Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 4148 - Karar Yıl 2009 / Esas No : 8028 - Esas Yıl 2007





Gereği görüşülüp düşünüldü:Sanığın olay tarihinden bir hafta önce tartıştığı müştekiye ait ve cadde üzerinde bulunan araca ateş etmesi eyleminin, korku, kaygı veya panik yaratabilecek tarzda silahla ateş etme suçu ile birlikte mala zarar verme suçunu da oluşturacağı, bu durumda müştekinin şikayetçi olmaması nedeniyle mala zarar verme suçundan düşme kararı verilip, korku, kaygı veya panik yaratabilecek tarzda silahla ateş etme suçundan da mahkumiyet kararı verilmesinde isabetsizlik olmayıp, tebliğnamedeki bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir, Bozmaya uyularak; yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen kanıtlara, mahkemenin yargılama sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine göre, yerinde görülmeyen sair itirazların reddine; ancak,5237 sayılı TCK'nın 7/2. madde ve fıkrasında "suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanun hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur" hükmü ile 5252 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun'un 9/3. maddesinde de "lehe olan hüküm, önceki ve sonraki kanunların ilgili bütün hükümleri olaya uygulanarak ortaya çıkan sonuçların birbiriyle karşılaştırılması suretiyle belirlenir" hükmü karşısında; 5237 sayılı Yasa'nın 50. ve 51. maddelerinin, 647 sayılı Yasa'nın 4 ve 6. maddelerine göre lehe seçenek yaptırımlar ve erteleme koşulları taşıdığı, ikisinin birlikte uygulanma olanağı yoksa da, bunlardan birinin uygulanmasının mümkün olabileceği gözönüne alınıp, 6136 sayılı Yasa'ya aykırılık suçundan kurulan hükme ilişkin olarak hapsin kısa süreli seçenek yaptırımlara çevrilmesi ve erteleme açısından, 5237 sayılı TCK'nın 170/1. madde ve fıkrasına aykırılık suçundan kurulan hükme ilişkin olarak erteleme açısından 5252 sayılı Yasa'nın 9/3. maddesine göre karşılaştırma ve belirleme yapıldıktan sonra karar verilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı biçimde hüküm kurulması,Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebepten dolayı kısmen istem gibi (BOZULMASINA), 18.03.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi.