Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 9860 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 4668 - Esas Yıl 2013





Tebliğname No : 11 - 2011/112297MAHKEMESİ : Ankara 18. Asliye Ceza MahkemesiTARİHİ : 29/12/2010NUMARASI : 2010/598 (E) ve 2010/1183 (K)Suç : Bilişim suçuGereği görüşülüp düşünüldü: "Bilişim sistemine girmek", bir bilişim sisteminde bulunan verilerin bir kısmına veya tamamına, fıziken ya da uzaktan başka bir cihaz yoluyla erişilmesidir. Erişi- mi gerçekleştirmek için gevşek güvenlik önlemlerinden faydalanılabileceği gibi, var olan güvenlik önlemlerindeki boşluklar da kullanılabilir. Ağ üzerinden virüsler (komik resim- ler, kutlama kartları veya ses ve görüntü dosyaları gibi ekler halinde), kötü niyetli yazılımlar, truva atı (trojan horse), macro virüsü, solucanlar vs. kullanılarak veya sistemin açık kapıları zorlanarak giriş yapılabilir. Bilgisayar veri ve sistemlerine yapılan izinsiz giriş, aynı zamanda, “bilgisayara tecavüz”, “kod kırma” ya da “bilgisayar korsanlığı” ola- rak da tanımlanmaktadır. Bu suç, başkasına ait bilgisayarın açılarak içindeki verilerin gö- rülmesi biçiminde olabileceği gibi bir ağ aracılığıyla bilişim sisteminde oturum açılması yoluyla da işlenebilir. Girmede, iletişimin kablolu veya kablosuz olması ile mesafenin yakın ve uzak olması arasında da fark yoktur. Bir bilişim sistemine e-posta veya dosya gönderilmesi durumunda, bilişim sistemine girme söz konusu olmayıp yalnızca veri gön- derildiğinden bu durum girme kapsamında düşünülemez. Mağdurun kişisel bilgisayarına ait işletim sistemine (windows, linux vs.), bir başka internet kullanıcısının, mağdurun rı- zası olmaksızın girmesi de suç oluşturacaktır. E-posta adresi kullanıcısının; erişiminin engellendiğine ilişkin şikayeti üzerine öncelikle erişimi engellenen adresin şikayetçiye ait olup olmadığı saptanmalı, bu husus ilgili internet sağlayıcısından sorularak adresin oluşturulma tarihi, kim tarafından oluşturulduğu ve IP(intemet Protokolu)numarası sorulmalıdır. İnternet ya da herhangi bir transfer kontrol protokol/internet protokolu kullanılan ağ üzerinden haberleşecek olan cihazların birbirlerinin erişim adreslerini belirlemek amacıyla internet protokolu kullanıl- maktadır. Bir IP adresi, bir cihaza geçici bir süre için atanabileceği gibi, o cihaza daimi bir IP adresi verilmesi de mümkündür. Diğer bir anlatımla statik (durağan) ve dinamik (değişken) olarak üzere iki tip IP adresi bulunmaktadır. Evlerde kullanılan ADSL mode- minde de benzer uygulama mevcut olup servis sağlayıcısından statik IP adresi alınması mümkündür.Servis sağlayıcıdan olayın gerçekleştiği zaman dilimi içinde sanığın mo- deminin aktif olup olmadığı, aktif ise internete bağlanma IP adresi sorulmalıdır.Öte yandan IP adreslerinin yeterli olmadığı hallerde GSM şirketleri tara- fından bir IP adresi, birden fazla kişiye PORT yapılarak verilebilmektedir.Bilgisayar içindeki her program, iletişim için ayrı birer port kullanmaktadır. Bu nedenle bilgisayar- daki programların iletişimi için IP ve port numarası olmak üzere iki tane adres numarası gerekmekte, IP adresi Port numarası olarak gösterilmektedir. Tutulmasında yasal zorun- luluk bulunmayan PORT bilgisine ulaşıldığında, birden fazla kişiye verilen IP nin, suçun işlendiği saatte kim tarafından kullanıldığının belirlenmesi mümkün olmaktadır.Microsft Corporation'den de erişimin engellediği iddia olunan tarih/tarih- ler ve takip eden günlerde e-mail adresinin aktif olup olmadığı, bu adrese giriş yapılıp yapılmadığı, erişim sağlanmışsa IP bilgileri, bu tarihler itibariyle e-mail adresine ait şifre- nin değiştirilip değiştirilmediği, değiştirilmiş ise değişikliğin ne zaman ve hangi IP numarası ile yapıldığı araştırılmalıdır. IP adresi kayıt bilgilerinden, ilgili Telekom Müdür- lüklerinden, sisteme giriş yapan veya başarısız olan IP numaraları kullanıcılarının adres ve telefon bilgileri istenmeli ve loğlar üzerinde inceleme yapılmalı, ayrıca IP adresini kullanan bilgisayarların MAC numaraları araştırmalıdır. Erişimin sağlanamaması halinde, giriş yapmak isteyenler arasında şikayet- çinin de bulunup bulunmadığının IP numarasından tespit edilerek iddianın doğruluğu be- lirlenmelidir.