Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 961 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 8325 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : Marmaris 3. Asliye Hukuk (Aile) MahkemesiTARİHİ : 14/11/2012NUMARASI : 2010/522-2012/631H.. B.. ile M.. A.. aralarındaki mal rejiminin tasfiyesi kapsamında alacak davasının reddine dair Marmaris 3. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi'nden verilen 14.11.2012 gün ve 522/631 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacı vekili, evlilik birliği içinde tarafların birlikte halı dükkanı çalıştırdıklarını, bu işte vekil edeninin satış işlerinde yardımcı olduğunu; daha sonra kafeterya açtıklarını, vekil edeninin evde yaptığı ürünlerin bu işyerinde satıldığını; sonrasında taksi işlettiklerini, vekil edeninin aracın temizlik ve bakım işlerinde yardımcı olduğunu, evlilik birliği içerisinde edinilen bu gelirler ile dava konusu ev ve altındaki dükkanın satın alındığını açıklayarak, mal rejiminin tasfiyesi kapsamında sadece eve ilişkin olarak fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 30.000 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak vekil edenine verilmesini istemiştir.Davalı vekili, davacının uyuşmazlık konusu evin edinilmesinde katkısının bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.Mahkemece,ispat edilemediği gerekçesiyle; davanın reddine karar verilmiştir. Hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamından; Mahkemece yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmiş ise de; yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmaya elverişli değildir. Şöyle ki; taraflar 12.04.1983 tarihinde evlenmişler, 24.03.2009 tarihinde açılan boşanma davasının kabulü ve hükmün 16.09.2010 tarihinde kesinleşmesiyle boşanmışlardır. 4721 sayılı TMK'nun 179.maddesine göre mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı olduğu rejime ilişkin hükümler uygulanacaktır. Taraflar arasında başka bir mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğine göre, evlenme tarihinden 4721 sayılı TMK'nun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı, bu tarihten mal rejiminin sona erdiği boşanma davasının açıldığı tarihe kadar TMK'nun 202.maddesine göre yasal edinilmiş mallara katılma rejimine tabi olacaklardır. Eşler arasındaki mal rejimi TMK.nun 225/2.maddesine göre boşanma davasının açıldığı 24.03.2009 tarihi itibariyle sona ermiştir. Uyuşmazlık konusu 230 ada 309 sayılı parselde kain ev, 743 sayılı TKM'nin 170. maddesine göre eşler arasında mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu dönemde 12.12.1997 tarihinde edinildiğine göre; uyuşmazlığın Borçlar Kanunu'nun genel hükümlerine göre çözüme kavuşturulması gerekmektedir. Bu kapsamda; uyuşmazlık konusu ev, 01.01.2002 tarihinden önce edinildiğinden, davacının katkı payı alacağı isteğinde bulunabilmesi için, taşınmazın edinilmesinde maddi katkı sağlaması zorunludur. Öncelikle, taksi işletmeciliği yönünden davacının aracın temizlik ve bakımına yardımcı olması maddi anlamda katkı sayılmaz. Ancak, eldeki davada dinlenen davacı tanığı N.. Ç.., davacının evlilik birliği içerisinde işletilen halı dükkanı ve kafeteryada davacının katkıda bulunduğunu açıklamış ancak, bu kapsamda ne şekilde katkı sağladığını net olarak belirtmemiştir. Diğer davacı tanığı Z.. Ö..'in görgüye dayalı bilgisi, nizalı evin edinilmesinden sonra 2000 yılından sonrasına ait olduğundan, davanın esasına etkisi bulunmamaktadır. Yine, halı dükkanının, dava konusu taşınmazın edinilmesinden önce işletildiği sabit iken, kafeteryanın taşınmazın edinilmesinden önce mi ve yahut sonra mı işletildiği belirsizdir.Hal böyle olunca; taraflar arasında, boşanma isteğine ilişkin olarak görülen Marmaris 2. Asliye Hukuk (Aile Mahkemesi sıfatıyla) Mahkemesi'nin 2009/150 Esas ve 2010/394 Karar sayılı dosyasının delil olarak gösterildiği de gözetilerek, anılan dosyanın getirtilerek dosya arasına alınması, kafeteryanın taşınmazın edinilmesinden önce mi ve yahut sonra mı işletildiği konusunda taraflardan açıklamada bulunmalarının istenilmesi, bu konuda gerekirse delil sunmaları için süre ve imkan tanınması, davanın esasına etkili olabilecek tanıkların yeniden çağrılarak davacının halı dükkanında satış işlerinde devamlı olarak yardımcı olup olmadığı, yine taşınmazın edinilmesinden önce işletilmiş ise kafeteryada satılmak üzere evde ürün imal edip etmediğinin ve etmiş ise bu çalışmalarının devamlılık arz edip etmediğinin sorulması, bu şekilde davacının işletmelerdeki katkısı dava konusu evin edinilmesinden önce devamlılık (veya katkı sağlayacak kadar kısmen) arz etmiş ise, davacının gelir olarak katkı oranının belirlenip belirlenemeyeceğinin gözetilerek, eğer katkı oranı belirlenemeyecek durumda ise; hakkaniyet ve fedakarlığın denkleştirilmesi ilkesi ve 6098 sayılı TBK'nun 50. ve 51. maddelerinin kapsamları gözetilerek dava konusu taşınmazların dava tarihindeki değeri üzerinden belirlenecek tazminat niteliğinde bir miktar paranın katkı payı alacağı olarak hüküm altına alınması gerekirken yazılı şekilde eksik araştırma ve inceleme ile davanın reddine karar verilmesi isabetsiz olmuştur.Davacı vekilinin, temyiz itirazları bu kapsamda yerinde olduğundan kabulüyle, hükmün açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollaması ile halen yürürlükte bulunan 1086 sayılı HUMK'nun 428.maddesi uyarınca oybirliğiyle BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK'nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 24,30 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, 23.01.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.