Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 9754 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 17983 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 1. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ : 11/06/2013NUMARASI : 2013/282-2013/565Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davacı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire'ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: K A R A R Şikayet eden borçlu S.. B.. vekili, İcra Mahkemesi'ne başvurusunda; icra takibine dayanak yapılan ilamda yasal faize hükmedildiği halde icra emrinde “İlamın kesinleşmesinden sonra Anayasal faiz talep edilecektir” denilmek suretiyle Anayasal faiz talebinde bulunulduğunu, bu durumun ilama aykırı olduğu gibi alacağın 6183 sayılı Yasa'dan da kaynaklanmadığını açıklayarak, icra takibinin geçmişe dönük olarak yapılan tüm işlemlerle birlikte iptaline karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, takibe konu ilamın kamulaştırma bedelinin arttırılmasına ilişkin olduğu ve kesinleşme tarihinden sonraki dönem için 17.10.2001 tarihinde yürürlüğe giren 4709 sayılı Kanunla değişik Anayasa'nın 46/son maddesi hükmü uyarınca, kamu alacakları için öngörülen en yüksek faiz oranı talep edilebileceği gerekçesiyle şikayetin reddine karar verilmiş, hüküm borçlu vekili tarafından temyiz edilmiştir.Şikayete konu İstanbul Anadolu 15.İcra Müdürlüğü'nün 2013/10190 Esas sayılı dosyasında; alacaklılar tarafından borçlu S.. B.. aleyhine, İstanbul Anadolu 14. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 22.04.2013 tarih ve 2012/341 Esas, 2013/170 Karar sayılı ilamına istinaden asıl alacak, yargılama giderleri ve ilam vekalet ücreti ile işlemiş faizlerinden oluşan 548.349,83 TL'nin yasal faiziyle tahsili (ilamın kesinleşmesinden sonra Anayasal faiz talep edileceği) talebiyle 25.04.2013 tarihinde takip başlatılmıştır.İlama aykırılık süresiz şikayete tabi olup, her zaman ileri sürülebilir (HGK.nun 21.06.2000 tarih, 2000/12-1002 sayılı kararı). Takip dayanağı ilam kamulaştırma bedelinin arttırılması ilamı olmayıp, şuyulandırma bedelinin arttırılmasına ilişkindir. Anayasa’nın 46/son maddesi kapsamında faiz talebi ve uygulanması doğru değildir. Mahkemece, takibin faize yönelik kısmına ilişkin şikayetin kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir. SONUÇ : Davacı- borçlu vekilinin temyiz itirazının kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda açıklanan nedenle İİK'nun 366. ve HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve İİK.nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine.15.05.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.