Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1022 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 27624 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİDAVA : Davacı, kıdem tazminatının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Yerel mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir. Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I A) Davacı İsteminin Özeti: Davacı, 24/11/2008 - 12/02/2013 tarihleri arasında 4 yıl 2 ay 19 gün boyunca kesintisiz olarak davalı iş yerinde çalıştığını, emekliliğe hak kazandığını öğrendikten sonra davalı işverene başvurduğunu, iş sözleşmesini emekli olmak amacıyla feshettiğini, kıdem tazminatının ödenmediğini, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik kıdem tazminatı alacağı 13.114,31 TL'nin iş akdinin fesih tarihinden itibaren en yüksek banka mevduat faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.B) Davalı Cevabının Özeti:Davalı, davacının asıl amacının başka bir iş yerinde çalışmak olduğunu, davacının bu iddiasının kanuna, iyi niyet ilkesine, Yargıtay uygulamalarına aykırı olduğunu, hakkın kötüye kullanılmasını teşkil ettiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davacının SGK hizmet cetvelinden ve çalışmaya başladığı iş yeri dosyasından davalı iş yerinden ayrıldıktan sonra kısa süre içinde çalışmaya başladığının tespit edildiği, davacının aradan 3 gün gibi bir süre geçtikten sonra yeni bir iş başvurusu yaptığı ve 13 gün sonra yeni bir iş yerinde çalışmaya başladığının tespit edildiği, davacının davalı iş yerinde çalışırken başka iş aramaya başladığı ve daha sonra çalışmaya başladığı iş yerine iş başvurusu yaptığının tespit edildiği, davacının kötü niyetle hareket ettiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. D) Temyiz:Kararı davacı vekili yasal süresi içinde temyiz etmiştir. E) Gerekçe: İşçinin öz varlığı olan emeğin sözleşmeye konu olması sebebi ile iş sözleşmesini düzenleyen kural ve kurumların ifadesi olan iş hukuku alanında, temel hak ve özgürlüklerin en geniş anlamı ile korunması ve işçi lehine yorumlanması esastır. 1475 sayılı yasaya 4447 sayılı yasa ile eklenen 5. bentte, "506 Sayılı Kanunun 60 inci maddesinin birinci fıkrasının (A) bendinin (a) ve (b) alt bentlerinde öngörülen yaşlar dışında kalan diğer şartları veya aynı Kanunun Geçici 81 inci maddesine göre yaşlılık aylığı bağlanması için öngörülen sigortalılık süresini ve prim ödeme gün sayısını tamamlayarak kendi istekleri ile işten ayrılmaları nedeniyle" işçilerin kıdem tazminatına hak kazanabileceği hükme bağlanmıştır. Düzenlemenin amacı, pirim ödeme ve sigortalılık süresi yönünden emeklilik hakkını kazanmış olsa da, diğer bir ölçüt olan emeklilik yaşını beklemek zorunda olan işçilerin, bundan böyle çalışma olmaksızın işyerinden ayrılmaları halinde kıdem tazminatı alabilmelerini sağlamaktır. İşçi ayrıldığı tarihte sigortalılık süresini ve pirim gün sayısını tamamlamış ise kıdem tazminatına hak kazanacaktır. Hakkın kötüye kullanılmadığı sürece işçinin herhangi bir neden belirterek veya neden belirtmeden ayrılması, kıdem tazminatını hak kazanmasını etkilememelidir. Zira yasadan doğan bir hakkı bulunmaktadır. İşçinin daha sonra bunu belgelendirmesi ve işverene sunması, kıdem tazminatına hak kazanılmasını ortadan kaldırmaz. Ayrıca çalışma hakkı anayasal bir haktır. Davacının ayrıldıktan sonra yeni iş bulması, bu hak kapsamında değerlendirilmelidir. Yasal hakkını kullanan işçinin, ayrılmadan önce ve çalışırken iş bulduğu savunulmadığı sürece bu hakkını kullanması, hakkın kötüye kullanılması olarak değerlendirilemez. Davacı vekili, davacının 12.02.2013 tarihinde emeklilik nedenine dayalı olarak iş akdini feshettiğini iddia etmiştir. Mahkemece davacının işten ayrılmasının ardından 3 gün sonra yeni iş başvurusunda bulunması ve 13 gün sonra da işe başlamasının kötü niyetli olduğu kabul edilerek kıdem tazminatı talebi reddedilmiş ise de; dosya kapsamındaki belgelerden davacının 12.02.2013 tarihi itibariyle davalı iş yerinden ayrıldığı, ilişiğini kestiği, dava dışı Fiba Bankası’nın 03.12.2013 tarihli yazısından 25.02.2013 tarihinde bu iş yerinde çalışmaya başladığı tespit edilmiştir. Davacının davalı iş yerinden ayrılmadan önce dava dışı Fiba Bankası’nda çalışmak üzere iş başvurusu ya da iş görüşmesi yaptığını gösterir belgenin olmadığı, bu haliyle davacının davalı iş yerinden ayrılmadan önce başka yerde işe başlama amacını taşıyan bir bulguya dosya kapsamından rastlanamadığından davacının kötü niyetli olduğu düşünülemez. Davacı anayasal hak olan çalışma hakkını kullanmıştır. Açıklanan nedenlerle kıdem tazminatı talebinin kabulü gerekirken, mahkemece reddine karar verilmesi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir. F) Sonuç: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 18.01.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.