MAHKEMESİ : Merzifon Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 13/11/2012NUMARASI : 2011/11-2012/474H.. O.. ile Hazine ve müşterekleri aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kabulüne dair Merzifon Asliye Hukuk Mahkemesi'nden verilen 13.11.2012 gün ve 11/474 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalı M.. T.. tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacı vekili, davacının eşi S. O.'ın, 272 ada 8 parsel sayılı taşınmazda müşterek mülkiyet hükümleri uyarınca malik bulunan N. T.'dan hissesini haricen 1985 yılında satın aldığını, satın aldığı tarihten itibaren taşınmazı malik sıfatıyla kullandığını, ölümünden sonra da eşi olan davacı tarafından taşınmazın kullanılmaya devam edildiğini, davaya konu parseldeki hissesini devreden kayıt maliki N. T.'ın 04.12.1986 tarihinde vefat ettiğini, bu nedenle davacı lehine TMK'nun 713/2 maddesindeki kazanma koşullarının davacı lehine gerçekleştiğini ileri sürerek 272 ada 8 parsel sayılı taşınmazdaki ölü N. T. adına kayıtlı 7.558.200/15.606.000 hissenin davacı adına tesciline karar verilmesini istemiştir.Davalılar K.. T.., H.. T.. ile davalı Hazine vekili ayrı ayrı davanın reddine karar verilmesini savunmuşlar; diğer davalılar cevap dilekçesi sunmamış, yargılama oturumlarına katılmamışlardır.Mahkemece, davanın kabulü ile 1262 ada, 17 parselde (eski 272 ada, 8 parsel) bulunan taşınmazın çaplı krokisinde gösterilen 158,00 m²'lik kısmının davalılar murisi N. T. adına olan tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline karar verilmesi üzerine; hüküm, süresi içerisinde davalı M.. T.. tarafından temyiz edilmiştir.Dava, kazanmayı sağlayan zilyetlik ve TMK'nun 713/2. fıkrasında yer alan “maliki 20 yıl önce ölmüş…” hukuki sebebine dayalı olarak TMK'nun 713/1 ve 2.fıkraları gereğince tapunun hukuki değerini yitirdiği gerekçesiyle açılan mülkiyetin aktarılmasına ilişkin tapu iptali ve tescil davasıdır.Mahkemece yazılı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmiş ise de; yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmaya elverişli bulunmamaktadır. Şöyle ki; davacı dilekçesinde taşınmazın vefat eden eşi S. O. tarafından sağlığında haricen satın alındığını, ölümünden sonra kendisinin taşınmaz üzerinde zilyetliğinin devam ettiğini beyan .//..2013/17532-2014/9823 -2-etmiştir. Dosya kapsamı ile dava dilekçesindeki bilgilere göre, davacının eşi S. O.'ın ölü olduğu anlaşıldığına göre, murisin terekesi TMK'nun 701 ve 702. maddeleri gereğince elbirliği mülkiyet hükümlerine tabidir. Elbirliği mülkiyetine tabi taşınmazlar üzerinde mirasçıların belirlenmiş payları olmayıp, her birinin payı taşınmazın tamamı üzerinde söz konusudur. TMK'nun 702. maddesi gereğince tasarrufi işlemlerde oybirliği aranır. Davada bir tasarrufi işlem olup, kural olarak üçüncü kişilere karşı tüm mirasçıların birlikte dava açmaları gerekir. Davacı dava dilekçesinde, sadece kendi adına iptal ve tescil isteğinde bulunmuştur. Bu nedenle terekeye dâhil bir taşınmaz için bir veya birkaç mirasçının tek başına üçüncü kişilere karşı dava açma sıfat ve hukuki ehliyeti bulunmamaktadır. Öyle ise, Mahkemece dava konusu taşınmazın muris S. O. mirasçıları arasında ve tüm mirasçıların katılımıyla paylaşılıp paylaşılmadığının, paylaşım, satış, bağış yoluyla davacıya geçip geçmediğinin araştırılması, şayet, murisin terekesi mirasçıları arasında ve tüm mirasçıların katılımıyla paylaşıma tabi tutulmamış, taşınmaz paylaşım, satış veya bağış yoluyla davacıya intikal etmemiş ise, davacının terekeye dâhil taşınmaz için tek başına üçüncü kişilere karşı dava açma sıfat ve ehliyeti bulunmadığından ve tek başına kendi adına iptal ve tescil isteğinde bulunduğundan, TMK'nun 702. maddesi gereğince davanın reddine karar verilmesi gerekmektedir. Bu husus aktif dava açma ehliyetine (dava şartına) ve kamu düzenine ilişkin olup, Mahkemece kendiliğinden gözönünde tutulur. Açıklanan nedenle davalı M.. T..'ın temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla halen yürürlükte bulunan 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesine uyarınca BOZULMASINA, sair hususların incelenmesine yer olmadığına, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK. m.297/ç) ve HUMK'nun 440/1. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 687,00 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davalıya iadesine, 16.05.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.