Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1510 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 14001 - Esas Yıl 2013





Tebliğname No : 8 - 2013/217950MAHKEMESİ Alaşehir 1. Asliye Ceza MahkemesiTARİHİ : 22/02/2013NUMARASI : 2008/587 (E) ve 2013/70 (K)Suç : EziyetTEMYİZ EDEN : Suça sürüklenen çocuklar müdafii Gereği görüşülüp düşünüldü:1- Suça sürüklenen çocuk Ü.. K.. hakkında CMK.nun 231/5. madde ve fıkrası uyarınca verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin karar, aynı Kanun ve maddenin 12. fıkrası gereğince itiraza tabi olup temyizi mümkün bulunmadığı gibi itiraz üzerien verilen kararın da kesin olması nedeniyle suça sürüklenen çocuk müdafıinin temyiz isteminin 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken CMUK.nun 317. maddesi uyarınca (REDDİNE), mahalline iadesi için dosyanın Yargıtay C.Başsavcılığına tevdiine,2- Suça sürüklenen çocuklar M.. Ö.. ve D.. K.. hak- larında kurulan hükümlere yönelik temyize gelince;Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 20.10.2009 gün, 2009/1-85-242, sayılı 08.06.2010 gün, 2010/1-35-140 sayılı ve 14.06.2011 gün, 2011/1-44-122 sayılı kararla- rında da belirtildiği gibi; 5271 sayılı CMK.nun “şüpheli veya sanığın birden fazla olması halinde savunma” başlığını taşıyan 152. maddesi, “yararları birbirine uygun olan birden fazla şüpheli veya sanığın savunması aynı müdafiiye verilebilir” hükmünü taşımaktadır.1136 sayılı Avukatlık Yasasının 38. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinde avukatın, aynı işte menfaati zıt olan bir tarafa vekalet etmesi halinde, gelen işi reddetmesi zorunluluğu getirilmiş ve Türkiye Barolar Birliğince kabul edilen avukatlık meslek kural- larının 35. maddesinde de, “avukat aynı davada birinin savunması öbürünün savunmasına zarar verebilecek durumda olan iki kişinin birden vekaletini kabul edemez” kuralına yer verilmiştir.Ceza yargılamasında sanığın en önemli hakkı savunma hakkı olup bu hak hiçbir şekilde kısıtlanamaz AİHM'sinin 6. maddesinde adil yargılanma hakkı düzenlenmiş olup her sanık avukat yardımından yararlanmak hakkına sahiptir. Bu hak; hiçbir kısıt- lama, kaygı, kuşku olmaksızın kullanılmalıdır. Müdafii, savunma görevini yerine geti- rirken diğer bir müvekkili aleyhine sonuç doğması olasılığını gözeterek savunmadan ve delil sunmaktan vazgeçmemelidir. Bu nedenle sadece yararları birbirine uygun olan birden fazla şüpheli veya sanığın savunması aynı müdafiide birleşebilecektir.Savunmada menfaat zıtlığını dar anlamda yorumlamamak gerekir. Burada önemli olan, savunmanın hiçbir şekilde zafiyete uğramamasıdır. Nitekim öğretide de aynı görüş benimsenmiş, şüpheli veya sanıklardan birisinin savunulması ancak diğer sanığın suçlanmasıyla sağlanabiliyorsa, çıkarların çatıştığı ve müdafılerinin değişik kişiler olması gerektiği belirtilmiştir. (Prof. Dr. Nur Centel-Doç. Dr. Hamide Zafer, Ceza Muhakemesi Hukuku, 6. Bası sh. 170) Uygulamada da, birlikte suç işlediği iddia edilen sanıkların müdafiiliğinin aynı avukat tarafından üstlenilmesi halinde, bu durumun sanıklar ara- sındaki menfaat çatışması nedeniyle, bazı sanıkların savunmaları bakımından zafiyet yaratacağı ve savunma hakkının kısıtlanması sonucunu doğuracağı kabul edilmiştir.Somut olayda; 28.09.2008-29.09.2008 tarihlerinde eziyet suçunu işle- dikleri iddia edilen suça sürüklenen çocuklar M.. Ö.. ve D.. K.. ve hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilen Ü.. K..'ın aynı müdafi tarafından temsil edildiği, bu durumun da savunmada zafiyet yaratabileceği cihetle, aralarında menfaat çatışması bulunan sanıkların, savunmalarının farklı müdafiiler tarafından üstlenilmesinin sağlanması gerekirken, mahkemece duruşmaya devam edilerek hüküm kurulması, yukarıda açıklanan yasa ve meslek kurallarına aykırıdır.Yasaya aykırı olan bu hükme yönelik, suça sürüklenen çocuklar müda- fıinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan sair yönleri incelenmeyen hükümlerin bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 321. maddesi gereğince (BOZULMASINA), 23.01.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.