İhbarname No : KYB - 2014/106251 Elektrik enerjisi hakkında hırsızlık suçundan sanık Y.. T..’un, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 142/1-f ve 62. maddeleri uyarınca 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 231. maddesi uyarınca kurum zararını 8 eşit taksit hâlinde ödemek sureti ile tamamen giderilmesi koşulu ile hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına, 5 yıl süre ile denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına dair Kuluncak Asliye Ceza (kapanan) Mahkemesinin 15/07/2008 tarihli ve 2007/92 esas, 2008/28 sayılı kararın kesinleşmesini müteakip, sanığın denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere aykırı davranması nedeni ile hükmün açıklanmasına, sanığın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 142/1-f ve 62. Maddeleri uyarınca 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve aynı Kanun'un 51. maddesi gereğince verilen cezanın katılan kurumun zararının giderilmesi koşulu ile erte- lenmesine ve 1 yıl denetim süresine tâbi tutulmasın ilişkin aynı Mahkemenin 27.05.2010 tarihli ve 2010/5 esas, 2010/16 sayılı karan sonrasında, 05.07.2012 tarihli ve 28344 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı Kanun’un geçici 2/2. maddesi gereğince sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesi istemine yönelik olarak denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere aykırı davranması nedeni ile 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 231/11. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasına ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 142/1-f ve 62. maddeleri uyarınca 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına dair (HEKİMHAN) Asliye Ceza Mahke- mesinin 21.05.2013 tarihli ve 2012/125 esas, 2013/173 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi. Dosya kapsamına göre; 1- Hükümden önce 05.07.2012 tarihli ve 28344 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Ve Basın Yayın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava Ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanun’un 82. maddesi ile 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun elektrik hırsızlığını düzenleyen 142/1-f maddesinin yürür- lükten kaldırılarak, 83. maddesi ile de Türk Ceza Kanunu’nun 163. maddesine; “Abo- nelik esasına göre yararlanılabilen elektrik enerjisinin, suyun veya doğal gazın sahibinin rızası olmaksızın ve tüketim miktarının belirlenmesini engelleyecek şekilde tüketilmesi halinde kişi hakkında bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunur” şeklinde 3. fıkra eklenmiş, aynı Kanunun 84. maddesiyle de, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 168. maddesinin birinci fıkrasında yer alan “ve karşılıksız yararlanma” ibaresi madde metninden çıkarılarak, maddeye "Karşılıksız yararlanma suçunda, fail, azmettiren veya yardım edenin pişmanlık göstererek mağdurun, kamunun veya özel hukuk tüzel kişisinin uğradığı zararı, soruşturma tamamlanmadan önce tamamen tazmin etmesi halinde kamu davası açılmaz; zararın hüküm verilinceye kadar tamamen tazmin edilmesi halinde ise, verilecek ceza üçte birine kadar indirilir. Ancak kişi, bu fıkra hükmünden iki defadan fazla yararlanamaz” şeklindeki beşinci fıkra eklenmiştir. 6352 sayılı Kanun’un geçici 2/2. maddesi ile de "Abonelik esasına göre yararlanılabilen elektrik enerjisinin, suyun ve doğal gazın sahibinin rızası olmaksızın ve tüketim miktarının belirlenmesini engelle- yecek şekilde tüketilmesi dolayısıyla bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla hakkında hırsızlık suçundan dolayı kovuşturma yapılan veya kesinleşmiş olup olmadığına bakılmaksızın hakkında hüküm verilen kişinin, bu Kanun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren altı ay içinde, zararı tamamen tazmin etmesi hâlinde, hakkında cezaya hükmolunmaz, verilen ceza tüm sonuçlarıyla ortadan kalkar." hükmü karşısında; sanığa Kanun’un yürürlüğe girdiği tarihten itibaren altı aylık süre içerisinde mahkemece sanığa kurum zararını giderip gidermediğinin sorulmadığı ve şikâyetçi kurumun zararını gidermesi hâlinde 5252 sayılı Kanun’un geçici 2/2. maddesi gereğince hakkında ceza verilmesine yer olmadığına karar verileceğine ilişkin bildirimde bulunulmamasına göre yazılı şekilde hükmün açıklanmasına