadığını, ayrıca davacının da iş akdini .... Noterliği"nin 30.07.2009 tarih ve 13885 yevmiye nolu ihtarnamesi ile kendisinin feshettiğini bu sebeple kıdem tazminatına hak kazanamayacağını, çalıştığı döneme ilişkin tüm ücretlerinin banka hesabına yatırıldığını, davacının ücret alacağının hangi aya veya neye ilişkin olduğunun belirtilmediğini, davacının ihtarnamesinin bir temerrüt ihtarnamesi olmadığını bu nedenle dava tarihinden önceki dönem için faiz talebinin reddi gerektiğini savunarak davanın reddini talep etmiştir.C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, kararı davalı tarafın temyizi üzerine Dairemizin 2013/8819 E. 2015/2825 K. ve 29/01/2015 tarihli kararı ile özetle ; "Davacının fazla mesai hesabının yöntemi hatalıdır. Bilirkişinin haftada 6 günde toplam 6 saat, başka bir deyişle günde 1 saat fazla mesai hesabı yerinde ise de ayda 1 Pazar çalışma halinde, hafta tatili ücreti ayrıca tahakkuk ettirildiğinden, davacının Pazar çalışmasındaki 1 saat fazlalık, fazla mesaiye eklenmelidir. Buna göre davacının ayda 3 hafta haftada 6 saat, 1 hafta haftada 7 saat fazla mesai yaptığı kabul edilerek hesaplama yapılmalıdır. Ayda 1 Pazar günkü çalışmanın 1 saatlik fazla mesaisinin 4’e bölünerek haftalık fazla mesai eklenmesi yöntemi, bu nedenle hatalıdır.Yukarıda açıklanan esaslara göre ek rapor alınarak sonuca gidilmelidir.Davacı, dava ve ıslah dilekçelerinde 2008-2009 yıllarına ait hafta tatili ücretini toplam 350 TL olarak talep etmişse de, mahkemece 395,97 TL hafta tatili ücretine hükmedilmiştir. Hafta tatili ücretinde talebin aşılması HMK’nin 26. maddesine aykırıdır.Hükmedilen miktarların net mi yoksa brüt mü olduğunun hükümde belirtilmemesinin infazda tereddüde yol açacağının düşünülmemesi" gerekçeleriyle karar bozulmuştur.Bozma kararımız sonrası mahkemece bozma ilamına uyularak davanın kısmen kabulüne hükmedilmiştir.D) Temyiz:Kararı taraflar temyiz etmiştir.E) Gerekçe:1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.2-Mahkemece, yargılama giderine ilişkin kurulan hükümde, “ Davacı tarafından sarf edilen bilirkişi ücreti, tebligat, müzekkere toplam 260,00 TL (harç, bilirkişi ücreti, tebligat, müzekkere ve diğer dosya içinde yapılan masraflar) yargılama giderinden red ve kabul oranı nazara alınarak takdiren 150,00 TL'sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına, ” denilmiş, bu sonuca nasıl ulaşıldığı denetime elverişli olarak açıklanmamıştır.6100 sayılı HMK’nın 297. maddesine göre, tarafların yargılama sebebiyle yaptıkları masrafın ne kadar olduğu, bunun ne kadarının harç ne kadarının diğer masraflar olduğu, masraflardan kimin ne kadarından sorumlu olacağı hükümde tek tek açıklanmalıdır.Mahkemece, hükmolunan yargılama giderlerinin denetime elverişli olarak karar yerinde açıklanmaması usul ve yasaya aykırıdır.3-Mahkemece kısmen kabul kararı verilmesine rağmen kabul edilen alacak miktarı üzerinden kendisini vekille temsil ettiren davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi de isabetsizdir.F) Sonuç:Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgilisine iadesine, 26/04/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.