MAHKEMESİ :İcra Hukuk MahkemesiDAVA TÜRÜ : ŞikayetTaraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.KARARBorçlu vekili, takibe konu ilamın kesinleşmeden icraya konu edilemeyeceğini belirterek, icra takibinin iptalini istemiştir. Mahkemece, dayanak ilamın kesinleşmeden takibe konu edilemeyeceği gerekçesi ile takibin iptaline karar verilmiş, hüküm alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir. HMK'nun Geçici 3. maddesi gereğince uygulanması gereken HUMK'nun 443/4. (HMK'nun 367/2.) maddesinde; "Aile ve şahsın hukukuna mütedair hükümlerin kesinleşmedikçe takibe konulamayacağı" düzenlenmiştir. Takip dayanağı ...1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi'nin 2013/36 Esas ve 2014/201 Karar sayılı ilamının, FSEK hükümlerine dayalı olarak açılan maddi ve manevi tazminat davasına ilişkin olduğu, ilamın tarafların hukuki durumunda sicil ve kayıtlarda değişiklik yaratacak nitelikte olmadığı, hakkın özü ile ilgili olmayıp, malvarlığında değişiklik yaratacak nitelikte olduğu görülmektedir. Bu nedenle ilamın kesinleşmeden takibe konulabileceği nazara alınarak, şikayetin reddi gerekirken yazılı gerekçeyle takibin iptaline karar verilmesi isabetsizdir. SONUÇ: Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA,taraflarca İİK'nun 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 31/01/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.