karar verilmesinde, 2- 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 7/2. maddesi uyarınca hükümlünün yararına olan hükmün önceki ve sonraki kanunların ilgili bütün hükümlerinin olaya uygulanarak ortaya çıkan sonuçların birbiriyle karşılaştırılması suretiyle bulunacağı ve temel cezanın ne şekilde saptanacağı belirlenip bireyselleştirme yapılarak; keza karar tarihinde, 6352 sayılı Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Ve Basın Yayın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava Ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanun’un 82. maddesi ile 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun elektrik hırsızlığını düzenleyen 142/1-f maddesinin yürürlükten kaldırılması nedeni ile 83. maddesi ile değişik Türk Ceza Kanunu’nun 163. maddesinin uygulama imkânı da değerlendirilip sonucuna göre karar verilmesi zorunluluğunun gözetilmemesinde, 3- Kabule göre, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 51/7. maddesinde yer alan "Hükümlünün denetim süresi içinde kasıtlı bir suç işlemesi veya kendisine yüklenen yükümlülüklere, hâkimin uyansına rağmen, uymamakta ısrar etmesi hâlinde; ertelenen cezanın kısmen veya tamamen infaz kurumunda çektirilmesine karar verilir", hükmüne aykırı şekilde ve daha önce hükmü açıklanıp verilen hürriyeti bağlayıcı cezanın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 51. maddesine göre ertelenmesine rağmen ertelenen cezaya yönelik hükmün yeniden açıklanmasına karar verilmesinde, isabet görülmediğinden bahisle 5271 sayılı CMK.nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 17.03.2014 gün ve 19366 sayılı kanun yararına bozma istemine atfen Yargıtay C.Başsavcılığının 01.04.2014 gün ve KYB/2014-106251 sayılı ihbarnamesi ile dairemize tevdii kılınmakla incelendi. Gereği görüşülüp düşünüldü: 1- Mahkemece 6352 sayılı yasa gereğince yapılan uyarlama yargılaması nedeniyle sanığa yapılan ihtarlı duruşma davetiyesinde, bilirkişi tarafından cezalı ve faizli olarak tespit edilen kaçak elektrik bedelini ödemesi halinde cezasının ertelene- ciğinin bildirildiği anlaşılmış olup, 02.07.2012 tarihinde kabul edilerek, 28344 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan ve 05.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6352 sayılı Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve Basın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava Ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanunun Geçici 2. maddesi gereğince, katılan kurumun zararını tazmin etmesi halinde, hakkında ceza verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiği gözetilerek, eylem nedeniyle katılan kurumun uğradığı cezasız ve faizsiz gerçek zarar miktarı bilirkişi tarafından belirlenerek, hükümlüye makul süre verilerek “katılan kurumun belirlenen zararını gidermesi halinde 6352 sayılı Yasanın Geçici 2/2 maddesi gereğince hakkında ceza verilmesine yer olmadığına dair karar verileceğine” dair bildirimde bulunulması gerektiğinin gözetilmemesi, 2- 5237 sayılı TCK'nun 7/2. maddesi uyarınca sanık yararına olan hük- mün önceki ve sonraki kanunların ilgili bütün hükümlerini olaya uygulanarak ortaya çıkan sonuçların birbirleriyle karşılaştırılması suretiyle bulunacağı ve TCK'da belirlenen cezanın alt ve üst sınırı bakımından uygulama yapılan TCK.nun mülga 142/1-f maddesine göre, aynı Yasanın 6352 sayılı Yasa ile eklenen 163/3. maddesinin sanığın lehine olduğu gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi, 3- 15.07.2008 tarihli hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair kararın, hükümlünün yüklenen denetime uymaması nedeniyle 27.05.2010 tarihli karar ile açıklanmış olmasına rağmen, 6352 sayılı Yasa nedeniyle yapılan uyarlama yargılama- sında tekrar açıklanmasına karar verilmesi, Yasaya aykırı ve Adalet Bakanlığı'nın Kanun Yararına Bozma istemine dayalı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının ihbarname içeriği bu itibarla yerinde görüldüğünden Hekimhan Asliye Ceza Mahkemesinin 21.05.2013 gün, 2012/125 esas, 2013/173 sayılı kararının CMK.nun 309. maddesi gereğince (BOZULMASINA), müteakip işlemlerin mahallinde yapılmasına, dosyanın Adalet Bakanlığına gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına tevdiine, 27.10.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.