Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2860 - Karar Yıl 2007 / Esas No : 6966 - Esas Yıl 2006





6136 sayılı Kanun'a aykırılık suçundan sanık Yusuf'un yapılan yargılaması sonunda; hükümlülüğüne, ertelemeye ve zoralıma dair (Akçadağ Asliye Ceza Mahkemes'O'nden verilen 11.04.2006 gün ve 212 esas, 133 ' karar sayılı hükmün süresi içinde Yargıtay'ca incelenmesi sanık tarafından istenilmiş olduğundan dava evrakı C.Başsavcılığı'ndan tebliğname ile 12.07.2006 günü Daireye gönderilmekle incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:6136 sayılı Yasa'nın 4/3. madde ve fıkrasına göre yivsiz av tüfeklerinin bu kanun hükümlerine tabi bulunmaması, av tüfekleriyle ilgili düzenlemenin 2521 sayılı "Avda ve Sporda Kullanılan Tüfekler, Nişan Tabancaları ve Av Bıçaklarının Yapımı, Alımı, Satımı ve Bulundurulmasına Dair Kanun"da yer alması, av tüfeğinin imalata ilişkin tip ve özelliklerini belirleyen TS/870 standardına aykırı av tüfeği imal edenler veya satanlara uygulanacak cezai yaptırımın 2521 sayılı Yasa'nın 11. maddesinde hüküm altına alınmış bulunması, bu durumda av tüfeğini taşıyan veya bulunduran açısından ceza yaptırımı öngörülmemesi karşısında; sanıkta elde edilen davaya konu av tüfeğinin 06.12.2000 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6136 sayılı Yasa'nın Uygulamasına İlişkin Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkındaki Yönetmeliğin "Tanımlar" başlıklı 2. maddesinin (i) bendinde belirtilen "Diğer saldırı ve savunma aletleri: (b), (c), (d), (e), (f), (g), (h) ve (ı) bentlerinde sözü edilen ateşli ve ateşsiz silahlar dışında kalan bıçaklar ile özel olarak saldırı ve savunmada kullanılmak amacıyla yapılmış her türlü ateşli ve ateşsiz aletleri" kapsamında da değerlendirilemeyeceği gibi, bu Yönetmeliğin 2. maddesinin (f) bendinde, tabancanın, namlu uzunluğu fişek yatağı hariç 30 cm. tüm uzunluğunun da 50 cm. olması gerektiği biçiminde tanımlandığı, dava konusu silahın ise namlusunun fişek yatağı hariç 27,5 cm. olmasına karşın,bulunması nedeniyle bu tanıma da uymadığı gözönüne alınıp, kanunsuz suç ve ceza olmayacağı gibi kıyas yoluyla suç ve ceza tayin edilemeyeceği gözetilerek atılı suçtan sanığın beraatine karar verilmesi gerekirken, kabule elverişli bulunmayan bilirkişi raporuna itibar edilerek yazılı şekilde mahkumiyet hükmü kurulması,Bozmayı gerektirmiş, sanık Yusufun temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı istem gibi (BOZULMASINA), 05.04.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.