Tebliğname No : 8 - 2013/344233MAHKEMESİ : Yahyalı Asliye Ceza MahkemesiTARİHİ : 19/06/2013NUMARASI : 2013/187 (E) ve 2013/217 (K)SUÇ : Hakkı olmayan yere tecavüz Gereği görüşülüp düşünüldü: Bir fiilin suç olup olmadığı işlendiği tarihteki yasalarca belirlenir. Diğer bir anlatımla, suç tarihinde yürürlükte bulunan yasalar uygulanır. İstisnası suç tarihinden sonra yürürlüğe giren lehe yasanın geçmişe uygulanmasıdır. 765 sayılı TCK.nun 2. mad- desinde olduğu gibi 5237 sayılı Yasanın 7. maddesinde de, sonradan yürürlüğe giren lehe yasadan söz edilmektedir. Degişikliğin yasalarla yapılmayıp idari kararlarla yapılması ya- hut köy merasının suç işlendikten sonra imara açılması, köy yerleşim yeri olarak kabul edilmesi gibi statü değişikliğinin olması hallerinde lehe yasanın uygulanmasından söz edilemez. Sonradan yürürlüge giren yasa, önceki yasada suç olarak kabul edilen fiili suç olmaktan çıkarmalı veya suçun unsurlarında sanık veya hükümlüler lehine değişiklik yapmalıdır. Bu hallerde lehe yasanın uygulanması gerekmektedir. Kural olarak suçun unsurlarıyla ilgili idari düzenlemenin suçun oluşumunu etkilemeyeceği kabul edilmekle beraber, yürürlükten kaldırılan 1918 sayılı Kaçakçılığın Men ve Takibine Dair Kanunun ek 7. maddesinde olduğu gibi “ithalat ve ihracat rejimi kararlarında veya 1615 sayılı Gümrük Kanunu'nun 19 ve 20. maddelerine göre, Bakanlar Kurulu'nca alınan kararlarda lehe değişiklik yapılması veya bu kararların yürürlükten kaldırılması halinde, lehe olan kanun ve kanun hükümleri uygulanır” şeklinde yasayla özel bir düzenleme yapılması halinde, idari kararlar lehe sonuç doğurabilir. Ceza Genel Kurulu'nun 23.03.1987 gün, 612/145; 11.10.1993 gün, 213/236; 13.12.1993 gün, 308/312 ve 20.12.1993 gün, 299/334 sayılı kararlarında işgal edilen ve orman sayılan taşınmazın sonradan 6831 sayılı Yasanın 2/B maddesine göre orman dışına çıkarılmasının oluşan suçu ortadan kaldırmayacağı, ancak manevi unsurun değerlendirilmesi gerektiği kabul edilmiş, 05.12.1994 gün 304/329 sayılı kararında da suç işlendikten sonra idarece çıkarılan tebliğle yazar kasa kul- lanma zorunluluğunun ortadan kaldırılmasının işlenen suçu etkilemeyeceği belirtilmiştir. 6360 sayılı On Dört İlde Büyükşehir Belediyesi ve Yirmi Yedi İlçe Kurulması ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Yasanın 30.03.2014 tarihinde yürürlüğe giren 1/3. madde ve fıkrasına göre, büyükşehir belediyesi kurulan illere bağlı ilçelerin mülki sınırları içerisinde yer alan köy ve belde belediyelerinin tüzel kişiliği kaldırılmış, köyler mahalle olarak, belde belediyeleri ise belde ismiyle tek mahalle olarak bağlı bulundukları ilçenin belediyesine katılmıştır. Geçici 1. maddenin 3. fıkrasında, tüzel kişilikleri kaldırılan belediye ve köylerin taşınmaz mallarının ilçe belediyesine devredileceği, 13. fıkrasına göre de tüzel kişiliği kaldırılan belediye ve köylerin mahkemelerde süren davalarında katıldıkları ilçe belediyesi taraf olacağı düzenlenmiştir. Görüldüğü gibi 6360 sayılı Yasanın belirtilen düzenlemeleriyle TCK.nun 154. maddesinde değişiklik yapılmadığı gibi, yasanın