Göçmen kaçakçılığı suçundan sanık EH'in yapılan yargılaması sonunda; hükümlülüğüne ve müsadereye dair (ERCİŞ) Ağır Ceza Mahkemesinden verilen 26.1.2006 gün ve 142 esas, 8 karar sayılı hükmün süresi içinde Yargıtay'ca incelenmesi sanık müdafii tarafından istenilmiş olduğundan dava evrakı C.Başsavcılığından tebliğname ile 19.1.2007 günü daireye gönderilmekle incelendi: TÜRK MİLLETİ ADINAGereği görüşülüp düşünüldü: Yerinde görülmeyen sair itirazların reddine; ancak, Dosya içeriğine göre yasadışı yollardan Türkiye'ye gelmiş ve buradan Avrupa'ya gitmek isteyen "16" göçmeni Van ilinden alarak İstanbul'a götürmek üzere yola çıktığı, Muradiye Ovapınar Jandarma kontrol noktasında yapılan yol aramasında kolluk görevlilerince yakalandığı anlaşılan sanığın kanıtlanan bu eyleminin göçmenlerin yurt dışına çıkmalarına imkan sağlamaya teşebbüs aşamasında kaldığı, 765 sayılı TCK.nun 201/a maddesinin 2. fıkrasında, göçmen kaçakçılığına teşebbüs halinin tamamlanmış suç gibi cezalandırılacağı hükmünün yer aldığı, 5237 sayılı TCK.nun 79. maddesinde ise, 765 sayılı TCK.nun 201/a-2 madde ve fıkrasındaki düzenlemeye yer verilmemesi nedeniyle göçmen kaçakçılığı suçunun bütün hallerine teşebbüsün olanaklı olduğu, 5237 sayılı TCK.nun 79. maddesinden verilecek cezadan teşebbüs nedeniyle anılan Yasanın 35. maddesine göre dörtte birinden dörtte üçüne kadarının indirileceği gözönüne alınıp, olaya 765 sayılı TCK.nu ve 5237 sayılı TCK.nu bir bütün halinde 5252 sayılı Yasanın 9/3. madde ve fıkrası uyarınca ayrı ayrı uygulanarak bulunacak sonuç cezalara göre lehe aleyhe kanunun tespiti gerekirken, böyle bir karşılaştırma ve değerlendirilme yapılmaksızın salt temel cezayı düzenleyen hükümler karşılaştırılarak lehe yasa belirlemesiyle yazılı şekilde uygulama yapılması,Bozmayı gerektirmiş sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan sair yönleri incelenmeksizin hükmün bu sebepten dolayı istem gibi (BOZULMASINA), 28.4.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.