Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 4417 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 2872 - Esas Yıl 2016





İhbarname No : KYB - ...Parada sahtecilik suçundan sanık ...'ın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 197/1, 62/1 ve 52/1. maddeleri gereğince 1 yıl 8 ay hapis ve 80,00 Türk lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına, anılan Kanun'un 53/1. maddesinde belirtilen hakları kullanmaktan yoksun bırakılmasına dair ... Ağır Ceza Mahkemesinin 17.09.2013 tarihli ve 2011/354 esas, 2013/230 sayılı kararını kapsayan dosyası ile ilgili olarak;Dosya kapsamına göre,1- Sanığın ifadesinin alınabilmesi için mahkemesince sırasıyla zorla getirme ve yakalama kararları çıkartılmış, 24.05.2013 tarihinde hazır edilmesi üzerine 6 numaralı celse açılarak ifadesi alınmış, suçlamaları kabul etmeyerek mahkemelere katılmak istediğini beyan etmiş olan sanığın 17.09.2013 tarihli 7 numaralı celsede başka bir suçtan ... Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda hükümlü olarak bulunduğu anlaşıldığından gelecek oturum gün ve saatinde hazır edilmesi için yazı yazılmasına karar verilmesini müteakip, aynı oturumda Cumhuriyet Savcısının mütalaa vermesi üzerine sanığın ve katılanın yokluğunda hüküm verilmiş, gerekçeli kararın da 22.11.2013 tarihinde 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 21. maddesi gereğince tebliğ olunarak sanık hakkındaki kararın bu şekilde kesinleştiği dikkate alındığında, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 216/3. maddesinde yer alan “ Hükümden önce son söz, hazır bulunan sanığa verilir.” şeklindeki düzenleme gereğince, hükümlünün Ceza İnfaz Kurumunda bulunduğuna ve bir sonraki celse hazır edilmesi için müzekkere yazılmasına karar verildiği halde, ara karar gereği yetirilmeden ve son sözün duruşmalara katılmak isteyen sanığa verilmeden, 5271 sayılı Kanun'un 309/4-b maddesine aykırı olarak savunma hakkını kaldıracak ve kısıtlayacak şekilde karar verildiğinin anlaşılması karşısında, yazılı şekilde sanığın mahkumiyetine karar verilmesinde,2- 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 53/2. maddesinde yer alan “Kişi, işlemiş bulunduğu suç dolayısıyla mahkûm olduğu hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar bu hakları kullanamaz.” ve 3. fıkrasındaki “Mahkûm olduğu hapis cezası ertelenen veya koşullu salıverilen hükümlünün kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından yukarıdaki fıkralar hükümleri uygulanmaz.” şeklindeki düzenlemeler karşısında, anılan maddenin 1-c bendinde yer alan hak yoksunluğunun sadece kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından koşullu salıvermeden sonra uygulanamayacağı, kendi alt soyu dışındaki kişiler bakımından vesayet ve kayyımlıkla ilgili hak yoksunluğu ile anılan maddenin 1. fıkrası a, b, d ve e bentlerinde yazılı hak yoksunluklarının ise cezanın infazının tamamlanmasına kadar devam edeceği gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde, isabet görülmediğinden bahisle 5271 sayılı CMK.nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 07.01.2016 gün ve 931 sayılı Kanun Yararına Bozma istemine atfen Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 09.02.2016 gün ve KYB/... sayılı ihbarnamesi ile dairemize tevdii kılınmakla incelendi.TÜRK MİLLETİ ADINAGereği görüşülüp düşünüldü:1- 14.05.2013 tarihli 5. celsede sanık ... hakkında yakalama emri düzenlenmesine karar verilerek duruşmanın 17.09.2013 tarihine bırakılmasının ardından, sanığın 24.05.2013 tarihinde kendiliğinden mahkemeye müracaat etmesi üzerine resen celse açılarak sanığın savunmasının alındığı, bu celsede sanığın duruşmalara katılmak istediğini beyan ettiği, sonraki duruşmanın daha önce bırakıldığı 17.09.2013 tarihine bırakılmasına karar verilerek duruşma gününün hazır olan sanığa bildirildiği ayrıca sanık kimlik tespiti sırasında ... Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu'nda hükümlü olduğunu belirttiğinden gelecek celse sanığın hazır edilmesi için infaz kurumuna yazı yazılmasına karar verildiği, 17.09.2013 tarihli 7. celsede ise sanığın yokluğunda hüküm kurulduğu anlaşılmış olup, UYAP ortamından yapılan incelemede sanığın başka bir suçtan hükümlü olarak bulunduğu ... Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumun'dan 24.05.2013 tarihinde tahliye edildiği ve karar tarihinde cezaevinde bulunmadığının anlaşılması karşısında, 17.09.2013 tarihli celsenin yapılacağı tarihten haberdar olan ve kendi imkanlarıyla duruşmaya gelme olanağı bulunan sanığın kendi iradesiyle karar celsesine katılmadığı anlaşıldığından (1) numaralı kanun yararına bozma isteminin oybirliğiyle (REDDİNE), 2- Karar tarihi olan 17.09.2013 tarihinde yürürlükte bulunan mevzuat hükümleri uyarınca yapılan incelemede; 5237 sayılı TCK.nun 53/3. madde ve fıkrası uyarınca, hükümlünün yalnızca kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından koşullu salıverilmesine kadar kısıtlama uygulanabilecek iken, kendi altsoyu dışındakiler üzerindeki yetkilerini de kapsayacak şekilde uygulama yapılması,Yasaya aykırı ve Adalet Bakanlığı'nın Kanun Yararına Bozma istemine dayalı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın ihbarname içeriği bu itibarla yerinde görüldüğünden ... Ağır Ceza Mahkemesi'nin 17.09.2013 gün, 2011/354 esas, 2013/230 sayılı kararının CMK.nun 309. maddesi gereğince (BOZULMASINA), hükümden 5237 sayılı TCK.nun 53/1. maddesinin uygulamasına ilişkin kısım çıkartılarak yerine ''sanığın, 5237 sayılı TCK.nun 53/1-3 madde ve fıkraları uyarınca, (c) bendinde sayılan kendi altsoyu üzerindeki velayet hakkı, vesayet ve kayyımlığa ait haklardan koşullu salıverilmeye kadar, madde ve bendlerde sayılan diğer haklardan ise hükmolunan hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına'' ibarelerinin yazılmasına, dosyanın Adalet Bakanlığı'na gönderilmesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na (TEVDİİNE), 04.04.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.