İhbarname No : KYB-2014/107473 6136 sayılı Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanun'a muhalefet suçundan sanık B.. Ç..'nin, aynı Kanun'un 13/1. maddesi, 647 sayılı Cezaların İnfazı Hakkında Kanun'un 4. maddesi ve 765 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 72. maddesi uyarınca toplam 4.565 Türk lirası adlî para cezası ile cezalan- dırılmasına dair, Gölbaşı Asliye Ceza Mahkemesinin 03.03.2004 tarihli kararının, temyiz talebinin reddine dair Yargıtay 8. Dairesinin 04.04.2006 tarihli ve 2005/1664 esas, 2006/2818 sayılı ilâmı ile kesinleşmesini müteakip, 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun lehe hükümlerinin uygulanması talebi üzerine, sanığın 6136 sayılı Kanun'un 13/1, 765 sayılı Kanun'un 59/2 ve 72. maddeleri uyarınca toplam 2.985 Türk lirası adlî para cezası ile cezalandırılmasına, verilen cezanın 647 sayılı Kanun'un 6. maddesi gereğince ertelenmesine ilişkin aynı Mahkemenin 14.04.2010 tarihli ve 2010/93-140 sayılı kararının Yargıtay 8. Ceza Dairesinin 15.03.2012 tarihli ve 2012/2613-8585 sayılı ilâmı ile onanarak kesinleşmesi üzerine, sanık müdafiinin karar tarihinde zamanaşımı süresinin dolması nedeniyle davanın düşü- rülmesine karar verilmesi yönündeki talebinin kabulü ile 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 223/8. maddeleri gereğince sanık hakkındaki kamu davasının zamanaşımı sebebiyle düşürülmesine dair, (GÖLBAŞI) Asliye Mahkemesinin 01.11.2013 tarihli ve 2010/93-140 sayılı kararını kapsayan dosyasıyla ilgili olarak;5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un “Lehe hükümlerin uygulanmasında usul” kenar başlıklı 9. madde- sinin 4. fıkrasında yer alan; “Kesin hükümle sonuçlanmış olan davalarda, sonradan yürürlüğe giren bir kanunla ilgili olarak lehe hükmün belirlenmesi ve uygulanması amacıyla yapılan yargılama bakımından dava zamanaşımına ilişkin hükümler uygulan- maz.” şeklindeki düzenleme karşısında; sanık hakkındaki kesinleşmiş hükümle sonuç- lanmış olan davanın zamanaşımı sebebiyle ortadan kaldırılmasına karar verilemeyeceği gözetilmeksizin, yazılı biçimde karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle 5271 sayılı CMK.nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 17.03.2014 gün ve 19310 sayılı kanun ya- rarına bozma istemine atfen Yargıtay C.Başsavcılığının 01.04.2014 gün ve KYB/2014- 107473 sayılı ihbarnamesi ile dairemize tevdii kılınmakla incelendi.Gereği görüşülüp düşünüldü:Hükümlünün, 6136 sayılı Yasanın 13/1, maddesi uyarınca cezalandırıl- masına ilişkin 03.03.2004 tarihli mahkumiyet hükmünün, Dairemizin 04.04.2006 gün, 2005/1664 esas, 2006/2818 karar sayılı temyiz talebinin reddine dair kararı ile kesinleşmesinin ardından yapılan uyarlama yargılamasında, 5252 sayılı Yasanın 9/4. maddesi gereğince dava zamanaşımı işlemeyeceği gözetilmeden, yazılı şekilde dava zamanaşımı nedeniyle davanın düşmesine karar verilmesi,Yasaya aykırı ve Adalet Bakanlığı'nın Kanun Yararına Bozma istemine dayalı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının ihbarname içeriği bu itibarla yerinde görüldüğünden Gölbaşı Asliye Ceza Mahkemesinin 01.11.2013 gün, 2010/93 esas, 2010/140 karar sayılı ek kararının CMK.nun 309/4-c maddesi uyarınca kanun yararına bozulmasına, müteakip işlemlerin mahallinde ifasına, dosyanın Adalet Bakanlığına gönderilmek üzere Yargıtay C.Başsavcılığına tevdiine, 05.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.