yürürlüğe girmesinden önceki suçlara ilişkin olarak geçici bir madde ile düzenleme yapılmamış- tır. Aksine aynı hak sahiplerinin yararlanmaya devam edecekleri anılan yasanın 16. mad- desiyle kabul edilmiş, davalarda ilçe belediyelerinin taraf olacağı hükme bağlanmıştır. Dolayısıyla, yasayla yapılan bir idari yapılanma değişikliği olup, suç tarihinde köylünün ortak yararlanmasına tahsis edilmesi nedeniyle tecavüz edilmesi suç teşkil eden köy merasının, sonradan bir belediyeye katılması kullanım şeklini ve bunlardan yararlanabile- cekleri etkilememekte, değiştirmemektedir. 6360 sayılı Yasanın 16. madde uyarınca mahalleye dönüşen köy, köy bağlısı ve belediyelerce kullanılan mera, yaylak, kışlak gibi yerlerden bu mahalle sakinleri ve varsa diğer hak sahipleri 25.02.1998 tarihli ve 4342 sayılı Mera Kanunu hükümleri çerçevesinde yararlanmaya devam edecek olması nede- niyle idari yapının değişmesine rağmen kullanım şekli değişmediği ve 6360 sayılı Yasa- nın suçun unsurlarını değiştirmediği gözetildiğinde anılan yasadan önce işlenen fiillerin suç niteliği devam etmektedir. Öte yandan Büyükşehir Belediyelerinin kurulmasına ilişkin 2972 sayılı Yasanın yürürlüğe girmesinden sonra da önceden işlenen fiiller suç olmaya devam etmiştir. Benzer uygulama, meranın köy yerleşim alanına dönüştürülmesinde de devam etmiştir. Ayrıca 6360 sayılı Yasada açık bir hüküm bulunmadığı ve TCK.nun 154. maddesinde değişiklik yapılmadığı halde yasadan önce işlenen fiillerin suç teşkil etmeye- ceğinin kabulü halinde kesinleşmiş, infaz edilmemiş, infazı devam eden veya infazına başlanmamış olan mahkumiyet hükümlerinin de uyarlama yargılaması ile yeniden degerlendirilmesi ve eylemin suç olmaktan çıkarılması görüşüyle beraaat kararı verilmesi gerekmektedir. 6360 sayılı yasayla özel bir hüküm getirmeyen ve 5841 sayılı Yasanın 1. maddesinde olduğu gibi, TCK.nun 154. maddesinde değişiklik yapmayan yasa koyucunun 6360 sayılı Yasa ile 765 sayılı TCK.nun 513. ve 5237 sayılı TCK.nun 154/2. maddesine göre suç oluşturan ve kesinleşmiş bulunan mahkumiyet hükümlerini ortadan kadırmak amacı bulunmadığı anlaşılmakla, tebliğnamede yer alan bozma düşüncesine iştirak edil- memiştir. Yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak: 1- Oluş ve dosya kapsamına göre, sanığın aynı köy sınırları içerisinde bu- lunan 1469 ve 1 parsel sayılı meralara tecavüzünün farklı zamanlarda gerçekleşip gerçek- leşmediği araştırılıp sonucuna göre TCK.nun 43. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağı tartışılarak karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, iki ayrı suç kabul edilerek yazılı şekil- de hüküm kurulması, 2- Kabul ve uygulamaya göre de; CMK.nun 232/6. maddesine aykırı olarak para cezasının taksitlendirilmesine karar verilirken uygulanan kanun maddesinin gösterilmemesi, Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş oldu- ğundan hükümlerin bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uy- gulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 321. maddesi gereğince (BOZULMASINA), 16.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.