Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 923 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 8270 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi ... ile ... aralarındaki zilyetliğe haklılık davasının Mahkeme'nin görevsizliğine dair .... Sulh Hukuk Mahkemesi'nden verilen 14.05.2012 gün ve 212/374 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:K A R A R Davacı vekili; mülkiyeti Hazineye ait olan 30 ada 7 parsel sayılı taşınmazın, muristen intikalen 80-90 yıldan beri vekil edeni davacı tarafından kullanılarak ecrimisil bedellerinin ödendiğini, davalının ise davacının kullandığı ve zilyetliğinde bulundurduğu taşınmazın 655 m2'lik bölümüne tecavüz ettiğini açıklayarak, davalının haksız müdahalesinin men'ine, muarazanın giderilmesine, tecavüzlü duvar ve avlanın kal'ine ve taşınmazın eski hale getirilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili; dava zamanaşımı süresinin dolduğunu, dava konusu bölümü davacının babası ve davacıdan vekil edeninin satın aldığını, 1983 yılından beri zilyet olduklarını belirterek, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece; davanın, zilyetliğe haklılık davası olarak nitelendirildiği ve davaya bakma görevinin Asliye Hukuk Mahkemesi olacağı gerekçesiyle Sulh Hukuk Mahkemesi'nin görevsizliğine, karar kesinleştiğinde ve talep halinde dava dosyasının yetkili ve görevli... Asliye Hukuk Mahkemesi'ne gönderilmesine, karar verilmiştir. H??küm, süresi içerisinde davalı tarafından temyiz edilmiştir. Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamından; çekişme konusu 30 ada 7 parsel, 2021 m2 yüzölçümünde ve "...." vasfıyla Hazine adına tapuda kayıtlıdır. Davacı vekili, taşınmazın 655 m2 yüz ölçümündeki bir kısmına davalının avla çekip, duvar içine aldığını, bu kısma davalının sebze ekip, meyve ağacı diktiğini ve haksız müdahale ettiğini açıklamıştır. Uyuşmazlık, mülkiyeti Hazineye ait olan yerde üstün zilyetliğin kimde bulunup bulunmadığında toplanmaktadır. Bu durumda, TMK'nun 974 ve devamı maddeleri gereğince, dava zilyetliğin korunması davasıdır. Hemen belirtmek gerekir ki, zilyetliğin korunması davasıyla zilyet, zilyetliğin hakka dayandığını ispat külfetine katlanmadan sadece zilyetliğini öne sürerek Sulh Hukuk Mahkemeleri'nde uygulanan basit yargılama usulünün sağladığı kolaylıklardan yararlanır. Bu tür davalarda dava değerine bakılmaksızın Sulh Hukuk Mahkemeleri görevlidir. Mahkemecetaraf delilleri toplanarak dava tarihi itibariyle üstün zilyetliğin hangi tarafta olduğu belirlenerek elde edilecek sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken taraflar arasındaki uyuşmazlık yanlış nitelendirilerek  yazılı şekilde Mahkemenin görevsizliğine karar verilmiş olması doğru görülmemiştir. Davalı vekilinin, temyiz itirazları açıklanan nedenle yerinde olduğundan kabulüyle, hükmün 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, HUMK'nun 440/III-2 bendi gereğince ilama karşı karar düzeltme yolunun kapalı bulunduğuna ve 21,15 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davalıya iadesine, 29.01.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.