Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 9486 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 17576 - Esas Yıl 2014
MAHKEMESİ :İcra Hukuk MahkemesiDAVA TÜRÜ : İstihkakYukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki temyiz eden tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire'ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:K A R A R Davacı 3. kişi vekili, dava konusu takip dosyasında müvekkili şirketin adresinde yapılan haciz işlemi esnasında, adresin borçlu şirketle bir alakasının bulunmadığının haciz mahalindeki malların da müvekkiline ait olduğunun beyan edilmesine rağmen, haciz yapılıp kanun hükmüne açıkça aykırı davranılarak muhafaza işleminin uygulandığını, davacıya ait adrese takip borçluları adına bir tebligat yapılmadığının icra dosyasından görüleceğini, haciz adresinin borçlu ile bağlantılı olduğu yönünde hiçbir emarenin olmadığını belirterek muhafaza altına alınan menkullerin dava sonuçlanıncaya kadar davacı şirkete teslimi ile davacının mülkiyet sahibi olduğu tartışmasız delillerle kanıtlanmış olduğundan istihkak davalarının kabulüne, davalı şirketin İİK 97/15 uyarınca mahcuzların bedelinin % 20'sinden az olmamak üzere tazminat ödemeye mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı alacaklı vekili, davanın kötü niyetli olarak açıldığını, İİK'daki mülkiyet karinesi kavramının zilyetlikten daha geniş bir anlam içerdiğini de dikkate aldıklarında haczedilen menkullerin İİK anlamında 3. şahsın elinde kabul edemeyeceklerini, dolayısı ile de haczin İİK 88 ve İİK 99 olarak değerlendirilemeyeceği kanaatinde olduklarını, borçlu ile davacı 3. şahsın faaliyet alanları iştigal konularının aynı olduğunu, yapılan işlemlerin muvazaalı olduğunu belirterek haksız davanın reddine ve davacı aleyhine % 20'den aşağı olmamak üzere inkar tazminatı hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, ticaret sicil kayıtlarına göre borçlu şirketin adresinin .... mah. ...... cd. ... İstanbul olduğu, 18/05/2012 tarihinde yapılan haczin ise .... Köyü ....Çatağı Mevkiinde yapıldığı, borçluya ödeme emri tebligatının ... adresinde yapıldığı, haciz yapılan adresin ise davacı şirketin ticaret sicilde kayıtlı şube adresi olduğu, haciz sırasında borçlu şirket temsilcisinin ya da sahiplerinin haciz mahalinde bulunmadıkları, borçlu şirket temsilcisi ve ortakları ile davacı şirket ortak ve yetkilileri arasında herhangi bir bağ bulunmadığı, davacı şirket tarafından dosyaya sunulan faturaların ticari defterlerinde yer aldığı anlaşılmakla mülkiyet karinesinin davacı 3. kişi lehine olduğu, davalı alacaklı tarafın bu karinenin aksini kanıtlar derecede bir delil sunamadığı gerekçesiyle davacının istihkak iddiası yerinde görülmüş; tazminat talebi yönünden ise alacaklının kötü niyetli olduğuna dair bir delil bulunmadığından tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.Hüküm, davacı 3. kişi ve davalı alacaklı vekilleri tarafından temyiz edilmiştir. Uyuşmazlık İİK'nun 96 ve devamı maddeleri gereğince açılmış istihkak davasıdır.Yargıtay’ın ve Dairemizin istikrar kazanan uygulamasına göre; takip borçlusunun istihkak iddiasına karşı tutumu belirli ise ve duruşmalara dahil edilmesi, işin esasına etki etmeyecekse davada taraf olarak gösterilmesi gerekli değildir. Ne var ki, yokluğunda yapılan haciz işleminden ve istihkak iddiasından haberdar edilmeyen, 103 davet kağıdı da tebliğ edilmeyen borçlunun hukuki dinlenilme hakkını kullanması için davaya dahil edilmesi gerekir. Eldeki dava konusu takip borçlusuna Taşdildiren ... .......şirketinin istihkak iddiasına karşı tutumu belirlenemediğinden, davalı sıfatı ile davaya katılmasının sağlanması için, davacı 3. kişiye süre verilerek taraf teşkilinin sağlanması, tarafların tüm delillerinin toplanmasının ardından, işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeksizin verilen karar usul ve yasaya aykırı olduğundan bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün İİK'nun 366 ve 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına; taraflarca İİK'nun 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 20.313,20 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davalıya iadesine, 30.05.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.