Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 911 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 7523 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi... ile Hazine ve... Köyü Tüzel Kişiliği aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair.... Sulh Hukuk Mahkemesi'nden verilen 20.04.2012 gün ve 243/148 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalı Hazine temsilcisi tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü: KARARDavacı vekili,... Köyü'ndeki,....... Köyü yolunun üst tarafında, güneyinde boşluk,...., kuzeyinde yol, batısında boşluk, doğusunda.... ile çevrili 8-9 dönüm miktarındaki, sabit sınırlı tarlayı 30-35 yılı aşkın bir süredir nizasız fasılasız ekip biçerek müvekkilinin kullandığını, Hazine, orman veya başkası ile ilgisinin bulunmadığını ileri sürerek, taşınmazın müvekkili adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.Davalı Hazine temsilcisi davanın reddini savunmuş; davalı köy davaya karşı bir savunma getirmemiştir.Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir. Dava, kazanmayı sağlayan zilyetlik hukuksal sebebine dayalı olarak TMK.nun 713/1, 996 ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14.maddesi gereğince açılan mülkiyetin aktarılmasına ilişkin tescil davasıdır. Mahkemece, yazılı gerekçe ile davanın kısmen kabulüne ve kısmen reddine karar verilmiş ise de; yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye elverişli bulunmamaktadır.Şöyle ki, tensip ara kararı ile istenen bilgi ve belgeler gelmeden 10.06.2011 tarihli celsede keşif günü verildiği, tanıklar ve Bilirkişilerin keşif yerine nasıl çağrılacağını göstermediğinden bu ara kararının usule aykırı olduğu, taraflara tanık ve delil bildirmeleri için süre ve imkân tanınmadığı, Yerel Bilirkişi listesi getirtilmediği, keşif sırasında bir Yerel Bilirkişi ve bir tanığın dinlenmesiyle yetinildiği (3402 s.K.md. 14/1) görülmüştür. Ayrıca Hava Fotoğrafları ile Fotoplan, Fotometrik ve Fotogrametrik paftalar getirtilerek yararlanılmamıştır.Öte yandan, 766 sayılı Tapulama Kanunu'nun 2. maddesi uyarınca dava konusu taşınmazın orman sahası olduğu belirtilerek tapulama dışı bırakıldığı bildirilmiş; orman bilirkişi raporunda taşınmazın iki tarafının orman olduğu tespit edilmiştir. Tüm açıklamalar kapsamında, bir taşınmazın kullanım süresi, niteliği ve zilyetlik süresini en iyi belirleme yöntemi hava fotoğraflarıdır. Ne var ki, Mahkemece uyuşmazlığın çözümünde hava fotoğraflarından da faydalanılmamıştır.Bu durumda Mahkemece yapılacak iş; öncelikle davanın orman idaresine yöneltilmesi sağlandıktan sonra zilyetliğin maddi olaylardan olduğu gözetilerek taraflara tanık ve delillerini bildirmeleri için süre ve imkân tanınması, Yerel Bilirkişi listesinin temin edilmesi, taraf tanıkları ile Yerel Bilirkişilerin HUMK.nun 243 ve 244 maddeleri gereğince yeniden yapılacak keşif yerine davetiye ile çağrılmaları, gelmedikleri takdirde zabıta yoluyla keşif yerinde hazır bulundurulmaları (HMK.nun 245. maddesi) uyuşmazlığın taşınmaza ilişkin olması sebebiyle Yerel Bilirkişi ve tanıkların keşif yerinde ayrı ayrı dinlenmeleri, beyanlar arasındaki çelişkinin HUMK.nun 261. maddesi gereğince giderilmesi, Orijinal kadastro paftasının onaylı örneğinin komşu parselleri gösterir biçimde Kadastro Müdürlüğü'nden istenmesi, 6831 sayılı Orman Kanunu uyarınca orman kadastrosu yapılıp yapılmadığının sorulması, dava tarihinden geriye doğru en az 20 yıl (1980-1990 tarihleri arası) öncesine ait iki ayrı zamanda çekilmiş hava fotoğraflarının Harita Genel Komutanlığı'ndan, Fotoplan, Fotometrik, Fotogrametrik paftaların ise İl Kadastro Müdürlüğü'nden getirtilerek dosya arasına konulması, Jeodezi ve Fotogrametri Uzmanı Mühendis, Orman Mühendisi ile Teknik Yerel Bilirkişi ve tanıkları aracılığıyla yeniden yapılacak keşifte uygulanması ondan sonra iddia ve savunma çerçevesinde toplanan delillere göre hüküm kurulması gerekirken, eksik soruşturma ile yazılı gerekçelerle hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olmuştur.Açıklanan nedenle davalı Hazine temsilcisinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla halen yürürlükte bulunan 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, HUMK'nun 440/III-1, 2, 3 ve 4. bentleri gereğince ilama karşı karar düzeltme yolu kapalı bulunduğuna 28.01.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.