6136 sayılı Kanuna aykırılık, tehdit ve ruhsatsız el bombası bulundurma suçlarından sanık Hasan'ın yapılan yargılanması sonunda; hükümlülüğüne ve zoralıma dair (Kilis Ağır Ceza Mahkemesi)nden verilen 26.12.2002 gün ve 44 esas, 201 karar sayılı hükmün süresi içinde Yargıtay'ca incelenmesi sanık müdafii tarafından istenilmiş olduğundan dava evrakı C.Başsavcılığından tebliğname ile 18.09.2003 günü daireye gönderilmekle incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:1-6136 sayılı Yasaya aykırılık suçundan kurulan hükme ilişkin temyiz incelemesinde;Yerinde görülmeyen sair itirazların reddine; ancak Adana Bölge Krimi-nal ve Ankara Merkez Kriminal Polis Laboratuarlarından alınan ekspertiz raporlarında, suça konu Kaleşnikov marka otomatik tüfeğin ateşleme iğnesinin de bulunduğu iğne grubunun mevcut olmadığı, bu haliyle 6136 sayılı Yasaya göre yasak niteliği haiz mütalaa edilemeyeceği, ancak eksik olan iğne grubunun temin edilerek veya bir silah ustasının esaslı aletli müdahalesi ile yapılıp yerine takılması halinde memnuiyet vasfını kazanacağının belirtilmiş olması karşısında; dava konusu silahtan hüküm kurulamayacağı, elde edilen "22" adet fişek esas alınıp 6136 sayılı Yasanın 13/son maddesi uyarınca hüküm kurulması gerekirken, yazılı şekilde uygulama yapılması,2-Tehdit ve ruhsatsız el bombası bulundurma suçlarından kurulan hükümlere ilişkin temyiz incelemesine gelince;5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 7. maddesinde "zaman bakımından uygulama", 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 9. maddesinde "lehe olan hükümlerin uygulanmasında usul" kurallarının düzenlenmesi, aynı Kanunun 12. maddesi ile 765 sayılı Türk Ceza Kanununun yürürlükten kaldırılması, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu, 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu ve bu Kanunların hükümden sonra 01.06.2005 ve 15.07.2005 tarihlerinde yürürlüğe girmiş bulunmaları karşısında;5237 sayılı Kanunun 7. ve 5252 sayılı Kanunun 9. maddeleri uyarınca sanığın hukuki durumunun 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile 5395 sayılı Yasa hükümleri de nazara alınarak yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması, Bozmayı gerektirmiş sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı kısmen istem gibi (BOZULMASINA), 16.02.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.