Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 9158 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 26655 - Esas Yıl 2014





İcra Hukuk MahkemesiDAVA TÜRÜ : İstihkak ... ile ..... ve müşterekleri aralarındaki istihkak davasının reddine dair İcra Hukuk Mahkemesi'nden verilen 24.09.2013 gün ve 973/878 sayılı hükmün duruşma yapılması suretiyle Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmiştir. Dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 24.11.2015 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü temyiz eden davacı .... vekili Avukat .... geldi, başka kimse gelmedi. Duruşmaya başlanarak temyiz isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan ve hazır bulunanların sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek; dosyanın incelenmesi sonucu görülen eksikliklerin ikmali için dosyanın mahal mahkemesine iadesine karar verilmesini takiben eksiklik tamamlanmış olmakla dosya yeniden incelendi gereği düşünüldü: KARARDavacı üçüncü kişi vekili, asıl dosyada İcra Müdürlüğü’nün 2011/12906 sayılı takip dosyasında yapılan 09.10.2012 günlü haczin 3.kişinin faaliyette bulunduğu adreste gerçekleştirildiğinden bahisle istihkak iddiasının kabulü ile haczin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiş, birleşen dosyada İİK'nun 97. maddesinin uygulanmasına yönelik olarak şikayette bulunmuştur.Davalı alacaklı vekili, borçlu şirket ile 3.kişi şirketin ortakları arasında akrabalık bulunduğunu, borçlu şirketin alacaklılarından mal kaçırmak amacıyla hareket edildiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece toplanan delillere göre; “Borçlu şirket ile 3. kişi şirketler arasında organik bağ bulunduğu, istihkak iddiasında bulunan şirket ortakları ile borçlu şirket ortaklarının aynı kişiler ya da aynı soyadı taşıyan kişiler oldukları, aynı iş kolunda faaliyet gösterdikleri, borçlu şirket çalışanlarının bir kısmının davacı şirkette çalışmaya devam ettikleri, davacı şirket ile borçlu şirketin muvazalı olarak alacaklılardan mal kaçırmak amacıyla hareket ettiği “ gerekçesi ile asıl dosyada davanın reddi ile birleşen dosyada İİK 97. maddesinin uygulanmasına yönelik şikayetin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı 3.kişi tarafından temyiz edilmiştir.1-Davacı 3.kişi vekilinin, birleşen dosyada İİK'nun 97. maddesinin uygulanmasına ilişkin şikayetin reddine yönelik temyiz incelemesinde;İcra Mahkemesi kararlarından hangilerinin temyiz olunabileceği özel hükümlerle ve genel olarak da İİK'nun 363. maddesinde birer birer açıklanıp gösterilmiştir. Bunların dışında kalan Mahkeme kararları kesindir. Yargıtay'ca incelenmesi istenen karar bu maddelerle tespit edilen kararlar arasına girmeyip kesin nitelikte bulunduğundan temyiz dilekçesinin REDDİNE, 2-Davacı 3.kişi vekilinin, asıl dosyada, istihkak iddiasının reddine ilişkin olarak temyiz incelemesinde;İcra takip dosyası içerisinde bulunan evraklardan, 17.01.2014 tarihinde dosyanın infaz edilmesi nedeni ile dosyadaki tüm hacizlerin fekkine karar verildiği görülmüştür. İstihkak davalarında geçerli bir haczin bulunması dava şartı olup, haciz ortadan kalktığına göre davanın konusuz kaldığı dikkate alınmadan işin esasına yönelik yazılı biçimde karar verilmesi isabetli olmamıştır.Somut olayda yapılması gereken iş, dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına karar verip, maktu karar ve ilam harcı ile dava değeri üzerinden hesaplanacak nispi vekâlet ücretinin davanın açılmasına neden olan tarafa yükletilmesinden ibaret olup mahkemece yapılan araştırmanın da haklılık durumunu belirlemeye yeterli olmadığı görülmektedir.Davalı üçüncü kişi ve borçlu şirketlerin ilk kuruluşundan günümüze değin tüm ortaklarını ve hisse devirleri ile faaliyet adreslerini gösterir ticaret sicil kayıt örnekleri ile SGK kayıtları getirtilmediği için aralarında ortaklık yapısı ve aynı adreste faaliyet göstermeleri nedeni ile organik bağ bulunup bulunmadığı ya da borcun doğum tarihine göre alacaklıdan mal kaçırmak için kendi aralarında işlemler yapılıp yapılmadığı denetlenememektedir. Mahkemece yapılması gereken iş; öncelikle, borçlu ve üçüncü kişi şirketlerin ilk kuruluşlarından itibaren tüm ticaret sicil ve SGK kayıtlarının getirtilerek iki şirket arasındaki organik bağı araştırmak, haciz mahallinde kolluk aracılığı ile inceleme yaptırıp, Vergi Dairesi’ndeki kayıtlar üzerinden haciz adresinde, haciz tarihinden itibaren geriye doğru kimlerin faaliyet gösterdiğini de araştırarak, toplanacak delillerin sonucuna göre muvazaanın bulunup bulunmadığını tayin etmek olmalıdır. Bu şekilde yapılan araştırmalar yeterli olmadığında şirketlerin ticari kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi de yaptırıp sonucuna göre borcun doğum tarihinden sonra alacaklıdan mal kaçırmak için danışıklı işlemler yapılıp yapılmadığı değerlendirilmelidir. Muvazaanın bulunmadığı sonucuna varılırsa, bu kez üçüncü kişinin sunduğu faturaların gerçekliği, bunların mahcuzlara uygunluğu, konuları keşif ve bilirkişi incelemeleri ile tespit edilmeli, bu sırada alıcı ve satıcı firmaların ticari kayıtlarına, ödeme vb. hususlara da bakılmalı, davanın açıldığı tarihe göre haklılık durumu değerlendirilmelidir.SONUÇ:Davacı üçüncü kişinin yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle şikayetin reddine ilişkin temyiz dilekçesinin İİK’nun 363, 365/3, Ek 1. maddeleri uyarınca REDDİNE; (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle istihkak talebinin reddine dair temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, Yargıtay duruşmasının yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca 1.100,00 TL Avukatlık Ücreti'nin davalıdan alınarak Yargıtay duruşmasında avukat marifetiyle temsil olunan davacıya verilmesine ve 24,30 TL peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine 22.04.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.