Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 9715 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 21779 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : İcra Hukuk MahkemesiDAVA TÜRÜ : Şikayet Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının bozulmasına dair 09.07.2014 tarih, 2013/21524 Esas, 2014/14609 Karar sayılı Daire ilâmının müddeti içinde tashihen tetkiki davalılar tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü: K A R A R Şikayetçi borçlu vekili İcra Mahkemesi'ne başvurusunda, diğer itiraz ve şikayetlerinin yanında; kamulaştırmasız el atmadan kaynaklanan ilama dayalı takipte 6487 sayılı Yasa ile değişik 2942 sayılı Yasa’nın Geçici 6. maddesi gereğince maktu vekalet ücreti ve tahsil harcı alınması gerektiğinden bahisle 10.06.2013 tarihli muhtırada icra vekalet ücretinin ve harçların nispi olarak hesaplanmasını ve fazla hesaplama nedeniyle dosya alacağı üzerinden aşkın haciz yapılması işleminin iptaline karar verilmesini istemiştir. 11.06.2013 tarihinde yürürlüğe giren 6487 sayılı Yasa’nın 21. maddesi ile değişik 2942 sayılı Yasa’nın Geçici 6. maddesinin 7. fıkrasında; ''Bu madde kapsamında açılan davalarda mahkeme ve icra harçları ile her türlü vekalet ücretleri bedel tespiti davalarında öngörülen şekilde maktu olarak belirlenir.'' Yine 13. fıkrasında da; '04.11.1983 tarihinden bu fıkranın yürürlüğe girdiği tarihe kadar kamulaştırma işlemleri tamamlanmamış veya kamulaştırması hiç yapılmamış olmasına rağmen fiilen kamu hizmetine ayrılan veya kamu yararına ilişkin bir ihtiyaca tahsis edilerek üzerinde tesis yapılan taşınmazların idare tarafından kamulaştırılması hâlinde kamulaştırma bedeli ve mahkemelerce malikleri lehine hükmedilen tazminatlar için de bu maddenin on birinci fıkrası, bu fıkra kapsamında kalan taşınmazlar hakkında açılan her türlü davalarda ise yedinci fıkra hükümleri uygulanır.'' düzenlemeleri mevcuttur. Ancak 6487 sayılı Yasa'yla değişen, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun Geçici 6. maddesinin 13. fıkrası, Anayasa Mahkemesi’nin 13.11.2014 tarihli, 2013/95 Esas, 2014/176 sayılı Kararı ile iptal edilmiştir. İptal kararının Resmi Gazete’de yayımlanmasından başlayarak altı ay sonra yürürlüğe girmesine karar verilmiş ise de; Anayasa'nın 11. maddesinde, Anayasa'nın bağlayıcılığı ve üstünlüğü ilkesi düzenlenmiş, 138. maddesi ise hakimlere herşeyden önce Anayasa'ya uygun olarak hüküm verme yetkisi tanımıştır. Anayasa'nın 11. ve 138. maddeleri, hakime Anayasa'ya aykırılığı saptanmış, yasa hükmünü iptal kararı yürürlüğe girmemiş olsa bile uygulamama yetkisini hatta yükümlülüğünü vermektedir. Zira iptal edilen hükmün uygulanması, hak arama hürriyetinin içini boşaltma anlamına gelecek ve Hukuk Devleti ilkesi ihlal edilmiş olacaktır. Nitekim, Uyuşmazlık Mahkemesi ve Danıştay'ın iptal kararının yürürlüğe girmemiş olması halinde dahi Anayasa'ya aykırılığı saptanmış Yasa hükümlerinin uygulanamayacağına işaret eden kararları vardır. Anayasa Mahkemesi'nin iptal kararını duyurması, iptal edilen Yasa'nın uygulanmasını durdurucu bir tedbir niteliğine bürünmektedir. Karar gerekçelerinin yazımı ve yayımlanmasının uzun süre alması karşısında hiç olmazsa iptal kararının duyurulması, Anayasa'ya aykırı Yasa hükmünün uygulanmasını engelleyecektir. (Turan Yıldırım Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi İd. Huk. Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi-Amme İdaresi Dergisi, cilt:26). İptal hükmünün Resmi Gazete'de yayımlanmasından 6 ay sonra yürürlüğe girecek olması Kanun Koyucuya Anayasa'ya uygun yeni Yasa maddesi hazırlanması için verilmiş süre olup, bu süre iptal hükmünün uygulanmasını engellemeyecektir. Somut olayda; 02.04.2013 Karar tarihli takip konusu ilamda; idarenin kamulaştırmasız elatma eyleminin 1983 yılından öncesine ait olduğuna ilişkin iddia ve bilgi bulunmamaktadır. Bu nedenle kamulaştırmasız elatmaya ilişkin eylemin 1983 yılından sonra olduğunun kabulü gerektiğinden olayda uygulanması gerekli 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun Geçici 6. maddesinin 13. fıkrası Anayasa'ya aykırı görülerek 13.11.2014 tarihinde Anayasa Mahkemesi'nce iptal edilmiş olmakla uygulanırlığı kalmamıştır. Böylece 1983 yılından sonraki el koymaya ilişkin kamulaştırmasız elatma bedellerine dair dava ve takiplerde mahkeme ve icra harçları ile her türlü vekalet ücretlerinin maktu hesaplanması söz konusu olmayıp nispi olarak belirlenmelidir. Bu durumda, Mahkemece anılan iptal kararı kapsamında icra vekalet ücretinin nispi hesaplanması gerektiği nazara alınarak, şikayetin reddi kararı yerinde olup, hükmün onanması yerine bozulmasına karar verildiği görülmekle, alacaklı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü gerekmiştir. SONUÇ: Alacaklı vekilinin karar düzeltme talebinin kabulü ile Dairemiz'in 16.09.2014 tarih, 2014/18689 Esas, 2014/384 Karar sayılı bozma ilamının kaldırılmasına, Mahkeme kararının yukarıda açıklanan nedenle İİK'nun 366. ve HUMK'nun 438. maddesi uyarınca ONANMASINA, 30.04.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.