Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 895 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 5008 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : Kurtalan Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 29/11/2012NUMARASI : 2012/129-2012/535DSİ Genel Müdürlüğü ile E.. İ.. ve müşterekleri aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının reddine dair Kurtalan Asliye Hukuk Mahkemesi'nden verilen 29.11.2012 gün ve 129/535 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı Hazine temsilcisi tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: KARARDavacı D.. M..'nü temsilen Kurtalan Mal Müdürü Hazine temsilcisi sıfatı ile verdiği dava dilekçesinde, davalı adına tespit ve tescil edilen 148 sayılı parselin Hazine'nin fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak koşuluyla nehir yatağında kalan 8312 m2'lik kısım bakımından davalının tapu kaydının iptali ile Maliye Hazinesi adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde, açılan davanın haksız ve hukuka aykırı olarak açıldığını belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Mahkemece, “…02.11.2011 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 662 sayılı KHK.nin 49. maddesinde DSİ Genel Müdürlüğü'nün kamu tüzel kişiliğine sahip bir kurum haline gelmiş olduğunu, davanın açıldığı tarihte kamu tüzel kişiliğine haiz bulunduğunu, Hazine temsilcisi tarafından DSİ Genel Müdürlüğü adına dava açamayacağını ve takip edemeyeceğini..." gerekçe göstermek üzere HMK'nun 115. maddesi gereğince davanın usulden reddine karar verilmesi üzerine hüküm, Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir. Dava, Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan nehir yatağındaki yer bakımından tapu kaydının iptali ile Maliye Hazinesi adına tapuya kayıt ve tesciline ilişkindir. Mahkemece, HMK'nun 115. maddesi gereğince usulden davanın reddine karar verilmiş ise de mahkemenin bu görüşüne ve gerekçesine katılma olanağı bulunmamaktadır. Her ne kadar dava dilekçesinde davacı olarak DSİ Genel Müdürlüğü gösterilmiş ise de temsilci olarak Kurtalan Mal Müdürlüğü'nün gösterildiği dava dilekçesinin sonuç kısmında açık bir biçimde; “…fazlaya ilişkin haklarımı saklı kalmak kaydıyla nehir yatağında kalan 8312 m2'lik taşınmaz bölümü bakımından davalının tapu kaydının iptali ile Maliye Hazinesi adına tapuya kayıt ve tescilini istediğine göre davacı olarak Hazine yerine DSİ Genel Müdürlüğü'nün yazılması HUMK gözetildiğinde temsilde hatanın olduğunun kabulü gerekir. Bundan ayrı davanın yeni yürürlüğe giren HMK döneminde 2012 yılında açıldığı anlaşılmıştır. HMK'nun 124/3. fıkrasına göre; “ancak maddi bir hatadan kaynaklanan ve dürüstlük kuralına aykırı olmayan taraf değişikliği talebi karşı tarafın rızası aranmaksızın hakim tarafından kabul edilir," Aynı maddenin 4. fıkrasına göre ise; "dava dilekçesinde tarafın yanlış ya da eksik gösterilmesi kabul edilebilir bir yanılgıya dayanıyorsa hakim karşı tarafın rızasını aramaksızın taraf değişiklik talebini kabul edebilir. Bu durumda hakim, davanın tarafı olmaktan çıkarılan veya aleyhine dava açılmasına sebebiyet vermeyen kişi lehine yargılama giderlerine hükmeder.” açıklaması yer almaktadır. Öte yandan davacı Hazine temsilcisi temyiz dilekçesinin 1 nolu paragrafında, “…dava konusu parselin dere yatağı olması sebebiyle Hazine adına kaydedileceği ve daha sonra DSİ Genel Müdürlüğü'ne tahsis edileceği düşünüldüğünden kendileri tarafından açılan davanın kabulüne karar verilmesi gerekirdi..." açıklamasına yer vermiştir. Yapılan açıklamalar ve özellikle HMK'nun 124/3. fıkrası göz önünde bulundurulduğunda, somut olayda davacı sıfatı bakımından temsilde hatanın olduğunun kabulü gerekir. Bu nedenle davacının Hazine olduğu göz önünde bulundurularak iddia ve savunma doğrultusunda taraf delilleri toplanmak suretiyle işin esası hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi gerekirken dosya kapsamıyla örtüşmeyen HMK'nun 115. maddesi gözetilerek davanın usulden reddine karar verilmesi doğru değildir. Davacı Hazine temsilcisinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulüyle hükmün 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK'nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 21.01.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.