Şikayetçiye ait e-mail adresine veya ele geçirilen adresten başkalarına, görüntü, yazı veya ses kaydı gönderildiğinin iddia olunması halinde ise, bu husus/hususlar üzerinde durularak gerekli tespitler yapılıp örnekleri de alınarak dosya içine konulmalıdır.Şikayetçi ve şüphelilerin bilgisayarlarına el konulup hard diskleri incele- nerek bilgisayarlar arasında bağlantı ve veri akışı olup olmadığı saptanıp olaya ilişkin bil- gi sahipleri ile ele geçirilen adres kullanılarak ulaşılan adres sahipleri tanık olarak dinlen- melidir.Somut olayda; şikayetçinin, 16.09.2009 tarihli dilekçesinde ve C.Savcı- sına verdiği ifadesinde ''adına kayıtlı bulunan .........@hotmail.com isimli mail adresi şif- resinin yaklaşık 2 yıl önce, bilmediği kişiler tarafından kırılarak erişiminin engellendiğini ve bu adresten geçen süre içersinde MSN kişi listesinde bulunan arkadaşlarına pornog- rafik fotoğraflar ve kontör istek mailleri gönderildiğini'' (bildirerek şikayetçi olmuştur. Sanık hakkında düzenlenen iddianamede “Girişilen soruşturma sonucunda 2009 yılında yetkisiz erişim sonucu ele geçirilen şikayetçiye ait ......@hotmail.com adresinin şüphelinin kullanımında olduğu belirlendiği ve böylece atılı suçu işlediği” iddiasıyla TCK.nun 244/2, 43. maddeleriyle cezalandırılması talebiyle dava açılmışsa da, yapılan soruşturma ve kovuşturma yetersiz olup olaya ilişkin deliller toplanmadan mahkumiyet hükmü kurul- muştur. Zira iddianamede belirtilen Microsoft Corporation Türkiye Temsilciliğinden gelen yazı cevabında 21.03.2009 - 12.10.2009 tarihleri arasında şikayetçiye ait e-posta adresine erişim sağlayan IP numaraları bildirilmiş olup verilen bilgi, anılan adrese kimler tarafından erişildiğini gösterip iddianamede ifade edildiği üzere “bu adresin şüphelinin kullanımında” olduğunu belirlememektedir.Dosyadaki belgelerden e-posta adresine, sanık dışında gerek yurt dışından gerekse yurt içinden erişimler sağlandığı belirtildiği halde bu erişimlerin tarih ve mahi- yetleri de tespit edilmemiş, ayrıca şikayetçi iki yıldır e-posta adresine erişim sağlayamadı- ğını söylediği halde 2007-2008 ve 2009 yılında şikayet tarihine kadar, olan dönemde, bu adresin faal olup olmadığı, şikayetçi tarafından kendi adresine erişim sağlanıp sağlanma- dığı tespit olunmamıştır. Sanığın 2008 yılından beri bu adrese giriş yapmadığını savunma- sı karşısında, bu tarihten sonra sanık tarafından giriş yapılıp yapılmadığı, adrese ait şifrenin değiştirilip değiştirilmediği, değiştirilmişse hangi tarihte ve hangi IP numarası ile erişim sağlandığının ilgili İnternet sağlayıcısından sorulmadığı anlaşılmıştır. Şikayetçi ta- rafından e-posta adresinden arkadaşlarına uygunsuz resimler ve kontör taleplerini içeren mesajlar gönderildiğinin ileri sürülmesine karşın bu konuda bir araştırma yapılmayıp, mesaj içerikleri ve hangi IP numarasından gönderildiğine dair dosyada bir tespite de rastlanmamıştır.Bu itibarla yukarıda açıklanan eksiklikler yerine getirilerek sonucuna göre tüm deliller birlikte değerlendirilip gerektiğinde uzman bilirkişiden de görüş alınarak sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken eksik araştırmaya dayanarak yazılı şekilde hüküm kurulması yasaya aykırı olup hükmün bozulmasına karar verilmelidir.2- Kabule göre de; sanık hakkında uygulama maddesinin TCK.nun 244. maddesinin 2. fıkrası yerine uygulama alanı bulunmayan aynı maddenin 5. fıkrası olarak gösterilmesi CMK.nun 232/6. maddesine aykırıdır.Sonuç: Sanık müdafıinin temyiz itirazları yukarıda açıklanan nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 321. maddesi gereğince (BOZULMASINA), 16.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.