Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 14121 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 17793 - Esas Yıl 2014





İhbarname No : KYB/2014-183009 Parada sahtecilik suçundan sanık M.. P..’ın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 197/1 ve 52/2. maddeleri gereğince 2 yıl hapis ve 3.000,00 Türk lirası adlî para cezası ile cezalandırılmasına dair (ELBİSTAN) Ağır Ceza Mahkemesinin 21.03.2013 tarihli ve 2012/239 esas, 2013/65 sayılı kararını kapsayan dosyası ile ilgili olarak;Dosyanın diğer sanığı D.. D.. hakkında da, aynı suçtan dolayı hüküm kurulurken, hapis cezası alt sınırdan tayin edildiği halde, adli para cezası bakımından gerekçe gösterilmeksizin alt sınırdan uzaklaşılmak suretiyle mahkumiyet hükmü kurulmuş ise de, bu sanık yönünden hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiş ve itiraz edilmeden kararın kesinleşmiş olması karşısında, olağanüstü kanun yolu olan kanun yararına bozma incelemesine konu edilmemiştir.Ancak sanık Murat’ın parada sahtecilik olarak tespit edilen eyleminden dolayı 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 197/1. maddesinde birlikte öngörülen hapis ve para cezasının uygulanması ile ilgili olarak yapılan incelemede;Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 19.06.2007 tarihli ve 2007/10-108 esas, 2007/152 sayılı kararında da belirtildiği üzere, yasa koyucunun ayrıca adli para cezası öngördüğü suçlarda, hapis cezasının alt sınırdan tayini halinde mutlak surette adli para cezasının da alt sınırdan tayini gerektiği yönünde bir zorunluluk bulunmamakta ise de, bunun gerekçelerinin gösterilmesi dayanılan gerekçelerin de yasal ve dosya içeriğiyle örtüşmesi gerektiği, yine 5237 sayılı Kanun’un 3. maddesinin 1. fıkrasında ise, “suç işleyen kişi hakkında işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı ceza ve güvenlik tedbirine” hükmolunacağının belirtildiği, somut olayda mahkemece temel cezanın tespiti sırasında hapis cezası takdiren alt sınırdan tayin edilmesine rağmen, para cezası tayin edilirken 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 61. maddesine aykırı olacak şekilde alt sınırdan niçin uzaklaşıldığına dair hiçbir gerekçe gösterilmeden ve hüküm kısmında teşdiden uygulama yapıldığı da belirtilmeden, anılan Kanun’un 52/1. maddesinde gösterilen 5 tam gün sayısının çok üzerinde, 30 kat artırım yapılarak 150 gün adli para cezasına hükmedilmek suretiyle, sanık hakkında fazla ceza tayin olunmasında isabet görülmediğinden bahisle 5271 sayılı CMK.nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 05.05.2014 gün ve 30409 sayılı Kanun Yararına Bozma istemine atfen Yargıtay C.Başsavcılığının 21.05.2014 gün ve KYB/2014-183009 sayılı ihbarnamesi ile dairemize tevdii kılınmakla incelendi.TÜRK MİLLETİ ADINAGereği görüşülüp düşünüldü:Hükümlü hakkında temel hürriyeti bağlayıcı ceza alt sınırdan tayin edilmesine karşın, hürriyeti bağlayıcı ceza yanında tayin olunan adli para cezasının farklı gerekçe göstermeksizin alt sınırın üstünde tayini suretiyle çelişkiye neden olunması,Yasaya aykırı ve Adalet Bakanlığı'nın Kanun Yararına Bozma istemine dayalı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının ihbarname içeriği bu itibarla yerinde görüldüğünden Elbistan Ağır Ceza Mahkemesinin 21.03.2013 gün, 2012/239 esas, 2013/65 karar sayılı kararının CMK.nun 309. maddesi uyarınca (BOZULMASINA), hükümlü hakkında 5237 sayılı TCK.nun 197/1. madde ve fıkrası uyarınca temel hürriyeti bağlayıcı ceza yanında adli para cezasına esas alınan 150 günün 5 güne, TCK.nun 52/2. maddesinin uygulanması sonucu hükmedilen 3000 TL'nin 100 TL'ye indirilmesine, infazın bu şekilde yapılmasına, dosyanın Adalet Bakanlığına gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına tevdiine, 09.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.