İcra Hukuk MahkemesiDAVA TÜRÜ : Şikayet Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki temyiz eden tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire'ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: K A R A R Borçlu vekili İcra Mahkemesi'ne başvurusunda;, icra emrinin takibe dayanak ilamda ve takip talebinde borçlu olarak gösterilen... nin .... tebliğ edildiğini, takibe dayanak ilamda müvekkilinin takip borçlusuna izafeten taraf teşkili maksadıyla hasım gösterildiğini, dayanak ilamda hükmün müvekkili temsilci aleyhine değil sözleşmede taraf olan borçlu .... aleyhine hüküm verildiğini, müvekkilinin borçlu şirketin acentası konumunda olduğunu ve ilamdan kaynaklanan borçtan bir sorumluluğu olmadığını belirterek icra emrinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, takip dayanağı ilamda hükmün acente aleyhinde değil asıl borçluya izafeten kurulduğu, icra takibinin ise ilama uygun olarak yapıldığı, asıl borçlunun takipte borçlu olarak gösterildiği, icra emrinin yurt içinde işlem yapan acenteye tebliğ edildiği, takip ve icra emri tebliğ işlemlerinde yasaya uymayan bir yön bulunmadığı gerekçesiyle şikayetin reddine karar verilmesi gerekir iken bir yanılgı sonucu şikayetin kabulü ile icra emrinin iptaline karar verildiği belirtilmiştir. İcra Mahkemesi'nce, kararın gerekçe bölümünde acenteye karşı yapılan takibin ilama uygun olduğu, acenteye takip ve icra emri tebliğ işlemlerinde Yasa'ya aykırılık bulunmadığından şikayetin reddi gerektiği, açıklanmış olmasına rağmen, aynı kararın hüküm kısmında ise ''icra emrinin iptaline'' şeklinde karar verildiği, bu durumda gerekçeye uygun olarak karar verilmesi gerekirken HMK'nun 297. maddesine aykırı davranıldığı anlaşılmıştır. Öncelikle anılan madde hükmü doğrultusunda gerekçe ve hüküm arasındaki çelişki giderilerek karar verilmesi gerekeceğinden, mahkeme kararının bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle, İİK'nun 366 ve 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve İİK'nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 28.04.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.